16 yaşındaydı Yasemin bu 'hakikat yolu'nda
12:29
Asya Tekin - Asmin Bayram/JINHA
ŞIRNEX- "Anne bu hakikat yoludur, arkadaşlarıma sırtımı dönemem" diyerek katılmıştı Cizre ve kadın direnişine. Daha 16 yaşındaydı Yasemin ikinci vahşet bodurumda yaralılar arasında ismi duyulduğunda. Annesi oradan kurtulup kurtulmadığını dahi bilmeden kızını arıyor anlatıyor...
67 gündür sokağa çıkma yasağının devam ettiği Cizre'de Cudi mahallesinde üç ayrı bodrum katında kalan yaralılardan 1999 doğumlu Yasemin Çıkmaz'ın ismi ikinci bodrum katında yaralı olanlar arasında paylaşılmıştı. Yasemin, sokağa çıkma yasağının 16. gününde JINHA mikrofonlarına konuşurken şunları söylemişti; "Üç aydır YPS'ye katıldım katılma nedenim; buradaki direnişte ilk başlarda kadınlar yoktu ben de bunu büyük bir eksiklik olarak gördüm. Rojava Devrimi'ni kadınlar yaptı, Kobane'de kadınlar en ön cephedeydiler, ben de bir kadın olarak buradaki direniş içerisinde mücadelemi vermek istedim. İlk YPS'ye katıldığımda erkek arkadaşlar kadın arkadaşlar cephede kalamazlar diyordu. Biz kadınlar olarak cephede kalmaya başlayınca istek ve irademizi gözleriyle gördüler. Artık erkekler bir çok konuda susmak zorunda kaldılar. Mesela Cizre'de birçok tepede kadın arkadaşlar ön cephede bulunuyor. Bütün kadınlar ayağa kalkmalı büyük bir direnişle bu sürece katılmalılar. Bütün kadınları direniş alanlarına çağırıyorum" demişti. Yasemin Çıkmaz, Cizre direnişine sonuna kadar tanıklık eden 16 yaşında bir kız çocuğuydu. Şimdi annesi onun bodrum katından kurtulup kurtulmadığını bilmeden anlatıyor.
'Köylerimiz yakıldı buraya geldik'
Anne Esmer Çıkmaz daha 42 yaşında 7çocuk annesi. 1993 yılında devlet köylerini yakınca Cizre'ye yerleşen Esmer, kendisi ve kızının hikayesini anlatıyor. Esmer, "1993 yılında devlet köylerimizi yaktı. Yönümüzü şehirlere verdik buraya yani Cizre'ye geldik 23 yıl önce köylerimizde bize yapılanların aynısı 23 yıl sonra tekrar bize yapıldı. Bir kez daha evlerimize saldırdılar yıktılar korucular evlerimize girdi, halkın tüm evleri yıkıldı. 1999'da önderliğin yakalandığı yıl Yasemin doğdu, kızım da genç bir kadın olarak keşke yanımda olsaydı. Devlet kızımı öldürdü, infaz etti" dedi.
'Anne bu yol hakikat yoludur'
Yaseminin öncülük yapan bir karakteri olduğunu söyleyen Esmer, "Yasemin lisedeyken yaşama bakış açısı değişti, okulu bırakarak devrim yolunu seçti. Arkadaşlarının kalbini asla kırmazdı, bir şey olunca nasıl çözeceği konusunda herkese öncülük eder fikrini söylerdi. Öncülük eden bir yapısı olduğu için arkadaşları yönlerini ona doğru verirdi. Mahallede gençlerle beraber hareket etmeye başladı 'mahallemi savunacağım anne hakikat yoludur bu yol' dedi bana" şeklinde ifade etti.
'Herkes kendisi için savaşır'
"Kızım mahallemizi devlet güçlerinden korumak için YPS'ye katıldığında 'iki abin dağa yönünü verdi sen gitme'" dediğini söyleyen Esmer, "Yasemin, 'Anne bir gün hepimiz öleceğiz her birimiz kendimiz için savaşıyoruz, abilerim kendileri için ben ise kendim için savaşıyorum' dedi. Ben anneyim bir anne yüreği için zor bir şey buna izin vermek de. Kim ne derse desin o kendi fikirlerine sahip çıkardı, başkalarının fikirlerine de çok karışmazdı. Aç olsaydı ve birazcık yemek elinde olsaydı bile kendisi yemez arkadaşlarına verirdi. 'Ben aç kalayım ama arkadaşlarım aç kalmasın' derdi. Arkadaşları ile eve gelirdi anne ne varsa biz onu yeriz derdi. Kıyafetlerini alıp arkadaşlarına veriyordu, çok paylaşımcı bir çocuktu" dedi.
İki oğlunun devletin baskılarından kaynaklı dağın yolunu seçtiklerini belirten Esmer, "İlk oğlum dağa gittiğinde Yasemin küçüktü bir şey hatırlamıyordu, ikinci oğlum dağa gittiğinde Yasemin artık büyümüştü her şeyi anlayabiliyordu. İkinci oğlum devletin yüzünden gitti, dershaneye gidiyordu, polis evimizi bastı, yüzleri kapalı polislerdi, ben ve çocuklarım tektik, nerede Metin dediler. Oğlumu balkona götürdüler 'içeri alın soğuktur' dedim. Oğlumu alıp götürdüler. Diğer gün emniyete gittim. Polis bana 'hem başımızı taş atarak kırıyorsunuz hem de oğlunuzu gelip soruyorsunuz' dedi. İki ayda bir alıp mahkemeye götürüyorlardı. Oğlum 'anne beni tutuklayacaklar ben hapse girmeyeceğim' diyordu. Dosyasını 18 yaşına girdiğinde ağır ceza mahkemesine verdiler bunun üzerine oğlumda tutuklanmamak için yönünü dağlara verip gitti" dedi.
