Cinsel istismar kuşkunuz varsa ne yapabilirsiniz?

11:42

JINHA

ANKARA - Mor Çatı'nın "Çocuk İstismarı Suçtur, Bu Suça Ortak Olmayın" broşüründe, bir çocuğun istismara tanık olunduğu ya da duyulduğu takdirde, çocuğu bulunduğu yerdeki çocuk koruma birimine/merkezine, böyle bir birim yoksa en yakın hastanenin acil servisine götürülmesi veya yönlendirilmesi gerektiğini bildiriliyor. Tanıkları, çocukta hasara neden olacağı sebebiyle istismarın tekrar tekrar sorgulamaması noktasında uyarıyor.

Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı'nın "Çocuk İstismarı Suçtur, Bu Suça Ortak Olmayın" broşüründe yer alan bilgiye göre, istismar aile ya da yakın ilişkilerde sıklıkla ortaya çıkabilen bir şiddet türü. Çocuğa yönelik istismar ve ihmale dairi bilgilerin yer aldığı broşürde şunlar kaydediliyor: "İstismar sözcüğü 'iyi niyeti kötüye kullanma, sömürü' anlamına gelir. İstismar aile ya da yakın ilişkilerde sıklıkla ortaya çıkabilen bir şiddet türüdür. Çocuklar başta anne-baba olmak üzere, kendilerine bakmakla yükümlü kimseler veya diğer yetişkinler tarafından fiziksel, duygusal, zihinsel ya da cinsel gelişimlerini engelleyen, beden ya da ruh sağlıklarına zarar veren, kaza sonucu olmayan durumlarla karşı karşıya kalabilirler. Bir çocuğun/gencin istismara maruz kaldığına tanık olmuş ya da duymuşsanız kesinlikle bunu ciddiye almanız gerekir. Bu istismarın tekrarlanmaması için çocuğun korunmasına yönelik önlemler alınmalıdır. Çocuklara yönelik bir başka kötü muamele biçimi ise ihmaldir. İhmal anne-baba ya da çocuğu korumak ve bakmakla yükümlü diğer kişilerin temel ihtiyaçlarını temin etme konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmemesidir. Temel ihtiyaçlar arasında yiyecek, barınma, tıbbi bakım, eğitim, duygusal özen ve ilgi yer alır."
Mor Çatı'nın broşüründe istismara dair şu bilgiler paylaşılıyor:

Fiziksel ve ruhsal belirtileri nelerdir?

Broşürde, istismarın fiziksel belirtileri arasında özellikle yanak gibi yumuşak doku alanlarında, karın, göğüs, kalçada morarma, yaralanma, ısırık, yanık, haşlanma, birden fazla kırık sayılabileceği belirtiliyor. Ruhsal belirtilerden bazıları ise içe kapanma, korkmuş görünme, saldırgan ve inişli-çıkışlı durumlar, stres bozukluğu, kendini değersiz hissetme, gelişme geriliği, arkadaş ilişkilerinde, sosyal hayatta güçlükler, kendi yaş ve gelişim düzeyine uygun olmayan cinsel tutumlar, yeme bozuklukları, suça yönelme, kendine zarar verici davranışlar olarak yer alıyor. Çocuğun istismarı ne kadar erken yaşta olmuşsa o kadar zarar verici görülüyor. Yetişkin olduğunda da devam eden korku, suçluluk, utanç, güvensizlik gibi duygulara yol açabilir. Ayrıca ilişkilerde sorunlar, uyum sorunları, hatta tekrar tekrar mağdur pozisyonuna düşme yaşanabiliyor.

Cinsel istismar niçin gözden kaçar?

Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı'nın "Çocuk İstismarı Suçtur, Bu Suça Ortak Olmayın" başlığında hazırladığı broşürde, "Çocuklar böyle bir konuda yalan söylemeyeceklerdir. Bu nedenle çocuk bu konuda konuşmak istediğinde dinlemek, fiziksel ve ruhsal belirtiler görüldüğünde ciddiye almak gerekir" diyor. Buna karşın istismarın ortaya çıkmamasının nedenleri arasında şunlar sıralanıyor:

* "Fiziksel şiddetin yüzde 75’i anne babalar, yüzde 15’i diğer akrabalar tarafından uygulanmakta. Bu bakımdan çocuğu sağlık kuruluşuna getiren, genellikle şiddeti uygulayandır. Bu durumda istismarcı çocuktaki fiziksel hasarın nedenini anlatırken istismarı gizlemeye çalışır.

* Çocuk maruz kaldığı şiddeti açıklamaktan kaçınır. Çünkü anne babasını ve aile bütünlüğünü korumaya çalışır. İstismar devamlı olduğundan çocuk nasıl davranması gerektiği konusunda eğitilmiştir. Gerçeği söylerse eve gittiğinde daha ağır şekilde cezalandırılacağını bilir, korkar. İstismar olgusuyla karşılaşan sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının istismarı tanımayla ilgili yeterli eğitimi ve deneyimi olmayabilir. Bu da istismarın atlanmasına neden olabilir.

* Çocuk bu yaşantıyı istismar/şiddet olarak algılamayabilir. Bu çocuklar kendilerine uygulanan zorun, yaptıkları hareketlerin doğal sonuçları, hak ettikleri cezalar olduğunu düşünürler. Çocukta belirgin bir şekilde olumsuz/problemli davranış ve tutumlar görülmediğinde çocuğun etkilenmediği, şiddet görmediği sonucu çıkmaz; çocuk yoğun duyguları ile mesafe koyarak da baş ediyor olabilir."

