Sürgün edilen Sultan ve Behiye, direnişte 4 kardeş

09:04

Sarya Gözüoğlu / JINHA

AMED - İzmir ve Sincan'a sürgün edilen kadın tutsaklardan ikisi Sultan Atabay ve kardeşi Behiye Alabalık. Kardeşleri Fatma da cezaevinde olan Sultan ve Behiye'nin en küçük kardeşleri Mizgin de bir çatışmada yaşamını yitirdi.

Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nden 6 tutuklunun firar etmesi sonrasında tutsaklara yönelik baskılar arterken, çok sayıda tutsak farklı kentlere sürgün edildi. 7 Mart günü D Tipi Cezaevi'nden 30'u aşkın tutsak önce Osmaniye'ye ardından da İzmir ve Bandırma'ya sürgün edilmişti. 13 Mart'ta ise tutuklu JINHA muhabiri Beritan Canözer ve 18 kadın tutsak E Tipi Cezaevi'nden Bakırköy, Gebze, Sincan ve Şakran cezaevlerine sürgün edildi. Tutsakların ailelerine uzun süre bilgi verilmezken aralarında açlık grevinde olan tutsaklar da yer alıyordu.
Tutsak kadınlardan ikisi de Sultan Atabey ve Behiye Alabalık kardeşler. Sultan ve Behiye'nin babası Mehmet Şerif Atabay, kadın tutsakların sağlık sorunlarının da olduğunu dile getirdi.

'İki kızım birden tutuklandı'

Mehmet Şerif, 3 kızının tutuklu olduğunu ve ikisinin sürgün edildiğini ifade ederek, "Bir kızım Fatma, daha 24 yaşında Dicle üniversitesi Tarih öğretmenliğini okuyordu. Okul arkadaşı Aydın Erdem'in katledilmesi ardından yaptıkları bir yürüyüş nedeniyle 5 yıl önce hakkında dava açıldı ve 15 gün önce cezası onaylanarak, 10 yıl hapis cezası verildi" dedi.

Fatma'nın savcılık tarafından çağrıldığını ve burada tutuklama kararı çıkarıldığını öğrendiğini dile getiren Mehmet Şerif, "Savcının yanından kızımı kelepçeleyerek cezaevine götürdüler o sırada 45 yaşındaki ablası Sultan da kızımın yanındaydı. Onunla birlikte cezaevine gitti. Cezaevi kapısında Sultan'ı da gözaltına aldılar ardından tutuklandı. Sultan daha önce de 2 yıl 3 ay cezaevinde kalmıştı ve eski bir davasından kaynaklı yeniden yargılanacağını söylediler" dedi.

'Sürgün edileceğini bilseydik gitmeden görebilirdik'

Fatma'nın hala Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunduğunu ancak büyük kızı Sultan'ın sürgün edilerek Sincan F Tipi cezaevine gönderildiğini dile getiren Mehmet Şerif, "Kızım Sultan hastaydı. Bedeninde yaralar çıkıyordu. Burada tedavi olması da gerekiyordu. Yanında hiç parası yoktu bizden habersiz sürgün edip Ankara'ya gönderdiler. Şimdi orada ne yapıyor bir şeye ihtiyacı var mı hiç bilmiyoruz. Ben çok yaşlıyım nasıl sürekli Ankara'ya cezaevine gideceğim. Sürgün edileceğini bilseydik en azından onu gitmeden görebilirdik" diyerek tepkisini dile getirdi.

'Behiye'nin kısa süre önce bir böbreği alınmıştı'

Sürgün edilen diğer kızı Behiye Alabalık'ın da 7 yıldır hükümlü olduğunu ve Mardin Cezaevi'nde bulunduğunu ifade eden Mehmet Şerif, "Onu da Mardin'den İzmir Aliağa cezaevinde gönderdiler. Behiye'de hastaydı. Böbreklerinden biri çalışmıyordu ve kısa süre önce ameliyat olmuştu ve bir böreği alınmıştı. Üstelik evliydi ve 3 çocuğu var. 7 yıldan bu yana çocukları da benim yanımda ben bakıyorum. Bu yaşlı halimle bu kadar zorluğun üstesinden gelip birde o kadar uzağa görüşe nasıl gidebilirim" dedi.
Hiçbir baskının kendisini mücadeleden alıkoymadığını ifade eden Mehmet Şerif, "12 kızım var 3'ü tutuklu. En küçük kızım Mizgin (Berçem Amed) ise PKK'ye katıldı. 2012 yılı Aralık ayında ise şehit düştü. Bende 2 defa cezaevinde kaldım ve çok fazla işkence gördüm yine de barış isteğimizi dilimizden düşürmedik" şeklinde belirtti.

'Her zamana da zulmün karşısında olacağız'

Mehmet Şerif, Kürt halkına yönelik geçekleştirilen baskı ve zulmün son bulmasını istediklerini belirterek, "Hep barış için mücadele ettik. Katledildiğimiz halde barış diyoruz artık bu savaştaki ısrar niye. Bizler Türkiye'deki bütün halkların özgür olmasını istiyorum. Bizler zulümcü değiliz barış isteyenleriz. Çocuklarım tutuklu olduğu halde kimsenin ölmesini istemiyorum, intikam peşinde değilim. Bizler insanlık için yaşıyoruz. Bu nedenle insanlara zulüm etmemeliyiz. Çocuklarımızın biran önce serbest kalmasını istiyorum. Bu yaşlı halimle bu kadar zulüm yaşıyorum. Bir insan katledildiği zaman kim olursa olsun kimliği önemli değil bizim içimiz yanıyor. Bu millet zulmü hak etmiyor. Direniyoruz başarıda bizim olacak. Her zamana da zulmün karşısında olacağız" dedi.

(sg/gc)