İHD: 1 Ocak- 20 Kasım 2015 tarihleri arası 617 çocuk yaşamını yitirdi
12:14
JINHA
HABER MERKEZİ - İHD Çocuk Hakları Komisyonu, Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle 1 Ocak - 20 Kasım tarihleri arasında çocuk hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu yayınladı. Raporda, 1 Ocak - 20 Kasım tarihleri arasında toplam 3861 hak ihlali yaşandığı belirtilirken yine aynı zaman dilimi içerisinde 617 çocuğun yaşamını yitirdiği belirtildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Çocuk Hakları Komisyonu, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle, 1 Ocak - 20 Kasım tarihleri arasında yaşanan çocuk hak ihlallerine ilişkin rapor hazırladı. Yayınlanan rapora göre, 1 Ocak -20 Kasım tarihleri arasında toplam 3861 hak ihlali yaşanırken, bu zaman dilimi içerisinde 617 çocuk yaşamını yitirdi. Raporda, Türkiye'de çocuklar açısından şiddetin her türlüsünün yaşamın her alanında yoğunca gözlendiği bir ülke görünümünde olduğu belirtilirken, "Kuşkusuz bu şiddet türlerinden telafisi en zor olanı yaşam hakkı ihlallerinden oluşmaktadır. Yaşam hakkının yoğunca ihlal edildiği bir ortamda diğer şiddet türlerinin görünür kılınması ve savunuculuk çalışması yapılması giderek zorlaşmaktadır" denildi.
Raporda, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne Türkiye'nin de imzacılar arasında yer almasına rağmen, uluslararası, yükümlülüklerin gerekse de mevzuatın uygulanması sorununun her alanda olduğu gibi çocuk hakları alanında da kendisini gösterdiği belirtildi. Raporda ayrıca yıl boyunca derlenilen verilerle uluslararası ve ulusal mevzuatın uygulanmasında ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesinde önemli bir sorun yaşandığını gösterdiği ifade edildi. Raporda yer alan veriler şu şekilde:
1 Ocak - 20 Kasım 2015 Tarihleri Arası Tespit Edilebilen Hak İhlali Sayısı: 3861
1- Yaşam Hakkı İhlali Sayısı: 617 çocuk hayatını kaybetti
a- Silahlı çatışma ortamında yaşanan yaşam hakkı ihlali: 51
b- Mülteci- sığınmacı çocukların yaşam hakkı ihlali: 105
c- İş kazalarında hayatını kaybeden çocuk sayısı: 14
d- Okul içinde hayatını kaybeden çocuk sayısı: 5
e- Okul servislerinin kazası sonucu hayatını kaybeden: 13
f- Cezaevinde ölen çocuk sayısı: 2 çocuk (1' i intihar iddiası)
g- Deniz, göl vb yüzerken boğularak hayatını kaybeden: 112
h- Trafik kazaları vb sonucu hayatını kaybeden: 315
2- Yıl Boyunca Yaşanan Çocuk Yaralanması Sayısı: 1750 Yaralanma
a- Toplumsal olaylara müdahale sonucu yaralanan çocuk sayısı: 74
b- Zehirlenme, trafik kazaları dışsal yaralanma sayısı: 1676
3- Gözaltına alınan çocuk sayısı: 388
a- Tutuklanan çocuk sayısı: 69
b- Fişlenme MEB Diyarbakır: 872
4- İşkence ve Kötü Muameleye Uğrayan Çocuk Sayısı: 172
a- Gözaltında işkence/ kötü muamele: 38
b- Cezaevinde işkence kötü muamele: 27
c- Okulda kötü muamele: 54 (18 Darp)
d- Bakım evinde kötü muamele: 4
e- Diğer (toplumsal alanda, aile içi vb) : 50
5- Kaybolan çocuk sayısı: 70
a- Resmi bakım evinde kaybolan: 21 (Erzincan Bakım Merkezi)
Silahlı Çatışma Ortamında Yaşanan Çocuk Hakkı İhlalleri
Silahlı çatışma ortamı en çok çocukları etkilemektedir. 51 çocuk hayatını kaybetti.
Gözaltındaki ve cezaevlerindeki çocukların durumu
Yıl içinde yapmış olduğumuz tespitlere göre 388 çocuk gözaltına alınmış, bunlardan 69 çocuk tutuklanmıştır.
38 çocuk gözaltında, 27 çocukta cezaevinde işkence ve kötü muameleye uğradığını iddia etmiştir.
