'Saldırılara karşı ciddi bir kadın isyanı mayalanıyor'

18:17

İSTANBUL - Mor Dayanışma tarafından düzenlenen “OHAL’de de, Bu halde de, Her halde direniyoruz” panelinde konuşan Cemile Bakkalcı, kadın direnişinin geldiği aşamaya dikkat çekerek, ciddi bir kadın direnişinin mayalandığını söyledi.

Mor Dayanışma tarafından düzenlenen “OHAL’de de, Bu halde de, Her halde direniyoruz” paneli Cezayir Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, Özgür Hukukçular Derneği’nden (ÖHD) avukat Ekin Baltaş, Uzman Dr. Hilal Eyüpoğlu ve Mor Dayanışma üyesi Cemile Baklacı konuşmacı olarak katıldı. “Şiddete, tacize, tecavüze karşı isyandayız. Her halde direniyoruz” ve “Kadın dayanışması güçlendirir, isyan güzelleştirir” pankartının asıldığı panelde kadın direnişçilerin fotoğraflarıyla Türkiye ve dünyadan kadınların direnişlerinin yansıdığı karelerin olduğu fotoğraf sergisi açıldı. Salonda “Karanlığa karşı umut kadınlarda” anekdotlarının yanı sıra Mor Dayanışma renkleri ve broşürleri yer aldı. Moderatörlüğünü Mor Dayanışma’dan Nilay Kuş’un yaptığı panel, zılgıt ve ıslıklarla, “Gelsin baba, gelsin koca, gelsin cop inadına isyan inadına özgürlük” sloganıyla başladı.

‘Omuz omuza direnişin bayrağını yükseltmeye’

Mor Dayanışma’nın İstanbul’daki ilk panel-forumunun olduğunu belirten Nilay Kuş, “Kız kardeşlik ruhunu büyüterek, omuz omuza, umudun ve direnişin bayrağını yükseltmeye devam ediyoruz. Fotoğraf sergimiz, tarihin tanıklığını yapıyor. Kadınların isyanının, umudunun ve inadının tanıklığını yapıyor” dedi.

‘Cinsel istismar yasası IŞİD zihniyetidir'

Yasaların kadına yaklaşımını dünden bugüne değerlendiren avukat Ekin Baltaş, “AKP iktidar olduğundan beri kadına yönelik söylemleri ile hakimin, savcının, polisin söylemi paralellik gösteriyor” diye belirtti. Kanunların kadının aleyhine olan maddelerini, İstanbul Sözleşmesini, kolluğun kötü uygulamalarını ve kadının can güvenliğini sağlayacak yasa ve uygulama alanların olmadığı gibi birçok yasal hukuksuzluğu anlatan Ekin, “Son olarak cinsel istismar yasası iktidarın ilmek ilmek ördüğü bir şeydir. IŞİD mantığıdır. Öncesinde ev infazlarıyla Dilek Doğan, Şirin, Yeliz evlerinde katledilmişti. Yeliz ile Şirin’in vajinalarına defalarca ateş edilmişti. İnanılmaz bir kadın nefreti... Kadınların evlerinde katledilmesi ciddi bir mesaj; dışarıya çıksanız evde de kalsanız biz eve gelir sizi katlederiz. Özellikle Kürt bölgelerinde yaşananlar, kadın gerillaların çıplak soyulması 'biz kadınları bedensel olarak incitir, tecavüz eder, taciz eder kadınlığınızı aşağılarız' mesajıdır" şeklinde ifade etti.

