Aycan İrmez: Kürdistan'da Esedullah timi ölüm özel harekat katliam demek

11:24

JINHA

ŞIRNEX - Eğitim-Sen, SEN 10- 17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Kürdistan genelinde sokağa çıkma yasaklarından dolayı uygulanan hak ihlallerine yönelik panel düzenledi. Panelde konuşan HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, "Esadullah timi demek Kürdistan da ölüm demektir. Özel harekatçı demek Kürdistan da katliam demektir. Onun için açıkça ortadadır ki AKP bu timleri bilinçli ve öngörmek üzere bölgeye gönderilmiştir" dedi.

Şırnak Eğitim-Sen 10-17Aralık İnsan Hakları Haftasında sokağa çıkma yasakları nedeniyle yapılan hak ihlallerine ilişkin panel düzenledi. Eğitim- Sen üyeleri, KÜRDİ-DER ve insan hakları savunucularının katıldığı panele konuşmacı olarak HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez, Eğitim- Sen üyesi Muzaffer Yıldırım ve Şırnak İHD Şubesi Üyesi Av. Emirxan Uysal katıldı. "1990'ları yaşamış Kürt halkına dayatılan tekrar bir 90'lar konsepti değildir, aksine daha ağır bir uygulamadır" diyen Aycan, 90'larda köyler boşaltılırken, 6 milyon yerinden edilmiş insanlar kırsallardan Türkiye metropollerine doğru göçler başladığını söyledi.

'Esadullah timi demek Kürdistan da ölüm demek'

Sosyolojik olarak ve insan hakları mücadelesi nezdinde bugün Kürtlerin dört bir yanının kuşatıldığını söyleyen Aycan, "Yerinde kalsa Esadullah timleri, Batıya göç etse linç grupları tarafından katliam tehlikesinde bulunmamaktadır. Kürtler uzun zamandan bu yana gösterdikleri direniş ve 7 Hazirandan sonra ortaya koydukları öz yönetim iradesiyle esasında makul vatandaş olmadıklarını ilan etmektedir. AKP ise bu iradeye karşı sömürgeci hukukunu işlemekte ve Kürtleri tanımadığını, Türkiye ve tekçi sistemde ısrar ettiğini ifade etmektedir. Esasında tüm insan hakları ihlallerinin başlangıç noktası bu karşılıklı tanıma ve tanımama pozisyonlarıdır. AKP iktidarı, öz yönetim ilanlarını demokratik siyasetin ve Kürt sorununda demokratik çözümün bir parçası olarak kabul edip müzakere etmek yerine, Esedullah Kürdistan'a ihraç etmiştir. Esadullah timi demek Kürdistan da ölüm demektir. Özel harekatçı demek Kürdistan da katliam demektir. Onun için açıkça ortadadır ki AKP bu timleri bilinçli ve öngörmek üzere bölgeye gönderilmiştir" dedi.

'En temel insan hakları dahi ihlal edilmekte'

Şu ana kadar Ankara, Suruç ve Zergele katliamları dahi olmak üzere 301 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 161 kişinin de çatışmalardan dolayı yaşamını yitirdiğini belirten Aycan, "Kürdistan da ilan edilen sokağa çıkma yasakları temelde yaşam haklarının ihlalinden tutalım da en temel hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. OHAL dönemini kaldırmakla övünen AKP, olağan üstü bir rejim uygulamasıyla onlarca insanlık trajedisine olağan hal getirmiştir. Kürt kentlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının hiçbir hukuki temeli yoktur. İl İdaresi Kanunda valilere tanınan bir yetkinin sorumsuzca kullanılmasından ibaret bir durumdur. Şuana kadar çeşitli il ve ilçelerde 18 yerde sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş. Kürdistan 5 ayı aşkın bir süredir abluka yaşanmaktadır. En temel insan hakları dahi ihlal edilmiştir. Elektrik ve suyun sürekli kesik olması ya da günde bir kaç saat verilmesi eczane ve fırınların kapalı olması insanları açlık ve susuzlukla cezalandırmaktan başka bir şey değildir. Eğitim hakkı gasp edilmektedir" diye belirtti.

'Bölge insanlarının hafızalarında kanayan bir yaradır'

Hukuki dayanaktan tamamen yoksun biçimde ilan edilen sokağa çıkma yasakları esnasında, yasağın ilan edildiği bölgelerde çok sayıda can kaybı yaşandığını söyleyen Aycan, "İki aya aşkın bir süredir bölgede hukuki temelden yoksun sokağa çıkma yasakları ilan edilmektedir, bu yasaklar il idaresi kanunun 11 maddesine yer alan genel kamu düzeni sağlama ödevine dayanmaktadır. Sınırları anayasanın 15 maddesiyle çizilmiş hukukun askıya alındığı olağanüstü hal ve sıkıyönetim hallerinde bile ilan usulü kanunda açıkça belirlenmiş böylesi geniş bir yetkinin kullanılması anayasanın egemenlik ve yetkiyi düzenleyen 15 maddesine aykırılık göstermiştir. Devletin hukuka aykırı faaliyetleri ve hukuk dışı örgütlenmeleri yıllardır bölge insanlarının hafızalarında kanayan bir yaradır" şeklinde konuştu. Aycan, bu faaliyet ve örgütlenmelerin aradan yıllar geçtikten sonra başlatılan yargılama süreçlerinde aklanmakta ve adeta korunmakta olduğunun altını çizerek, onurlu bir barış sürecinin önünde engel olan cezasızlık meselesinin kangren haline geldiğini belirtti.

(aı/dk)