DOSYA HABER Yazdır Kaydet

Zergelé katliamının tanıkları anlattı (2)

Dosya Haber
Ağustos 08 / 2015


 
Zergelé katliamını bir de çocuklardan dinleyin
 
Zehra Doğan/JINHA
 
KANDİL - TSK'nın hava bombardımanıyla sivil katliam gerçekleştirdiği Zergelê köyünde yaşayan çocuklar tüm olanları "korkunç bir savaş" olarak tanımlayan çocuklar gözlerinin önünde ailelerinin can verdiği o anları anlattı: "Babamı annem ve kardeşlerimle birlikte izliyorduk. 'Baba' diye bağırdım ama duymadı. Bombalama başladı, sonra yanına gittik, ölmüştü. Babamın parçalanmış vücuduna saatlerce sarıldım, ağladım. Babamı hep o haliyle hatırlayacağım, onu uçaklar vurdu. Erdoğan sürüyor uçakları, annem söyledi."
 
TSK'nın sivil katliam gerçekleştirdiği Zergelé'de babalarının ve akrabalarının gözlerinin önünde bombalandığına tanık olan çocuklar tüm yaşadıklarını korkunç bir savaşın başlangıcı olarak tanımlıyor. "PKK kampı" diye hedef gösterilen köyün çok ilginçtir ki bir camisi dahi bulunmasına rağmen hala kamuoyunun kendisine dair algısının kırılmadığı bu köyde tüm kapı cam ve pencerelerin  yıkıldığı cami avlusunun çocukların tek oyun alanı olduğunu öğreniyoruz. Hükümetin, "Orada sivillerin ne işi var?" sözlerine, Asurlardan bu yana yerleşik bir halk olduklarını söyleyemeyecek kadar küçük olan bu çocuklar şimdi ise gözlerinin önünde akrabalarının katledilmesiyle bir anda bambaşka bir hal alan travma dolu hayata ayak uydurmaya çalışıyor. 
 
Büyükannesi gözlerinin önünde katledildi
 
Viran olmuş köyün yıkıntıları arasında ilerliyoruz, kadrajımıza bombardımandan  nasibini almış bez bebekler takılıyor, belli ki burada her evde hayatın öznesi çocuklar yaşıyordu. Yaralı annesinin viran olmuş evinin yıkıntıların arasında geriye kalan eşyalarını çıkarmasını fırsat bilip, artık önünden dahi geçmeye korktuğu, doğup büyüdüğü evinin yıkıntıları arasında oyuncağını arayan 6 yaşındaki Bavél Muhammed'le karşılaşıyoruz. Büyük annesi Ayşe Ahmed Mustafa'nın gözlerinin önünde son can çekişmelerine tanık olan Bavél'in en büyük üzüntüsü ise babasının ona henüz yeni aldığı tabletinin yıkıntıların altında kalması. 
 
"Ayşe Ana'yı Erdoğan öldürdü'
 
Yıkıntılar arasından bulduğu, üzerinde Kürdistani motiflerin işlendiği kahverengi  küçük sarı püsküllü yastığı gösterip, "bak bu benim yastığımdı" diyen kocaman yürekli minik çocuk, bombardımanın ilk hedefiyle tuz buz olan, geriye kalan temelden tahmin ettiğimiz kadarıyla, küçük şirin evinin kalıntıları üzerine kurduğu yastığının üzerine oturup başlıyor anlatmaya."Yade Ayşe tam şurada öldü" diye minik parmağıyla büyükannesinin katledildiği noktaya işaret eden Bavél'e, "Sen gördün mü" diye sorduğumuzda ise "Evet gördüm, uçaklar vurdu. Erdoğan sürüyor uçakları, annem söyledi" diye cevap veriyor.  Koşup büyükannesinden geriye kalan parçalanmış seccadeyi getirip gösteren Bavél, "Namaza kalkmıştı. Ayşe Ana bunun üzerinde öldü" diye anlatıyor tüm soğuk kanlığıyla.
 
En büyük üzüntüsü oyuncağının kırılması
 
Belki kaybettiği tableti bulur diye bir yandan elleriyle toprağı eşleyerek konuşmasını sürdüren Bavél, o anları şöyle anlatıyor: "Biz uyuyorduk, çok büyük bir patlama sesi geldi. Evimiz üzerimize yıkıldı, bizi komşular kurtardı. Uçaklar üzerimizden geçiyordu. Uçakları çok seviyordum,  şimdi çok korkuyorum." Bavél annesinin uzaklaştığını görür görmez artık tek kalmaya korktuğu yıkık evinin kalıntıları arasından koşup bir çırpıda uzaklaşıyor. 
 
'Babam gözlerimin önünde can verdi'
 
Güney basının sessizliği ve Türk basının olayı çarpıtmasından dolayı basın mensuplarına tepkili olan 16 yaşındaki Mahruf Mecid, katledilen babası Mecid Abdullah'la birlikte bayramda çektiği fotoğrafları gösteriyor. "O benim babamdı, gerilla değildi" diye ağlayarak konuşan Mahruf, "Kimse bizi duymuyor, ölümü hak etmişiz gibi davranıyorlar bize" diyor. Babasının saldırılarla birlikte yıkıntının altında kalan yaralıları kurtarmaya giderken ikinci hava saldırısında katledildiğini söyleyen Mahruf, "Babamı annem ve kardeşlerimle birlikte izliyorduk. Uçakların ikinci kez tepeye geldiğini gördüm, seslendim ama gürültüden kimse kimseyi duymadı. 'baba' diye bağırdım ama duymadı. Bombalama başladı, sonra yanına gittik, ölmüştü. Babamın parçalanmış vücuduna saatlerce sarıldım, ağladım. Babamı hep o haliyle hatırlayacağım" diye anlatıyor. 
 
'Bakkalımız artık yok'
 
5 yaşındaki Melisa İbrahim ise yaşadıklarına, saldırıda katledilen İran rejiminin zulmünden kaçıp Zegelê'ye yerleşen Zagros Rojhılat adlı bakkal üzerinden tanımlama getiriyor: "Bombalar patladı, komşularımız öldü. Bakkalımız artık yok."
 
(fk)