Uluslararası mevzuatta ve ulusal mevzuatta kanunla ihtilafa düşen çocukların gözaltına alınması ve tutuklanması işleminin istisnai durumlarda söz konusu olması gerektiğine vurgu yapılmasına rağmen uygulamada durumun böyle olmadığı aşağıdaki verilerden de anlaşılmaktadır.
6 Bin 132 Çocuk Cezaevinde
TUİK'in yayımlamış olduğu "İstatistiklerle Çocuk 2014" raporuna göre, 1102 si 12-14 yaş aralığında olmak üzere ceza infaz kurumuna giren 12-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 6 bin 132 oldu. Bu çocukların yüzde 97,3'ü erkek, yüzde 2,7'si ise kız çocuk oldu. Ceza infaz kurumuna giren çocuklar arasında 12-17 yaş grubundaki çocukların oranı 2009 yılında yüzde 1,5 iken, 2013 yılında ise yüzde 3,8'e yükseldi.
Adalet Bakanlığının 7 Ekim 2015 tarihinde yapmış olduğu açıklamaya göre ise; 1655 i hükümlü 641 'i tutuklu olmak üzere, toplam 2296 çocuğun cezaevlerinde olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca anneleriyle birlikte cezaevlerinde kalmak zorunda olan çocukların sayısı da 600 'yükselmiştir.
Sivil toplum örgütlerinin ve kamuoyunun çocukların cezaevleri dışında iyileştirilmelerini sağlayacak alternatif projelerin hayata geçirilmesi gerektiğine dair önerilerine rağmen 2018 yılı sonuna kadar mevcut çocuk cezaevlerine ek olarak 6 adet cezaevinin daha inşa edilmek üzere projelendirildiği kamuoyuna yansımıştır.
2011 yılı verilerine göre 18 yaş altı çocukların %68,6'sı hapishaneden tahliye olduktan bir yıl sonra adalet sistemine yeniden dahil olmakta ve ceza almaktadır.
Bu veriler, çocuk adalet sistemindeki başarısızlığın açık göstergesidir. Çocuklar hapishanelerde hak ihlallerine maruz kalabilmekte, ihmal veya hak ihlallerinden dolayı yaşamlarını yitirebilmektedir. Çocuklara uygulanan bu infaz rejiminden yola çıkarak, kanunda ifade edilen "iyileştirme" yerine, güvenliği esas alan bir yaklaşımın varlığını koruduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır.
Çalışma yaşamında çocuk hak ihaleleri
Yıl içinde çocukların çalıştırıldığı işyerlerinde meydana gelen ölümlü kazalarda 3'ü kız çocuğu 2'si sığınmacı çocuk olmak üzere, toplam 14 çocuk hayatını kaybetmiştir. Bu rakamın daha da yüksek olduğunu tahmin etmekteyiz.
Çocuklar ev içinde ve tarım sektöründe ağır koşullarda çalışmakta ve bu durum kayıtlara yansımamaktadır.
- 2012 Yılında kayıtlı istihdam edilen çocuk işçi sayısı: 893.000 dir.
- İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde çalışan çocuk sayısı: 8 milyon 397 bine çıkmıştır.
5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların (istihdama katılan ve ev içinde çalışan) sayısı 8 milyon 397 bine ulaşmıştır. Toplamda çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999'dan bu yana % 41'den % 56'ya çıkmıştır (DİSK-AR 2014 verileri)
Okula devam ederken çalışan çocukların sayısı 2006-2012 yılları arasında % 64 oranında artarak, 272 binden 445 bine yükselmiş durumda.
Yoksul aileler de fertlerin yüzde 44,3'ü çocuk
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması'nın 2013 yılı verilerine göre, Türkiye'de yaklaşık 16 milyon 706 bin yoksul fert bulunurken, yoksul çocukların yoksul fertler içindeki oranı yüzde 44,3 oldu.(TUİK 2014 )
Bu oran yaklaşık olarak Türkiye yaşayan insanların 1/5inin yoksul olduğu anlamına gelmektedir. Yine bu oranın yarısına yakınının çocuk olması beraberinde sağlık ve barınma hakları bağlamında ki sorunları da gözler önüne sermektedir. Yoksulluk, çocuk hastalık ve ölümlerinin de yüksek düzeyde olmasının temel nedenidir.
Mülteci- sığınmacı çocukların durumu
UNİCEF' in Ekim 2015 tarihinde yayımlamış olduğu Türkiye'de Suriyeli Çocuklar adlı çalışmaya göre 2.072 290 (iki milyon yetmiş iki bin iki yüz doksan) kayıtlı Suriyeli bulunmaktadır. Bunların 1.123.180 kişisi ( %54 'ü) çocuklardan oluşmaktadır.
