Müzik ve anadilin çocuk gelişiminde önemi
12:33
JINHA
HAMBURG - Ülkelerinden uzak bir yaşam sürdüren çocukların yaşadığı sorunlar üzerine tez hazırlayan Pedagog Feride Doğan Yavuz, müziğin ve anadilinin çocuğun topluma uyumu ve gelişimi açısından çok önemli olduğunu vurguluyor.
Almanya'nın Hamburg kentinde yaşayan Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Pedagog Feride Doğan Yavuz, müzikle çocukları geleceğe hazırlıyor. Feride, ülkelerinden uzak bir yaşam süren çocukların yaşadığı sorunlar üzerine tez hazırlığında olduğunu belirterek, çocuğun gelişiminde müziğin önemli bir yer tuttuğunu belirterek, böylesi bir çalışmayla çocukların fantezi dünyalarının geliştiğini, müzikle büyüyen çocukların ileriki yaşlarında toplum içerisinde uyumlu bir yer edindiklerini söylüyor.
Feride, kendi çocukluğundan kesitler anlatarak, "Küçük yaşta okula başladığımda öğretmenlerimiz kesinlikle Kürtçe konuşmamızı istemiyorlardı. Kürtçe konuştuğumuzda öğretmenler tarafından cezalandırılıyorduk. Öğretmenler oluşturdukları muhbir ağıyla evimizin içerisinde dahi konuşmamıza izin vermek istemiyorlardı. Kendi ülkesinde anadilini doyasıya konuşamayan bir insan olmam, içimde hep bir ukde olarak kaldı. Bir insanın kendini ifade edemeyişinin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Yasaklarla bizi terbiye etmeye çalışan sistem ruhumuzu yaraladı" dedi.
Müzikle büyüyen çocuklarda uyum sorunu yok
Feride, çocukluğunda yaşadığı bu baskıları başka çocukların da yaşamaması için bu mesleği seçtiğini belirterek, şöyle devam ediyor: "Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde tekstil bölümünü birinci sınıfta bırakarak Almanya'ya geldim. Burada imkanların çok olduğunu görünce kendimi çocukların dünyasına vakfetmek istedim. Başka ruhlar yaralanmasın diye, çocuklar bizim yaşadığımız sıkıntıları çekmesinler diye bu mesleği seçtim. Çalıştığım işyerinde çocuklarla iletişim kurmadan önce, en az bir iki saat gözlemliyoruz. Müziğin çocuk gelişimi üzerinde olumlu etkilerini görünce, 0-3 yaş çocuklarından oluşan bir grupla bu işe başladım. Müziğin çocukları rahatlattığını gördüm. Bu aynı zamanda fantezilerinin gelişmesine ve zenginleşmesine yol açıyor. Bu gruba bazen de anne ve babaları dahil ediyoruz. Çocukların anne ve babalarının yanında daha da güvenli bir şekilde hareket ettiklerini görüyorum. Müzikle büyüyen bu çocuklarda uyum diye bir sorun olmuyor mesela. Kendilerine olan öz güvenleri gelişiyor ve sosyal yaşama daha çabuk adapte oluyorlar. Sağlıklı bir gelişim beraberinde başarıyı da getiriyor. Bu çocukların okul hayatında da oldukça başarılı olduğuna tanık oldum."
Çocuk kendini dinletide buluyor
"Müzik parçalarının arasına çocukların ismini katıyorum" diyen Feride, bu yöntemin çocukları müthiş keyiflendirdiğini söyledi.
Bu şekilde çocukta kendisine değer verildiği hissinin uyandığını belirten Feride, "İsminin parçalarda geçtiğini gören, 'bana değer veriliyor' duygusu yaşıyor. Müzikle sosyalleşmenin yapı taşlarını yerli yerine oturtmaya çalışıyoruz. Aslında bizim yaptığımız, çocukların dünyasındaki demokrasiyi hayata geçirmeye çalışmaktır. Çocuğun dünyası saf ve temiz olduğu için kimse kimseye üstünlük sağlamaya çalışmıyor. Sırayla çocuklara şarkılar söylettirdiğimizde herkes buna eşlik ediyor" diye konuştu.
