JINHA

AMED- KJA ve Avrupa Kadın Hareketi Girişimi tarafından düzenlenen Kadın ve Medya Çalıştayı sunum, tartışma ve önerilerle devam etti.

Kongreya Jinên Azad (KJA) ve Avrupa Kadın Hareketi Girişimi tarafından Diyarbakır'da Ekin Ceren Kadın Merkezi'nde düzenlenen Kadın ve Medya Çalıştayı sunum ve tartışmalarla devam ediyor. KJA'nın hazırladığı kadın eylem ve etkinliklerinin anlatıldığı bir sunum yapıldı. Sunumda, KJA'nın kadın mücadelesindeki önemine dikkat çekildi. KJA'nın sunumunun ardından Jin Haber Ajansı (JINHA) çalışmalarını ve kadın muhabirlerin çalışma alanında maruz kaldıkları şiddet ve saldırıları anlatan bir sunum yaptı. Sunumu yapan JINHA çalışanı Güler Can, JINHA'nın eril dilden kurtulmanın adresi olduğunu belirterek, "Her zaman erkeğe dönen kameralar JINHA ile birlikte kadına döndü" dedi. Sunumların ardından ise BM'nin bir organizasyonu olan Operation 1325'ten KJA ile ortak çalışma yürütmek için gelen Anmika Schabbauer ve Ferah Bozçalı'nın aktarımları ile devam etti.

'Kürt kadının mücadelesi feminist kadınlara çok şey kattı'

Operation 1325'in yönetiminde yer alan Anmika Schabbauer, Operation 1325'in 5 farklı yapıdan oluştuğunu ve 8 bin üyesinin bulunduğunu ifade ederek, 12 kişinin ise yönetiminde yer aldığını belirtti. Barış sürecinde kadının etkisini artırmayı amaçladıklarını ve bu süreçlerde özellikle tabandaki kadınların sesinin duyurulmasının önemli olduğuna dikkat çeken Anmika, "Kürt kadınları çözüm sürecine dahil olmayı başarmış bir hareket. İsveç'te kadınlar, Kürt kadının mücadelesinin kendilerine çok şey kattığını düşünüyor" dedi. Kadınların İsveç'te savaşa karşı mücadeleleri ve eylemlerinin tarihini de anlatan Anmika, kadın özgürlük mücadelesinde kadınların geçmişten bu yana savaşa karşı direnişi sahiplendiklerinin altını çizdi.

'Cinsiyetçi dilden arınmak gerekiyor'

Yapılan tanıtım sunumunun ardından Anmika, "Kadın ve medya", "Kadının medyada mağdur ve aktör oluşu", "Kadının medya ve siyasi katılıma erişimi", "Medya'da kadına cinsiyetçi yaklaşımlar", "İç çatışma ve savaş muhabirliği", "Sınır tanımayan habercilik" konulu sunumlar yaptı. Dünyada kadının medyada görünmediğinden bahsederek, yaşamın her alanında olduğu gibi medyada da kadının belli rollere sıkıştırıldığını ifade eden Anmika, "Sürdürülebilir bir barış için cinsiyetçilikten arınmak gerekir. Kadın nesne olmaktan çıkarılarak yaşamın bir öznesi olarak ele alınmalı. Bu şekilde yaşamın içinden olduğu görünür kılınacak. Kadının medyada görünür olması için kadının başarı hikayeleri yazılmalı, eğitimlerden geçirilmeli, tüm medya çalışanlarının ayrımcı olmamalı ve basının kurallarına uymalıdır" dedi.

Tartışma ve sunumların ardından çözüm ve önerilere geçildi. Önerilerde, dünya kadınlarıyla dayanışma çağrıları yapılırken, devlet olmayan halkların mücadelesinin referans alınarak ilişki geliştirilmesi gerektiği üzerinde duruldu. Medyanın savaş üzerindeki etkisi ele alınarak, medyanın barış dili kullanması gerektiği belirtilirken, Kürdistan'daki basın çalışanları ile uluslararası basın çalışanlarıyla dayanışma önerisi yapıldı.

(mm/gc)