Okul çağındaki çocukların sayısı 600.000, okula hiç gidemeyen çocukların sayısı ise; 385.000 kişidir.
Türkiye'deki tüm diğer çocukların uğradığı hak ihlallerinin benzerleri ve daha fazlasına ülkelerini terk etmek zorunda kalan sığınmacı çocukların da maruz kaldığı gözlenmektedir.
Eğitim olanakları dışında barınma, beslenme, sağlık, psikolojik ve sosyal destekten mahrum kalma ve küçük yaşlarda evlilik ile çocuk işçiliği konusunda da ciddi hak ihlallerinin bu grupta yaşandığı basına yansıyan haberlerde görülmektedir.
Yıl içerisinde 105 sığınmacı ve mülteci çocuk hayatını kaybetti.
Son aylarda Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan sığınmacıların kullandığı sağlıksız deniz araçlarının batması sonucu sadece Türk Karasuları içinde 46 çocuk boğularak hayatını kaybetmiştir. Alan KURDİ'nin hayatını kaybettiği deniz faciası sonrası uluslararası toplumda meydana gelen duyarlılık kısa sürede azalmış ve bu olaydan sonra da onlarca çocuk hayatını kaybetmeye devam etmiştir.
Türkiye'de çadır-kentler dışında yaşayan sığınmacı çocuklardan 59'u yangın, trafik kazası vb nedenlerle hayatını kaybetmiştir.2 çocuk ta iş kazalarında hayatını kaybetmiştir.
Bakım ve eğitim kurumlarındaki çocukların durumu
Çocuklar bakım evlerinde ve eğitim kurumlarında da yaşamlarını yitirmekte, şiddete ve kötü muameleye uğramaktadır.
Basın taraması sonucu elde ettiğimiz verilere göre yıl içinde 1'i kız olmak üzere toplam 5 çocuk eğitim kurumları içinde hayatını kaybetmiştir.
Yine eğitim kurumlarına öğrenci taşıyan denetim ve kontrol sorumluluğu resmi makamlarda olan öğrenci servislerinin karıştığı kazalar sonucu 7'si kız çocuğu olmak üzere; toplam 13 çocuk hayatını kaybetmiştir.
Yüzlerce çocukta hem okullarda verilen yemeklerden hem de öğrenci servislerinin karıştığı kazalar sonucu yaralanmış ve uzuv kaybına uğramışlardır.
58 çocuk eğitim kurumlarında kötü muameleye uğradığını iddia etmiştir. Bu iddiaların 18 tanesi darp fiziki şiddet iddiasıdır. 36 çocuk ise cinsel istismara maruz kaldığını iddia etmiştir.
Bakım evlerinde kalan 4 çocuğun cinsel istismara maruz kaldığı iddia edilmiştir.
21 mülteci çocuğun kaldıkları resmi bakım evinde ortadan kayboldukları iddia edilmiştir.
Türkiye uluslararası sözleşmelerde tüm çocuklar için öngörülen dil, kültür ve inançlarını özgürce yaşama, öğrenme hakkını düzenleyen maddelerine çekince koymuş durumdadır. Yasal olarak bu temel hakların hukuksal güvenceye kavuşturulması yerine idari düzenlemelerle dil konusunda zorlaştırılmış kurallar çerçevesinde farklı dillerde seçimlik derslerin öğrenilmesine olanak tanımıştır.
AİHM'nin zorunlu din dersi ile ilgili Türkiye aleyhine vermiş olduğu karara rağmen halen okullarda zorunlu din dersi uygulaması devam etmektedir.
Ev içi ve okulda şiddet
İHD verilerinde çocukların toplumsal alanda yaşadıkları şiddet yanında, görülmeyen, gizli kalan bir şiddet biçimi de aile içi ve okullarda yaşanan şiddettir. Her yıl tespiti yapılabilen yüzlerce çocuğun ev içinde şiddete uğradığı, kaba muameleye maruz kalıp darp edildikleri, aile bireyleri, yakınları, komşuları ya da tanımadıkları kişiler tarafından taciz edildikleri ya da ne yazık ki tecavüze uğradıkları görülmektedir. Korku ve tekrar yaşayabilecekleri endişesi ile çocukların bu vahim durumları açıklamakta zorlandıkları görülmüştür.