'Arkadaşlarıma sırtımı dönmeyeceğim
Cudi Mahalesinde oturan Esmer, devlet güçlerinin mahalleye yönelik tank ve top atışları sonucu evlerinin zarar gördüğünü mahallede 23 gün kaldıktan sonra çıkmak zorunda kalarak Şah mahallesine geldiklerini ifade etti. Esmer, "Biz Şah Mahallesi'ne gelene kadar Yasemin her gece eve geliyordu, arkadaşları ile birlikte yemek hazırlardım onlara, buraya gelince onu da getirmek istedim. Bir gün gelirim anne ama korkuyorum polis beni alır dedi. Bende Nusaybin Caddesi'ne gittim onu aldım eve geldi gece boyunca uyuyamadı, 'vicdanım rahat değil, arkadaşlarım orada ben gideceğim' diyerek sabah erkenden kalkıp tekrardan Cudi Mahallesi'ne gitti. Kızım 'arkadaşlarıma sırtımı dönmeyeceğim öleceksem de yaşayacaksam da arkadaşlarımla ya ölür ya yaşarım' diyerek gitti" şeklinde belirtti.
'Yaralı arkadaşlarıma sırtımı dönemem'
Kızını almak için Cudi Mahallesi'ne gittiğini belirten Esmer, Yasemin'in "Sırtımı arkadaşlarıma çevirip gelemem" dediğini, yaralıları göstererek, "Bunları görmüyor musun anne, yaralı arkadaşlarım bana emanettir, ben onları bırakamam" dediğini aktardı. O sırada mahalleye tank ve top atışları yapıldığını anlatan Esmer, "Ben bile kendimi zor kurtardım. Kızımı aradığımda durumu iyi olmasaydı bile sorduğumda 'ben iyiyim' diyordu. Üç gün sonra tekrardan beni aradı ben öldüğünü düşünüyordum. 'ne yapıyorsun anne' dedi ben ağladım ve 'anne biz iyiyiz ağlama ben tek değilim bütün arkadaşlarım yanımda biz iyiyiz, cadde kapandığı için biz gelemiyoruz' dedi. Bu telefon görüşmesinden sonra bir daha ulaşamadım" diye anlattı.
'Annem kızını sırtlayıp getirecek'
Aradan 15 gün geçtikten sonra kızının Cudi Mahallesi'nde ki ikinci bodrum katında yaralı olduğunu internetten öğrendiğini belirten Esmer, "Kızımın yaralı olduğunu söylediler, polis ve ambulansı aradık, yaralı olduğunu ifade ettik. Sonra bizi aradılar arıyoruz çıkıp gelmiyorlar, ambulanslar Dörtyol üzerine gelip bekliyor yaralı insan nasıl oradan çıkıp gelecek. Kızım, 'onlar yaralı nasıl çıkacaklar. Annem gidip sırtlayıp getirecekler' dedi. Resmen bizimle alay ettiler. Gitmiş olsalardı hepsi çıkacaktı ama gitmediler, kim ne yapacaktı onlara, bıraksaydılar biz gidip kızlarımızı sırtlayıp getirseydik. Sadece Yasemin değil hepsini getirirdik. Ben sadece Yaseminin annesi değilim tüm Kürdistan'ın annesiyim. Ben öldüklerine inanmıyorum, zaten ölmediler" dedi.
'Kızım ölürse bile ellerine düşmeden arkadaşları ile ölecek'
Çocukları bodrum katında olan Cizreli annelerle Cudi Mahallesi'ne giderken caddede polislerin olduğunu onları gördüğünde kendisine yapılacaklardan korktuğu için caddeden döndüğünü söyleyen Esmer, "Kızım ölürse bile arkadaşları ile ölecek diyip döndüm çocuklarımda gitmemi istemiyorlardı. Çocuklarım gidersen seni öldürecekler giden annelerde gözaltına alındılar hepsini alıp götürdüler. Onlara bir şey yapmamıştılar emniyete götürüp bırakmıştılar" şeklinde belirtti.
'Ölümü insan kabulleniyor ama böylesini değil'
"Cizre'ye gelen devlet güçlerinde ne din, ne iman, ne vicdan adına hiç bir şey yoktu. İnsanlık onlarda yok. Çocuk kadın demeden insafsızca katlettiler bizi. Bu yapılanlar kafirliktir böyle bir şey yoktur" diyen Esmer, "Kızım bana anne ne olursa olsun asla ağlama derdi, ağlamadan da yapamıyorum. Ölümü insan kabulleniyor ama böyle ölüm değil önce hepsini yaraladılar, sonra ilaç attılar ardından diri diri çocuklarımızı o bodrumların altında yaktılar, eziyet çektirerek öldürdüler. Ne hakları vardır. Kıyamete kadar bunlardan davacıyız. Bu adamları buraya gönderenlerin yargılanması için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Madem bizi öldürüp kurtulmak istiyordu. Bizi kimyasal atıp öldürseydiler. Biz bitmeyeceğiz binlerce Yasemin yaşıyor onlar cennet kuşlarıdır, bir gün birinin çakmağını bile ondan izinsiz almadılar, dağa giden gençlerde devletin zulmüne karşı gittiler, bu çocukların hepsi devlete karşı dağlara çıkacak Kürtler bitmez" dedi.
(gc)

