Asya aslanının savunucuları: Gir Ormanı kadınları

09:06

JINHA

HABER MERKEZİ - Hindistan'ın Gujarat eyaletinde Gir Ormanı'nda nöbetçi olarak çalışan kadınlar, tehlikede olan Asya aslanlarını kurtararak yeni nesil kız çocuklarına ilham veriyor.

Hindistan'ın Gir Ormanı'nda kadın orman nöbetçileri, tehlikede olan Asya aslanın savunucu güç oluyor. Aslan ve leoparları kurtaran 48 kişiden oluşan kadın birimindekiler birçok kız çocuğunun kendileri gibi olmak istediklerini belirtti. 19'uncu yüzyıla kadar Mezopotamya, Suriye, İran ve Türkiye'de bulunan Asya aslanı, günümüzde sadece Gujarat eyaletine bağlı Gir Ormanı'nda bulunuyor. 2007 yılında Gujarat Orman Müdürlüğü tarafından Gir Ormanı'nda yüzde 33 kadın kotası uygulandı ve orman nöbetçileri tarafından kadın birimi kuruldu. Tehlikede olan aslan ve leoparları kurtaran bu kadınların sayesinde 2010 yılından beri Asya aslanının nüfus artmakta. Her hayvanın hayatının kadınlar için büyük değer taşıdığı ormanda 2015 Mayıs ayından bu ana Asya aslanın nüfusu 523 olarak belirtiliyor.

Orman nöbetçisi Rasila toplumun muhafazakarlığına inat başardı

İlk kadın orman nöbetçilerinden Rasila Vadher, 2007'den önce Gir Ormanı hakkında bilgisi olmadığını anlatarak, "O günlerde orman müdürlüğü, hayvanlar, Gir hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Babam erken yaşta öldü, annem de başka insanların tarlalarında çalışarak beni ve erkek kardeşimi okutuyordu. Toplumda insanlar çok muhafazakar oldukları için anneme 'niye bu kızı okutuyorsun, sadece evlenip eşinin ailesi için yemek pişirecek' dediler. Ama annem beni okutmayı kabul etti çünkü ben okumak istedim" diye belirtti.

'Erkek kardeşimin yapmadığını ben yaptım'

2007 yılında orman müdürlüğünün nöbetçiler için iş olduğunu duyunca Gir Ormanı'na gittiğini anlatan Rasila, "Kardeşimi oraya götürdüm, orman müdürlüğünde çalışsın diye. Koşma, yüksek atlama ve uzun atlama yarışından oluşan fiziksel yeterlilik testine katılması istendi. Ama kardeşim korkup vazgeçince ben şansımı denemeye karar verdim. Ve geçtim. İlk başta büro işine atandım ama sıkıcı buldum, yeni bir şey olsun diye nöbetçi oldum. Başta erkek meslektaşlarım 'Hayvanlara mı bakacağız, yoksa bu kadına mı bakmak zorunda kalacağız' diye şeyler söylediler. 'Denememe izin verin, bakalım nasıl olacak' dedim. Şimdi 425'i leoparlara yönelik, 200'ü aslanlara yönelik 900'e yakın hayvan kurtarma operasyonunda bulundum" diyerek işe başlama sürecini anlattı.

Leopar ve aslanları tehlikeden kurtaran kadın

Rasila, 18 Mart 2012 tarihinde yaptığı operasyonundan "En hatırlanmaya değer operasyonum" olarak bahsederek, "Misk kedisinin peşinde koşan bir leopar, kuyuya düştü. Kuyu yeni kazıldığı için kuruydu, yaklaşık 18 metre derinliğinde. Leoparı sakinleştirici tabancayla vurmaya çalışıyorduk, ama uzakta olduğu için sürekli ıskalıyorduk. Ben de kafes içinde kuyuya indirilip, leoparı hedef alabildiğimde sakinleştiriciyle vuracağımı söyledim. Sakinleştirici tabancamla beraber küçük metal bir kafes içinde kuyuya indirildim. Leopar öfkeliydi, homurdanmıyordu. Hiç tecrübem yoktu ve çok korkuyordum. Ama hedefimi alıp vurdum. Hayvan sakinleştirildiğinde ipten yapılan bir kafesle ele geçirdim ve kuyudan çıkarıldı" dedi.

Genç Darshana cinsiyetçi bir ailenin kızı olarak nöbete gitti

24 yaşındaki Darshana Kagada ise aile yapısından bahsederek, "Sekiz kız kardeşiz, ailemizde erkek kardeş yok. Çok muhafazakar olan Rajput kast grubundan geliyorum. Ailelerimizde kadın olarak değersiz varlık yerine konuyoruz. Yapmamız gereken evlenmek, ailelerimize bakmak, yemek pişirmek, temizlik yapmak, kariyere sahip olmamak. Babamda böyle inançlara sahipti. 2011 yılında lise mezunu olduğumda orman müdürlüğünün işçi aradığını duydum. Kız kardeşimin evine gittim, eniştemi beni sınava götürmeye ikna ettim. 600 kişi aranıyorken 600 bin kişi başvurdu. Çok zordu. İlk olarak fiziksel yeterlilik testinden geçtim, sonra hayvan ve bitkilerinin cinslerini tespit etmek için 10 kilometrelik orman yürüyüşü yaptım. Ondan sonra yazılı sınav ve mülakat vardı. Ancak işi kazandığımı duyunca bunu babama anlattım, şimdi bende çok gurur duyuyor" diye konuştu.

'Kız çocuklar benim gibi olmak istiyorlar'

Ormanda genelde ahşap copları dışında bir koruma mekanizmasına gerek duymadığını anlatan Darshana, "Aslan asil bir hayvandır. Sen, ben, biz onların umurunda değiliz. Onların yerlerini ihlal ettiğin, onların gözlerinde yavrularına karşı tehdit oluşturduğun ya da çiftleştirdikleri zaman fazla yaklaştığın durumlarda insana saldırırlar" şeklinde konuştu. Darshana, yeni nöbetçilere eğitim vermenin yanı sıra okulları gezip çocuklara ekoloji dersi verdiğini söyleyerek, "İşimi çok seviyorum. Birçok çocuk, özellikle kız çocuklar, benim gibi olmak istediğini söylüyor" dedi.

Nesilden gelen orman sevgisiyle nöbetçi Geeta

Altı yıldır Gir Ormanı'nda çalışan Geeta Ratadiya, çocukluktan beri ormanda çalışmak istediğini söyledi. İlk olarak dört yaşındayken bir aslana yaklaştığını söyleyen Geeta, "Gir'de doğdum, dedem ve babam orman nöbetçisi olarak çalıştı. Babam beni sürekli onun yanında ormana götürüyordu. Bir gün erkek ve dişi olan iki aslanın yanında durdu, bunu görünce çok korktum. Saldıracaklar sandım, ağlamaya başladım. Ama gitmeye devam ettim ve korkum gitti. Ormanda çalışmak istediğimi annemle babama söylediğim zaman, annem zayıf olduğumu, sınavdan geçmeyeceğimi düşünüyordu. Seçildiğimde o çok heyecanlandı. Hep babam gibi bu haki üniformayı giyip, telsizi taşımak istiyordum. Şimdi iki yaşındaki kız çocuğumu işe götürüyorum. O her gün götürmem için sıkıştırıyor çünkü aslan ve diğer hayvanlara bakmaya çok seviyor. Büyüyünce orman müdürlüğüne katılabilir ama umarım okur ve ormanın üst düzey görevlisi olur" dedi.

(cm/dk)