Yine İHD raporlarında çocukların okullarda büyük oranda öğretmenleri ve okul idaresi tarafından kaba muamele ve şiddete maruz kaldıkları görülmektedir. Her yıl yayınlanan İHD raporlarında ayrıntılı biçimde açıklanan bu ihlaller konusunda ne yazık ki Milli Eğitim Bakanlığının hiçbir biçimde İHD ye dönüşü olmamıştır. (Bazı hak ihlalleri ile ilgili çeşitli bakanlıklar soruşturma başlatabilmekte ve İHD ile iletişim kurmaktadırlar)
Çocuk gelinler sorunu
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre evlenmek için yaş sınırı 18 dir. Sözleşmeye göre 18 yaşından küçük herkes çocuk sayılıyor. Türkiye'de evlenme yaşı 18 olmasına rağmen, 17 yaşında ailenin rızası ile 16 yaşta ise hâkim kararıyla çocuklar evlendirilebiliyor.
TUİK'in yayımlamış olduğu İstatistiklerle Çocuk 2014 Raporuna göre 16-17 yaş grubunda 36. 299 çocuk evliliği gerçekleşmiştir. Bu evliliklerin 34,629 'u kız, 1.670'i erkek çocuk evliliğidir. Küçük yaşta yapılan evliliklerin bir kısmının da kayıt dışı yapıldığı dikkate alınırsa bu sayının daha da yüksek olduğu söylenebilir.
Çocuk yaşta yapılan evlilikler daha çok kız çocuklarını eğitim hakkından alıkoymaktadır.
2014 yılında ortaokuldan mezun olan 36 bin 401 kız çocuğunun açık liseler de dahil olmak üzere hiçbir eğitim kurumuna kayıt yaptırmadığı açıklandı.(Eğitim-Sen)
Sonuç ve öneriler
1- Başta çatışma bölgelerinde hayatını kaybeden çocuklarla ilgili olmak üzere yaşam hakkı ihlaline uğrayan her vaka için etkili soruşturmalar yürütülerek sorumlular ivedilikle yargı önüne çıkarılmalıdır.
2- 2013 yılında başlatılan barış ve demokratik çözüm süreci tekrar başlatılarak çatışma ortamı sona erdirilerek çocuklar için barışçıl yaşam olanakları yaratılmalıdır.
3- Çocuklara karşı işlenen fiillerin cezaları arttırılarak farklı infaz yollarına müsaade edilmemelidir.
4- Toplumsal alanda, özellikle devlet kurumlarında veya kamu personeli eliyle uygulanan ihmal ve istismarın yol açtığı başta yaşam hakkı olmak üzere tüm hak ihlalleri bağlamında yaygın cezasızlık durumu devam etmektedir. Çocuklara yönelik hak ihlallerinin önlenebilmesi için cezasızlık politikalarının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
5- Genel ve yerel yönetimlerin bütçelerinden çocuklar için harcanacak miktarlar her bütçe döneminde belirlenerek çocuklar için kullanılabilir ekonomik kaynaklar yaratılmalıdır.
6- Ulusal ve uluslararası mevzuatta çocuklar için düzenlenen tüm hakların içinde yer aldığı çocuk hakları yasası çıkarılarak mevzuattaki dağınıklıklar giderilmelidir.
7- TBMM bünyesinde müstakil çocuk hakları ihtisas komisyonu kurularak çocuklarla ilgili yasal uygulamalar ve sonuçları bu komisyonca değerlendirilmelidir.
8- İnsan Hakları Örgütleri, Sivil Toplum Örgütleri ve meslek örgütlerinin içinde yer alacağı bağımsız çocuk hakları izleme kurulları oluşturulmalıdır.
9- Çocuklarla ilgili eğitim, sağlık, yoksulluk, işçilik, ihmal ve istismar, gözaltı, cezaevi vb. her türlü verinin tutulacağı çocuk hakları veri tabanı oluşturulmalıdır.
10- Çocuk cezaevleri kapatılarak kanunla ihtilafa düşen çocuklarla ilgili İnsan Hakları Örgütleri ve alanla ilgili STK ve meslek odalarıyla işbirliği içinde alternatif "iyileştirme" projeleri hayata geçirilmelidir.
11- İlköğretim kesintisiz, zorunlu ve parasız olarak laik, bilimsel ve anadilinde yapılarak temel sözleşmelere uygun yürütülmelidir.
12- Farklı dil, kültür ve inanca sahip olan yurttaşların kendi dil, kültür ve inancını çocuklarına öğreteceği yasal düzenlemeler ivedilikle hayata geçirilmeli, uluslararası hak temelli belgelerde çekince konulan ilgili maddelerdeki çekinceler kaldırılmalıdır.
(dk)