DOSYA HABER Yazdır Kaydet

Karadeniz'in dinmeyen çığlığı: Çernobil faciası (4)

Dosya Haber
Ekim 15 / 2016


 

 
Kansere karşı mücadele eden Aysun: Karadeniz de kazanacak, ben de
 
Evrim Kepenek/JINHA
 
HABER MERKEZİ - Meme kanserine karşı mücadele eden Aysun Paksoy, aynı zamanda bir yaşam savunucusu. Karadeniz'de yapılmak istenen nükleer santral ve hidroelektrik santral projelerine karşı düzenlenen eylemlerde de yer alan Aysun, "Hastalığımla, Karadeniz doğasının yıkım projelerine karşı direndiği gibi direneceğim. Karadeniz de kazanacak, ben de" diyor.
 
Doğu Karadeniz'in Trabzon, Rize, Artvin gibi illerinde hangi eve giderseniz gidin mutlaka bir kanserli hastaya veya hasta yakınına rastlıyorsunuz. "Çernobil'in ardından hastalıklar ama özellikle kanser hastalığı arttı" söylemi çokça dillendiriliyor olsa da bu konuda bilimsel olarak bir açıklama yapılmış değil. Konuya ilişkin TBMM Meclis Araştırma Komisyonu'nun raporları ve devlet kaynaklı sivil toplum örgütleri "Çernobil'in Karadeniz'e etkisi olmadı" yönünde raporlar hazırlasa da, bilimsel olarak sayılabilecek tek rapor en son  2006 yılında Türk Tabipler Birliği tarafından yapıldı. Raporda, "'Artvin Hopa'da son 3 yılda meydana gelen ölümlerin yüzde 47.9'unun nedeninin kanser olduğu” ifade edildi. 
 
"Türkiye'de kaç tane kanserli hasta var? "Kaç tanesi Çernobil'in etkisi ile bu hastalığa yakalandı?" bilinmese de, bölge halkının sıkça dillendirdiği "Grip olur gibi  kanser oluyoruz" cümlesi neredeyse bir gerçek.
 
Aysun kanser hikâyesini anlatıyor
 
Karadeniz'de kanser hastalığı ile mücadele edenlerden biri de Aysun Paksoy. Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu Aysun Paksoy, İstanbul'da özel bir şirkette çalışırken, bundan tam 8 ay önce ailesini ziyaret etmek için geldiği Hopa'da meme kanseri olduğunu öğrendi. Birçok hasta gibi ilk başta hastalığına da inanmadı. "Sol mememin altında bir kist fark ettim. Kızım Arte'yi emzirdiğim için süt bezesi sandım. Önemsemedim" diyen Aysun, bir iki hafta sonra memesinde ağrılar olunca Rize'de onkoloji hastanesine gitti. Gerekli tetkikleri yaptırdıktan sonra sonuçları da almaya tek başına gittiğini söyleyen Aysun, "Doktorumun yüzünden hemen anladım. Ancak yine de insan kendisine konduramıyor. Hemşireye,  'Eğer durum kötüyse tedavi için İstanbul'dan Hopa'ya geleceğim' dedim. Hemşire de, 'Eşyalarınızı toplarsanız iyi olur' deyince doktorun açıklamasını beklemeden sonucu anladım. Yine de doktorun açıklamasını bekledim. Esas doktor söyledikten sonra inanamadım. Ağlamaya başladım. Henüz bir buçuk yaşında olan kızımı düşündüm" diye anlatıyor.
 
Kemoterapi sürecini sosyal medyadan paylaştı
 
Hastalığını öğrendikten sonra hemen Hopa'da bulunan ailesinin yanına taşınan Aysun'un memeleri de tedavi için alındı. Sağlık durumu düzelmeyince doktorlarının isteği üzerine kemoterapi de alan Aysun, kemoterapi seanslarını sosyal medya üzerinden paylaştı. "Kemocanla buluşmam var" diyerek paylaştığı fotoğraflar ile kanserle mücadelesinin her adımını kamuoyuna duyuran Aysun, kemoterapilerinden çok güçlü çıkan kadınlar arasında yer aldı. 
 
En büyük sorun doktor sayısının azlığı 
 
Kemoterapi sonrasında şimdi Rize'deki Onkoloji Hastanesi'nde radyoterapi gören Aysun, bu süreç boyunca birçok kanser hastası ile arkadaş olmuş. Özellikle kadın kanserli hastaların birbirleri ile dayanışma içinde olduklarını belirten Aysun, Rize'deki Onkoloji Hastanesi'nde zaman zaman tek doktorun çalıştığını ve bölgede kansere karşı mücadele edenlerin en büyük sorununun doktor yetersizliği olduğunu söylüyor. 
 
Kadınlara mesaj
 
Aynı zamanda yaşam savunucusu olan Aysun, Karadeniz'de yapılmak istenen nükleer santral ve hidroelektrik santrallerine karşı İstanbul'da düzenlenen tüm eylemlere katıldığını söylüyor. "Karadeniz'in doğası ekolojik yıkıma karşı nasıl direniyorsa ben de hastalığıma karşı direneceğim" diyen Aysun'un bir mesajı da kadınlara: “Vücudunuzun herhangi bir noktasında değişiklik gördüğünüz an hemen doktora gidin. Erken teşhis bu hastalıkta çok önemli.”  
 
BİTTİ 
 
(sy)