‘Kadın dayanışması çok önemli’

Feminist psikolog gözüyle şiddetin nasıl olduğuna dair sunum geçekleştiren Uzm. Dr. Hilal Eyüpoğlu ise, şunları dile getirdi: “12 yaş cinsel ilişki için uygun bir yaş değildir. Hem bilişsel hem cinsel gelişimini tamamlamamış bir canlı ile yaşça büyük birinin eşitsiz durumu cinsel istismarı üretir. Tacize girer. Bu kültürün mağduriyet psikolojisini üzerimize yıktığını ve bundan kazanç elde ettiğini düşünüyorum. Mağdur olmamız, onlara itaat etmemiz isteniyor. Kadınlar olarak doğuştan suçlu olduğumuza inandırılıyoruz. Şiddette böyle bir şeydir. Kadınlar olarak ‘bu şiddet neden başıma geliyor?’ diyoruz ve kendimizi suçluyoruz. Kadında kontrol oluşuyor ve kadınlık performansını artırmaya gidiyor. Şiddet devam ettiği takdirde nedenin kendisi değil erkek olduğunu anlıyor ve hak etmediğini düşünüp öfkelenmeye başlıyor. Çözüm yolu aramaya başlıyor. Bu noktada sosyal çevreden gelecek mesaj çok önemli. Kadın dayanışması çok önemli.

‘Cezasızlık kadına yönelik şiddeti tırmandırır’

“Siyasetin kadın üzerinden yürüdüğü böyle bir dönem olmamıştır” diyen CHP Milletvekili ve SHD Genel Başkanı Melda Onur, kendi tanımıyla “dil şiddetinin” yaşandığını vurguladı. Mecliste ilk olarak İstanbul Sözleşmesi’nin onaylanması ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair çalışmalarına coşkuyla başladıklarını dile getiren Melda, “Kanaat önderlerinin söylemleri ne yazık ki toplumun katmanlarında şiddet olarak ortaya çıktı. Kürtaj ve sezeryan kavgası iki kitle arasında ayrışma yaratmak ve sağlık politikaları hakkında tasarruflara gitmek için yapıldı” şeklinde açıkladı. İktidardakilerin söylemlerini ve toplumda nasıl yankı bulduğunu örnekler üzerinden anlatmaya devam eden Melda, “İnsanlar ceza görmez ve yukarıdaki, polisi, imamı, yargıcındaki bu ‘dil şiddeti’ kadını sindirmeye yönelik bir şiddete dönüşürse şiddet alır başını gider. Cezasızlık, gizli özendirme ve kadın üzerinde kurulan bir baskı var. Bunlara karşı siyasal olarak ne yapmalıyız? Sivil toplum örgütüyle kadın örgütlerinin dayanışarak çalışması çok önemliydi. Sahayla meclisi bir araya getirmede fayda var bu çalışmalarda” şeklinde belirtti.

'Rejim değişikliği önce kadın üzerinden yapılmaya çalışıldı'

Panelde son konuşmayı gerçekleştiren Mor Dayanışmadan Cemile Baklacı, “Saldırıların tesadüf olmadığını, sistemsel olduğunu bilmek gerekiyor. Bu yüzden de politikaları ve ‘rejim, ideolojik ve devlet krizi’ olarak bahsettiğimiz sonrasında ise erkeklik krizi olarak çıkan krizleri açmak gerekiyor. Gezi’de iktidar sarsıntı yaşadı. O günden bugüne de bu sarsıntıyı gidermek saldırılarını yoğunlaştırdı. Tabi ilk hedef kadınlar ve tabandı. Rejim değişikliği, muhafazakarlaşma politikaları ilk önce kadın üzerinden yapılmaya çalışıldı” şeklinde dile getirdi.

‘Bir kadın isyanı mayalanıyor’

Ekonomik krizin getirdiği savaş ile iş, eğitim ve sağlık alanında çıkarılan yasalardan örnekler vererek kadınlara yansımasını değerlendiren Cemile, “IŞİD’in kadınlara dönük saldırılarını, Kürt coğrafyasında kadınların öldürülerek bedenlerinin teşhir edildiği bir dönemi yaşadık. Bunlarla saldırıların ne kadar çok ve sistemsel olduğunu görmek gerekiyor. Bunlar olurken ciddi bir kadın isyanın mayalandığını da görmek gerekiyor. IŞİD’e karşı savaşan kadınların olduğunu biliyoruz. Yine kadınlar en önde, direniyorlar. Kazanımlarımızı, yaşamımızı, bedenimizi korumak için birlikte mücadele etmemiz gerektiğini biliyoruz” dedi.

Kadınların “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarının ardından panel, soru ve cevaplarla son buldu.