Çanak çömlek yaratıcılığı artırıyor
Çanak ve çömlek yapımının da çocukta yaratıcılığın gelişimine hizmet edeceği vurgusunda bulunan Yavuz, bu çalışmaya nasıl başladığını şu şekilde anlattı: "Çocukluğum Adıyaman'da pek de sulak olmayan bir yerde geçti. Bulduğumuz sulak alanlarda çamurdan çanak çömlek yaparak günümüzü geçiriyorduk. Çanak çömlek işiyle uğraşmak yaratıcılığı geliştiriyordu. Büyüdükçe fantezilerimiz de gelişti. Çömlek merakım çocukluğumdan kalma olduğu için, buraya geldikten sonra da böylesi bir uğraş içine girmeye karar verdim. İnternet üzerinde araştırma yapınca bu mesleğin Almanya'da eski bir geçmişinin olduğunu gördüm. Mesleğe başladığımda çocuklarla bir buçuk sene boyunca çanak çömlek yaptım. Bu çocuklarla, bu uğraşıyla adeta çocukluğuma döndüm. Evliydim, üç çocuk annesiydim. Ama bir çocuk gibi akşama kadar çanak çömlek yapıyordum. Çocuklarımın gittiği okulda çanak çömlek atölyesinin olduğunu duyunca, oraya gidip onlarla çalışabileceğimi söyledim. Seve seve kabul ettiler ve bana atölye yeri ayarladılar. İnsanın yaptığı işi sevmesi çok önemli. Mutlu ederken, biz de mutlu oluyoruz aslında."
'Çocuklarımızla ana dilimizle konuşalım'
Çanak çömlek işiyle uğraşmanın çocukların el becerilerini geliştirdiğini, el becerilerinin yanı sıra elin kullanımı, gözün bakması gibi vasıfların vücudun koordinasyonunu sağladığını vurgulayan Feride, bununla birlikte çocuğun iç dünyasındaki zenginlikleri dışa vurduğunu ve kimin içinden nasıl geliyorsa öyle çalıştığını belirtiyor.
Feride, son olarak şunları söylüyor: "Bizler çocukluğumuzda belki yoksulduk ama bir o kadar da mutluyduk. El telefonlarımız, laptoplarımız yoktu. Dolu dolu elbisemiz yoktu ama küçük hediyeler bile bizi mutlu ederdi. Çamurdan yaptığımız çanak çömlekler dünyalara bedeldi. Günümüz çocukları ise ne yazık ki bu kadar mutlu değil. Kapitalist sistem onları küçük bir el aletine esir etmiş adeta. Evin içinde varlıkları, yoklukları belli değil çoğu zaman. Çocuğun dünyası ve hayalleri kendi odasını geçemiyor. Bu da beraberinde müthiş bir yalnızlaşmayı ve bireyciliği geliştiriyor. Çocuk bunlara sahip olmakla özgür olduğunu zannediyor. Bunun özgürlük olmadığını, anne ve babalar olarak onlara kavratmak gerekiyor. Burada asıl rol anneye düşüyor. Her çocuğun mutlaka yetenekleri vardır. Bu cevherin ortaya çıkarılması gerekiyor. Küçüken yasaklar karşısında yaşadığım çaresizliği yaşamış bir insanım. Bu tür çalışmalarımla bu cevherleri ortaya çıkarmak istiyorum belki de. Çocuklar hata yapabilir, hata yaptıkları zaman cezalandırma yöntemine gitmeyelim hemen. Hatalarını onlara kavratarak onları hayata hazırlayalım. Ergenlik çağlarının çocukların dünyasında bir dönüm noktası olduğunu unutmayalım. Geleceğimiz olan çocuklarımızla elimizden geldiğince anadilleriyle konuşalım. Geleneklerimizle ve kültürümüzle onları hayata hazırlayalım."
Kaynak: Yeni Özgür Politika
(dk)