Askerler çocuğa beyaz tülbent bağladı: 5 dakika içinde gelmezsen seni tararız
09:05
Dilan Karamanoğlu / JINHA
ŞIRNEX - Devlet güçlerinin sıkıyönetim uygulamalarıyla birlikte yerlerinden yurdundan edilen çok sayıda Cizreli Güçlükonak'ta bulunan Kaplıcaya geçici süreliğine yerleşmiş durumda. Cizre ablukasında evlerine askerlerin girmesi sonucu buraya gelen ailelerden ve yine Cizre'de katledilen iki çocuk babası Cebrail Mungan'ın yeğeni olan Rojin Mungan ablukada yaşadıklarını anlattı. Rojin, "Askerler evden çıkmamızı söylediklerinde annemin ilaçlarını almamız gerekiyordu. İlaçları almam için askerler bana 5 dakika süre verdiler. Başıma beyaz tülbent bağlamamı, 5 dakika içinde dönmezsem bana ateş açacaklarını söylediler" dedi.
Cizre'de devlet güçlerinin sıkıyönetim uygulamalarıyla birlikte Kürt halkına yönelik başlattığı savaşın ardından yerlerinden yurdundan edilen çok sayıda Cizre'li geçici süreliğine Güçlükonak'ta bulunan Kaplıcalara yerleşti. Özyönetimlerle birlikte ablukada ve abluka sonrasında komün yaşamı ören Cizreliler, geçici olarak yerleştikleri bu yerde de komün yaşamı örmüş durumda. Tandırlarda ortak pişirilen ekmeklerden, marketten alınan bir paket çekirdeği çok sayıda paylaşan çocuğun mutluluğu ise ortak yaşamın her alanda kurulacağını gösteriyor. Özyönetimlerin artık sadece ilan edilen ilçelerde değil, Kürt halkının olduğu yerlerde kendini var edeceğini zorla göç ettirilmiş yerlerde görmek mümkün.
Cizre'de abluka sürecinde askerlerin Cizrelilere yönelik yaklaşımlarını ve yaptıkları uygulamaları çocuklar anlattı. Cizre'de katledilen iki çocuk babası Cebrail Mungan'ın yeğeni Rojin Mungan, ablukanın ikinci gününde askerlerin evlerinin olduğu sokağa girdiğini belirterek, "Geceleri tank ve top sesleriyle uyumaya çalışıyorduk. Bu sesler altında ve saldırılardan kaynaklı kardeşlerimin psikolojisi bozuldu. Askerler ablukanın ikinci gününde evimizin olduğu sokağa girdi. Babaannemlerin evine kaçtık. Askerler buraya da geldiğinde bize evinizden çıkın dediler. Evimize girip, yataklarımızı yaktılar. Soframızı dağıttılar, kapımızı pencerelerimizi kırdılar, her şeyi yaptılar" şeklinde konuştu.
'Askerler babamla benim üzerime ateş açtı'
Askerlerin babasıyla birlikte kendisinin üzerine ateş açtığını anlatan Rojin, "Yasağın ikinci gününde askerler sokağımıza girdiğinde, komşumuz geldi ve askerlerin geldiğini söyledi. Ben o sırada kapının önündeydim. Babam da bahçenin önündeydi. Babam askerlere bakacağını söyledi. Sokağa girip girmediklerini merak ediyordu. Bende babamın yanına gitmek istedim. Tam ben başımı dışarıya çıkardığım sırada askerler benle babamın üzerine ateş açtılar. Babamla birlikte yere yığıldım. Babama kurşun değdi sandım. Ardından tekrar ateş açtılar. Bu sefer duvar yıkıldı ve yıkılan duvarın bir parçası dudağıma çarptı. Babamla birlikte sürüne sürüne eve girebildik.
'5 dakika içinde dönmezsen tararız'
Rojin, askerlerin evlerine girmesiyle birlikte yaşadıkları diyalogları anlatarak şunları kaydetti: "Askerler evden çıkmamızı istediğinde, babam askerlere annemin hasta olduğunu ve ilaçlarını almamız gerektiğini söyledi. Ardından benim eve gidebileceğimi söylediler. Başıma beyaz tülbent bağlayan askerler 5 dakika içinde dönmezsem beni tarayacaklarını söyledi. Bende o söylemlerin ardından koşa koşa gittim ve anneme ilaçlarını getirdim." Askerlerin zoruyla Cizre'den çıkmak zorunda kaldıkları için çok üzgün olduğunu söyleyen Rojin, "Cizre yerle bir olsa bile orayı onlara bırakmayacağız" dedi.
'Erdoğan bize zulmediyor'
Çocuklardan Ahmet (17) ise, Cizre'de yoğun bir savaş olduğunu belirterek, "Savaş altında kaldık. Ablukanın 4'üncü gününde askerler evimizin önüne geldi. Sonra bize 'Hemen çıkın yoksa sizi geberteceğiz' dediler. Bizde ne yapacağımızı şaşırdık. Kalacak yerimiz yoktu, mahallemizden çıkmak durumunda kaldık. Çıkarken de bizi ateşe aldılar" diye konuştu. Komşularının bir kızının katledildiğini söyleyen Ahmet, "Bir arkadaşımızda askerler tarafından yanımızda vuruldu. Kan görmekten içimiz ağladı. Herkes burada olan bitene sessiz kalmış durumda. Buradan tüm dünyaya sesleniyoruz. Sokağa çıkma yasakları son bulsun. Evimize, topraklarımıza geri dönelim. Erdoğan bize zulmediyor. Davutoğlu bize, bunların hepsi teröristtir diyor. Şuan bodrum katında çok sayıda yaralı var. Onlar da sivil" şeklinde konuşarak tepkisini dile getirdi.
'Devlet okullarımızı karargâha dönüştürdü'
Çocuklardan Orhan da sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte okula gidemediklerini ifade ederek, "Bu sene sadece 2-3 hafta okula gidebildim. Okula gittiğim zamanlarda ise olay var denilip okuldan alındım. Zaten devlet bizim okulları karargâha dönüştürmüş. Okullar kullanılamaz duruma getirilmiş. Biran önce barış gelsin istiyorum. Artık çocuklar ölmesin" diye kaydetti.
(fk)

