DOSYA HABER Yazdır Kaydet

Karadeniz'in dinmeyen çığlığı: Çernobil katliamı (2)

Dosya Haber
Ekim 13 / 2016


 

 
Medya, Çernobil’de ‘iktidar gazeteciliği’ yaptı
 
Evrim Kepenek/JINHA
 
HABER MERKEZİ - Çernobil 26 Nisan 1986'da gerçekleştiğinde, katliamdan günler sonra Rusya'nın patlamayı dünya kamuoyundan sakladığı oraya çıktı. Türkiye medyasında yer alan haberler ise, bilimsel gerçekliklerden uzak devlet söylemlerine göre servis edildi. 
 
20. yüzyılın en büyük felaketi olarak tanımlanan Çernobil katliamı, 26 Nisan 1986'da gerçekleştiğinde faciaya ilişkin kamuoyunu ilgilendiren bilgiler halka ulaştırılmadı. Patlamanın gerçekleştiği bilgisi dahi Avrupalı devletlerin yaptığı araştırmalarda radyasyon oranının kendi topraklarında fazla çıkması üzerine ortaya çıkarken, bu durum Rusya'nın patlamaya dair bilgileri dünya kamuoyundan sakladığını da gösterdi. Türkiye'nin durumu ise diğer Rusya "devlet aklın"dan pek de farksız değildi.
 
‘Radyasyonlu çay lezzetlidir’
 
Türkiye’de dönemin medyasına Başbakan Turgut Özal'ın, "Biraz radyasyonlu çay lezzetlidir" cümlesi ve dönemin bakanlarından Cahit Aral'ın, "Çayı harmanlarsanız radyasyon daha da aza iner" diyerek bardak bardak çay içmesi damga vurmuştu. Turgut'un kalp krizinden öldüğü iddia edilirken, Cahit 2 Kasım 2011'de kanser hastalığı nedeni ile yaşamını kaybetti.
 
Patlama sonrası radyasyonun, atmosferdeki hava hareketleri ile Türkiye'nin pek çok noktasına yayıldığı iddiası üzerine toplumunda gerginlik yaşanırken, ana akım medya tam aksi bilgiler ile gerçeği ya manipüle etti, ya da halka ulaşmasına engel oldu. Ana akım medyanın o dönemki gazetelerinden Milliyet arşivlerinde yer alan haberler iktidar  ve medya arasındaki  ilişkinin Çernobil katliamının yansımasını açığa çıkartıyor. 
 
Panik yok: Medya kendi kendini yalanlıyor
  
Dönemin 20 Nisan 1986 ile 20 Nisan 1987 arasındaki Milliyet gazetesi arşivleri tarandığında, ilk haberlerin 30 Nisan'dan itibaren Dış Haberler sayfasında, "Dünyada radyasyon paniği", "Radyasyon paniği Japonya'ya sıçradı", "Radyasyon paniği azaldı" gibi başlıklar ile Türkiye’nin faciadan hiç etkilenmemiş gibi sunulduğu ortaya çıkıyor.
 
Etkilerinin 20 yıl süreceği bilimsel olarak kanıtlanan radyasyona ilişkin gazete, 13 Mayıs 1986'da yer alan haberinde "Tehlike geçti sıra sorumlularda" başlığını atarken, ertesi günkü haberlerinde ise, "Reaktörde halen sızıntı var" başlığı ile kendisini yalanladı. İlk belirlemelere göre, kaza anında reaktördeki 31 kişinin yaşamını yitirdiği çok sonraları açıklanırken, 
gazete 15 Mayıs 1986'lı sayısında; Rus yöneticilerinin ifadelerini dayanak göstererek 9 kişinin yaşamını yitirdiğini açıklıyor.  
 
‘Halkımız endişelenmesin’
Aynı gazetenin 4 Mayıs tarihli sayısında radyasyonlu bulutların Türkiye'ye ulaştığı Atom Enerjisi Başkanlığı'nın bilgileri ile kamuoyuna sunulurken, haberde "Radyasyonlu bulutlar geldi ama tehlikeli boyutta değil" vurgusu dikkat çekiyor. 
 
Gazetenin 19 Mayıs 1986'daki  devlet yetkililerinin ifadelerine göre verdiği "Halkımız endişelenmesin" ile 23 Haziran'da 1986'da attığı "Her gün 4 bin ölçüm yapılıyor"  başlıkları da dikkatlerden kaçmıyor.  
 
Halk panik olmasın diye açıklama yapılmamış!
 
Gazetede yer alan 17 Haziran'da ATOM Enerji Kurumu Başkanı Ahmet Özemre'nin, "Açıklama yapmadık halk panik olmadı" yönündeki açıklaması da gerçeklerin halktan gizlendiğinin başka bir kanıtı. 
 
‘Azıcık radyasyon çok faydalıdır’
 
Çernobil'in Türkiye'ye olan yansımasının yer aldığı haberler de genellikle, "Çayı yıkayın radyasyon geçer" ve "Çayda radyasyon yok" başlıkları ile servis edildi. 7 Aralık 1986'da gazetede yer alan başka bir haber ise bilimsel gerçeklikten oldukça uzak. Dönemin bakanları ile bir araya gelen Kenan Evren ve Turgut Özal'ın açıklamaları haberde de aynen şu şekilde aktarılıyor: 
 
“* Kenan Evren: Çayı demleyerek içerseniz bir şey olmaz.
 
* Cahit Aral: İnsan sağlığına zarar verecek oranda radyasyon yok çayda. Çayı harmanlarsanız radyasyon daha da aza iner.
 
* Turgut Özal: Çayda radyasyon var ama zararlı değil. Bak ben içtim. Korkmadan içtim. Azıcık radyasyon çok faydalıdır. Radyasyonlu çay daha lezzetli.” 
 
Çaycı bakan kanserden öldü 
 
Dönemin bakanlarından Cahit Aral'ın çayda radyasyon olmadığını ispat etmek için bardak bardak çay içtiği fotoğraflı haber 9 Aralık 1986'da Milliyet gazetesinde yer alırken, Cahit'in 2 Kasım 2011'de kanser hastalığı nedeni ile yaşamını kaybetmesi de nükleer karşıtları tarafından bir hayli manidar bulunmuştu. 
 
Gazeteler radyasyonun cinsel gücü bile arttırdığını ifade ederek bu bilimsel olmayan bilginin de aracısı oldu. Milliyet'te 31 Ekim 1986'da yer alan haberde, Cahit’in radyasyonlu çayın cinsel gücü arttırdığını ifadelerine yer verilmişti. 30 Şubat 1987 tarihli gazetenin bir sayfasında da radyasyondan korunmak için çayın yıkanması önerisi göze çarpıyor. Öte yandan gazetenin 20 şubat 1987'deki sayısında da ODTÜ'lü bilim insanlarının çaydaki radyasyon oranının düşük gösterildiği yönündeki açıklamalarına karşılık, ATOM Enerjisi Başkanı Ahmet'in bu iddiaların gerçek olmadığını söylemesine de yer verilmişti. Sonrasında ise ODTÜ'lü bilim insanları ile röportaj yapılmamış veya yapılamamış. 
 
Dönemin Cumhuriyet gazetesi de incelendiğinde benzer konu ve tarihli haberlerin yine iktidarın anlatımı üzerinden verildiği görülüyor. 
 
Yarın: ‘Japon balıkçısı’ kadınlar anlattı: Derelerin suyu azaldı, kolsuz bebekler doğdu
 
(sy)