Nefret söylemi Alevi mahallesine sıçradı!
09:11
Ceren Karlıdağ/ JINHA
İSTANBUL - Sarıyer'in Ömürtepe mahallesinde Alevilerin yaşadığı evlerin üzerine "Alevi defol" yazılamaları yapıldığı görülürken, alevi kadınlar ise yaşanan bu durumun AKP Hükümetinin ayrımcı söylemleri ve devlet politikalarının yansıması olarak yaşandığını ifade etti.
Devletin Türk-İslam sentezi politikalarının her zaman ilk hedefinde olan Alevi toplumu, katliamlar tarihi boyunca 'alışık' olduğu yöntemler ile baskılanmaya devam ediyor. Maraş, Sivas, Çorum katliamları sırasında evlerinin duvarları kırmızı çarpılar ile hedef haline getirilen Aleviler, AKP'nin tüm farklı inanç ve etnik grupları statüsüz bırakmak için yürüttüğü politikalardan nasibini alıyor. Dün, kimliği belirsiz kişiler tarafından Sarıyer'e bağlı Ömürtepe Mahallesi'nde duvarlara "Alevi defol" şeklinde yazılamalar yapılırken mahallede yaşayan Alevi kadınlar duruma tepki gösterdi.
'Tehdit olarak algılıyoruz'
Mahallede faaliyet yürüten Tarabyaüstü Halkevi Başkanı Canan Duman daha önce Ömürtepe'de bu tür bir nefret söylemi ile karşılamadıklarını belirterek, mahallede 40 yıldır Alevi yurttaşların yaşadığını ifade etti. Bu tür yazılamaların sistematik bir savaşın parçası olduğunu söyleyen Canan, "Daha önce ülkemizin pek çok yerinde gördüğümüz yazılamaları burada da gördük ve bunu tehdit olarak algılıyoruz" dedi.
'Faşizan tutumlara izin vermeyeceğiz'
Bu tehdide karşı mahallede yaşayan yurttaşları bilgilendiren bir bildiri hazırladıklarını ve mahalle meydanında açıklama yapacaklarını ifade eden Canan, ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Canan, "Biz korkacak veya yılacak değiliz. Geçmişte de gördük bu yazılamaları. Biz sonuna kadar 'barış' demeye devam edecek ve mahallemizde bu tür faşizan tutumların devam etmesine izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
'Devlet politikasının yansıması'
33 senedir Ömürtepe'de yaşadığını söyleyen Filiz Aktaş ise, duvara yazılan bu nefret söyleminin devlet politikalarının yansıması olarak değerlendirdi. "Bir ülkenin Başbakanı, Cumhurbaşkanı 'o Alevidir, o Kürtür, o Ermeni'dir' derse vatandaş arasındaki nefrette yayılır" diyen Filiz, "Nasıl ki iktidardakiler 'mini etek giyen tecavüzü hak ediyor' dedikten sonra birçok adın tecavüze uğradıysa aynı şey mezheplerle ilgili söylemlerde de geçerli" dedi.
'Kürtlerden sonra Alevilere sıra geldi'
Nefret söylemlerine karşı dayanışma ağını koparmamak gerektiğini belirten Filiz, "Yazılama yapılmıştır ama hedeflenen çatışmayı yaratmamalıyız. Birleşip hükümete karşı mücadele etmeliyiz. Yanı başımızdaki komşuya düşman olmaktan ziyade daha fazla kenetlenmeliyiz. Her zaman birlikten yana dayanışmadan yana olmalıyız. Özellikle bu tür saldırılarda en önce kadınlar hedef alındığı için kadınların daha fazla tepki göstermesi lazım. Kürtlerden sonra sıra bize geldi. Ama bize sıra gelmeden bu politikalara tepki karşı durmak gerekir" diye ifade etti.
'AKP'nin söylemleri ayrışmayı arttırıyor'
Gülcan Yalçınkaya ise AKP'nin söylemleri ile kutuplaşmaların arttığını dile getirerek, "Böyle bir yazılama kabul edilir bir şey değil. Önceden dost olduğumuz farklı mezheplerden insanlar vardı ama AKP'nin söylemlerinden her geçen gün aramızdaki ayrışmalar artıyor. Tek çare örgütlenmek, geriye çekilirsek daha fazla şiddet bizi bekliyor. Ayağa kalkarak özgücümüzü fark etmeliyiz" diye belirtti.
(dk)