16 yaşındaki Şiyar'ın anıları annesi ve arkadaşında
09:01
JINHA
AMED - Sur'daki kuşatmayı kırmak için sokağa çıkan halka saldıran polisler, 22 Aralık 2015'de Seyrantepe'de 16 yaşındaki Şiyar Baran'ı ranger tipi araçtan açtığı ateşle katletti. O günden beri hala failleri ortaya çıkarılıp yargılanmayan Şiyar arkasında kendisini çok özleyen kardeşini, arkadaşını ve annesini bıraktı.
Kürdistan'da devreye konulan savaş konseptiyle birlikte 'sokağa çıkma yasağı' adı altında başlatılan soykırım saldırılarına karşı direnen halka polisler silahlarla saldırırken, Kürdistan'da sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte geçen son 10 ayda en az 80 çocuğun katledildiği raporlarda yer aldı. Soykırım saldırılarının gerçekleştirildiği yerlerden Sur ilçesi için tek yürek olan Diyarbakır halkı da sokaklara çıkarak Sur'daki kuşatmanın kaldırılmasını istedi. Ancak halka gerçek mermilerle saldıran polisler ranger tipi araçlarından çocuklara ateş ederek katletti. Bunlardan biri de 16 yaşındaki Şiyar Baran'dı. Şiyar, 22 Aralık 2015'te Seyrantepe semtinde öğlen vakti arkadaşlarıyla oynadığı sokakta ranger araçtan açılan ateş sonucunda yaşamını yitirdi. Karnından aldığı iki kurşunla yaralanan Şiyar, daha hastaneye ulaşmadan yaşamını yitirdi.
'Halen parasını saklıyorum'
Annesi Asya Baran en büyük çocuğu Şiyar için "Bana en düşkün olandı" diye anlatıyor. Bin bir emekle 16 yaşına getirdiği çocuğunu kaybeden Asya, hala Şiyar'ın öldüğüne inanmıyor. Şiyar'ın sokakları çok sevdiğini sürekli arkadaşlarıyla oynadığını ifade eden Asya, "Onunla yaşıt çocuklar gördüğünde içim parçalanıyor. Bir iş yaptığımda hep bana yardım ederdi. Bir gün çamaşır yıkıyordum, çamaşır asacak ipim yoktu, hemen evin damına çıktı bana çamaşır asacak ip yaptı. Bu kadar düşkündü bana. Şimdi onun odasına gidince gözümün önüne geliyor. Okula gidiyordu ama bir türlü ayak uyduramadı okul ortamına. Çalışmak istediğini söyledi ama küçüktü ben de kıyamadım çalıştırmaya. Ama o arada harçlık olsun diye gider çalışırdı. Parasını getirip bana verirdi ben de ona toplardım. Halen de parası bende saklıyorum" diyor.
'Katiller yargılanmadı'
Şiyar'la 22 Aralık günü son kez birlikte kahvaltı yapan Asya şöyle devam ediyor: "Öldüğü gün sabah odasına gittim uyandırdım. Hep birlikte kahvaltı yaptık. Sonra dışarı çıktı arkadaşları ile sokakta oynuyordu. Ben de evde oturuyordum. Küçük oğlum koşarak eve geldi Şiyar'ın yere düştüğünü söyledi. Gittiğimde Şiyar kan içinde yerde yatıyordu. Halk toplanmıştı. Hep birlikte hastaneye götürüyorduk ama ölmüştü. Devlet küçücük çocuğa 'terörist' diyor. Çocuğumun ne suçu vardı? Sokakta arkadaşları ile oynarken öldürdüler. Acımızın üzerine bir de bu şekilde açıklama yapmaları çok vicdansızca bir durum. Aradan kaç ay geçmesine rağmen halen katiller yargılanmadı. Oğlumun geri dönmeyeceğini biliyorum en azından katillerin bulunmasını istiyorum. Belki bir nebzede olsa acımız hafifler. Şiyar'ımın ölümünün ardından bir sürü çocuk katledildi. Bu çocukların günahı nedir? Çocukluklarını da mı yaşayamayacaklar? Biran önce bu olanların önüne geçilmesi gerek. Başka annelerinin de ciğeri yanmasın."
'Son defa bana baktı'
Şiyar en çok özleyip, yokluğunu hissedenlerden biri de henüz 9 yaşındaki kardeşi Muhammet. Şiyar'la arasının çok iyi olduğunu söyleyen Muhammet, "Biz hep kavga ederdik ama yeri geldiğinde de beni korurdu. Sokakta oynarken arkadaşlarım bana söyledi. Koşarak yanına gittim. Yerde uzanmıştı ama gözleri açıktı. Sanki bana bakıyordu. Ağabeyim son defa bana baktı. Koşarak anneme haber verdim. Geldiğimizde ölmüştü. O an aklımdan hiç gitmiyor. Çok özlüyorum. Şimdi beni koruyan bir ağabeyim yok" diyor.
'Sokaklarda yine birlikte olurduk'
Şiyar'ın mahalledeki arkadaşı Erhan Keskin de sokaklardaki anılarını hatırlayarak şunları söylüyor: "Bu sokaklarda çok güzel anılarımız oldu. Polisler Şiyar'ı vurduğunda ben işteydim, mahalleye geldim öğrendim. Çok etkilendim şimdi bu sokağa geldiğimde o anlar aklıma geliyor. Biz sürekli bu sokaklarda top oynuyorduk. Hiç unutmam bir gün birlikte lunaparka gittik geri döndüğümüzde onu unutmuştuk. Tekrar almaya gittiğimizde orada öyle durmuştu. Onu çok özlüyorum. Vuran kişi de belli ama halen kimse cezalandırılmadı. Yaşamış olsaydı biz yine bu sokaklarda oynardık."
(aı-şa/gc)