Cinsel istismar kuşkunuz varsa ne yapabilirsiniz?

* Mor Çatı, cinsel istismar kuşkusu karşında yapılacakları şöyle sıralıyor: "Bir çocuğun istismara maruz kaldığına tanık olmuş, duymuş, ya da kurumsal kimliğiniz nedeniyle size başvurulmuşsa; öncelikle bunu kesinlikle ciddiye almalısınız. Çocuk ve/veya gencin tekrarlayan istismardan korunması yasal bit zorunluluktur.

* Öğretmen/ ebeveyn/ akraba/ tanık iseniz ve istismardan kuşkulanıyorsanız, kesin tanı ve değerlendirmelerin yapılması için çocuğu bulunduğu yerdeki çocuk koruma birimine/merkezine, böyle bir birim yoksa en yakın hastanenin acil servisine götürmeli veya götürülmesi için yönlendirmelisiniz. Bu durumda yönlendirilen merkez ya da hastanede istismarın tanısı konulur ve hastane ya da merkez tarafından savcılığa bildirimde bulunulur.

* Müdahalelerin çocuğun güvenliğini ve iyi halini sağlayacak şekilde yapılması önemlidir. Dolayısıyla bu konuda deneyimli kurum ve kişilerden destek almak gerekir. İstismar yeni olmuşsa, çocukta gözle görülür bulgu varsa ya da çocuk öyküsünü anlatıyorsa, kısacası istismar durumu kesinleşmişse, öğretmen önce okul yönetimine durumu bildirmeli, ancak yönetim hemen harekete geçmezse, kendisi yukarıda belirtmiş mercilere başvurmalıdır. Bunu yaparken çocuğu koruyucu şekilde davranılmalı, çocuk yönetim, öğretmen vb tarafından tekrar tekrar sorgulanmamalıdır. Bu durum çocukta daha fazla güven kaybına ve hasara neden olur."

Çocukları cinsel istismardan korumak için neler yapılmalı?

* "Toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ailede, okulda ve toplumda erkeğin kadına, ergen erkeğin ergen kıza, yetişkin ve gençlerin çocuklara şiddet uygulama eğilimini güçlendirir. Bu ayrımcılıkla mücadele edilmelidir. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen hakların ulusal yasalara da yerleştirilmesi ve eğitim, vb kurumlarda uygulanmasının sağlanması gerekir.

* Çocuklar yaş düzeylerine göre kendi bedenlerini koruma, iyi ve kötü dokunuşu ayırt etme, beden sınırlarını koruma konusunda eğitilmelidir. Risk grupları arasında bulunan engelli, kendisini koruma becerisi yeterli olmayan çocuklar için daha kapsamlı ve erken eğitim öngörülmelidir. Yakınlık istemediğinde her kim olursa olsun 'hayır' deme hakkına sahip olduğu öğretilmelidir. Çocukların anne-baba ve öğretmenler arasındaki iletişim kanalları sürekli açık olmalıdır. Bu kanalları açık tutmada sınıf öğretmenleri ve rehber öğretmenler önemli bir rol oynar.

* Çocuk herhangi bir istismar durumuyla karşılaştığında onu dinlemek, duygularını anladığımızı, ona inandığımızı hissettirmek önemlidir. Çocuğun özgürce konuşmasına izin verecek şekilde ilişki kurmak ve buna ortam sağlamak gerekir. Çocuğun anlattıkları abartılı tepkiler vermeden dinlenmelidir. Çocuğun varsa suçluluk duygularını anlatmasına izin verilmeli, ancak bunun onun hatası olmadığı vurgunmalıdır. Çocuğa bu konuyu paylaştığı için duyulan memnuniyet dile getirilmeli ve konuşmasının doğru bir davranış olduğu belirtilmelidir.

* 2005 yılında çıkarılan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereğince öğretmenlerin çocukların istismar edildiğine tanıklığı durumunda yargı yolunun açılması gerekmektedir. Öğretmenlerin bu konudaki yasal sorumluluklarına ilişkin farkındalıklarının arttırılması önemlidir.

* Çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda duyarlılık sergilenirken esas amacın çocuğun yararı ve koruması olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle çocuğun ikincil örseleme yaşamamasına özen gösterilmelidir. Çocuğun istismarın tekrarlanabileceği ortamdan uzaklaştırılamaması ya da istismarcının uzaklaştırılamaması, bunun yanı sıra çocuğun istismar yaşantısıyla ilgili tekrar tekrar sorgulayıcı, eleştirel, özensiz bir tutumla konuşturulmaya çalışılması da çocuğun örselenmesi demektir."

Başvuru merkezleri

ALO 183; Aile, Kadın, Çocuk, Özürlü ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı: 7 gün 24 saat hizmet veriyor. Şiddete uğradığını düşündüğünüz kişiler için bildirimde bulunulabilir. ALO 155; en yakın çocuk polisi birimine başvurulabilir. Birçok ilde üniversite ya da eğitim hastaneleri bünyesinde 'Çocuk koruma birimi ya da çocuk psikiyatrisi' birimler bulunuyor. Çocuğun ya da gencin bu merkezlerden destek alması sağlanmalı.

(sy)