Türkiye'de 'çocuk işçiliği' gerçeği

09:10

Medine Mamedoğlu/JINHA

AMED - 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü'nde, Türkiye'deki çocuk işçiliği gerçeği ve çocukların nasıl istismara maruz kaldığı raporlarla ortaya çıkıyor. Ailelerinin yoksul olması nedeniyle çalışmak zorunda bırakıldıklarını söyleyen çocuklar ise "İnsanlar böyle çalışmamızı istemiyorlarsa bir şey yapsınlar" diyor.

Birleşmiş Milletler (BM) 2002'de çocuk işçiliğine karşı farkındalık yaratmak ve çocuk işçiliğine engel olmak amacıyla her yıl 12 Haziran tarihini Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü ilan etti. Dünyada ve Türkiye'de eşitsiz yaşam koşulları kadın erkek arasında yoğun bir şekilde yaşanırken, çocukların 'işçi' olması başlı başına bir istismar. Bütün kentlerde sokaklarda oyun oynaması gereken çocukların çalışması, sokakta çeşitli işler yapması çocuk işçiliğinin boyutunu gözler önüne seriyor. Gözlemler dışında raporlar da çocuk işçiliğinin artışına işaret ediyor.

8 milyon çocuk işçi

2015'te Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü'nün (DİSK-AR) hazırladığı 'Türkiye'de çocuk işçiliği gerçeği raporu' çarpıcı istatistikler ortaya çıkıyor. Buna göre, 2006-2012 yılları çocuk işçiliğinde azalma eğiliminin durduğu ve özellikle tarım kesimindeki artış ile birlikte çocuk işçi sayısının arttığı bir dönem oldu. 2012 yılında çocuk işçi sayısı 893 bine ulaştı.

İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev işlerinde çalışan çocukların sayısı 1999 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006 yılında bu sayı 6 milyon 540 bine ulaştı. 2012 yılı için ise bu rakam yaklaşık 1 milyon kişi artarak 7 milyon 503 bine yükseldi. Böylelikle 5-17 yaş arası toplam çalışan çocukların (istihdama katılan ve ev içinde çalışan) sayısı 8 milyon 397 bine ulaştı. Toplamda çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999'dan bu yana yüzde 41'den yüzde 56'ya çıktı.

En fazla tarım sektöründe

Dünya genelinde çocuk işçilerin yüzde 60'ı yani 129 milyonu tarım sektöründe. Tarım sektörü meslek hastalıkları ve iş kazaları açısından en tehlikeli sektörlerden biri. Aynı zamanda çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinde çalışan çocukların da yüzde 60'ı tarım sektöründe. Bunların sayısının 70 milyon civarında olduğu hesaplanmakta. En kötü biçimlerde çalışan çocukların 3'te 2'si ücretsiz aile işçileri.

6-14 yaş arası çocuklar çalışıyor

Türkiye 2012 verilerine göre 2006 yılından bu yana çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin en yaygın olduğu ücretsiz aile işçisi çocuk işçilerin, toplam çocuk işçiler içerisindeki oranı yüzde 41'den yüzde 46'ya, sayısı ise 362 binden 413 bine yükseldi. Yine aynı kapsamda değerlendirilen tarım sektöründe çalışan çocukların sayısı da 73 bin kişi artış göstererek 326 binden 399 bine, toplam çocuk işçilere oran ise yüzde 37'den yüzde 45'e ulaştı.

Tarımdaki istihdam artışının yüzde 66'sının ve ücretsiz aile işçilerindeki artışın yüzde 90'ının 6-14 yaş arası çocuklar olması. Toplamda da çocuk işçiliğinin artmasına neden olan 6-14 yaş çocuk işçilerin sayısındaki artış.

Okula devam ederken çalışıyor

Okula devam ederken çalışan çocukların sayısı 2006-2012 yılları arasında yüzde 64 oranında artarak, 272 binden 445 bine yükselmiş durumda. Okuyan çocukların 2006 yılında yüzde 2'si ekonomik bir faaliyette çalışırken 2012 yılında bu oran yüzde 3'e ulaştı. Bu çocuklar arasında ev işlerinde çalışanların oranı da yüzde 43'den yüzde 50 seviyesine yükseldi. Okula devam etmeyen çocukların sayısı 2 milyon 314 binden, 1 milyon 297 bine gerilerken, okula gitmeyen çocuklar arasında ekonomik faaliyetlerde çalışanların oranı yüzde 27'den yüzde 35'e yükseldi. Buna karşın ev işlerinde çalışan çocukların sayısı bu kategoride yüzde 44'den yüzde 39'a geriledi.

İş cinayetleri çocukları da öldürüyor

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2013 yılında yaşamını yitiren bin 235 işçinin 59'u çocuk işçi. 2014 yılında bu sayı 54 olarak görülmekte. 2014 yılı için her 100 iş cinayetinden üçü çocuk işçi. Yani can veren her 30 işçiden yaklaşık birisi yoksulluktan dolayı çalışan çocuk işçiler.

'Kazandığım parayla meyve alıyoruz'

Çocuk işçiliği gerçeği bu şekilde belgelenirken, Diyarbakır sokaklarında da çalışan çocuklar, olması gerekeni yani oyun oynamak istediklerini söylüyor. Mendil satan 8 yaşındaki Berfin, çekirdek satarak çalışmaya başlamış. Kazandığı parayı annesine veren Berfin, "Bu parayla da annem bize meyve alıyor" diyor. Kendisi gibi onlarca çocuğun mendil sattığını söyleyen Berfin, sabahtan akşama kadar dışarıda mendil satmak zorunda bırakılıyor.

'Parkta oynayabilmek için çalışıyorum'

10 yaşındaki Sultan da "Her gün buradayız, sabahtan akşama kadar. Yerde oturarak ya da dolaşarak çekirdek satıyorum. Çalışıyorum ama mecburiyetten, bazen ben çalışırken yaşıtlarım aileleriyle gelip parkta oynuyor. Ben de bunu yapabilmek için çalışıyorum" dedi.

'Yoksul olmasaydık çalışmak zorunda da kalmayacaktım'

10 yaşındaki Zilan da Sur Çiftkapı civarında su satıyor. "Yaşıtlarım oyun oynarken ben para kazanmak için, kendim için çalışıp para kazanıyorum. Ama biz bunu istemiyoruz, eğer fakir olmasaydık çalışmak zorunda da kalmayacaktım. O yüzden önümüzden geçip bize acıyan gözlerle bakan insanlar, böyle çalışmamızı istemiyorlarsa bir şey yapsınlar. Ben çocuk işçiliğin sona ermesini istiyorum" diyor.

13 yaşındaki Burhan pazarlarda el arabasıyla torba taşıyor. Burhan maruz kaldığı sömürüden habersiz, "Çalışarak bayram harçlığımı çıkarıyorum" diyor. Aziz ve Berivan da ailelerinin ekonomik durumu nedeniyle çalışmak zorunda bırakıldıklarını anlatıyor.

(gc)