25 Kasım: Faşizme karşı Üniversiteli kadınlar öz savunmada (21)
Dosya Haber
JINHA
ANKARA - Faşizan ruhun ve gericiliğin yoğun olarak yaşandığı yer olan Gazi Üniversitesi'nde kadınlar yaşadığı taciz ve saldırılara karşı öz savunmalarını Nevin, Çilem ve Rojava'daki kadınlardan öğrenerek gerçekleştiriyor."Tek başına veya yolda yürürken bir kadın olarak güçlüyüz. Ama hep beraberken dünyayı değiştirecek gücümüz var" diyen kadınlar düştüğümüz yerden kalkarak mücadelemizi büyüteceğiz diyor.
Üniversiteler çoğu zaman devletin ve egemen sınıfın tahakkümüne maruz kalan alanlardan biri. Sistemin yaratmak istediği tek tipliğe karşı kadınlar söylemlerini genişleterek mücadeleyi büyütüyor. Faşizan ruhun ve gericiliğin yoğun olarak yaşandığı yerlerden biri olan Gazi Üniversitesi'nde ise kadınlar yaşadığı taciz ve saldırılara karşı öz savunmalarını Nevin, Çilem ve Rojava'daki kadınlardan öğrenerek gerçekleştiriyor. 25 Kasım yaklaşırken geçtiğimiz yıl Gazi Üniversite'sinde kadınların faşist erkeklere karşı gerçekleştirdiği mücadele "öz savunma" temelinde değerli bir örnek olarak yer alıyor. Erkekler tarafından şiddete maruz kalan kadın arkadaşının hesabını sormak için Gazi Üniversitesi'ne giden ve basın açıklaması gerçekleştiren kadınlar, 200 erkeğe karşı biber gazlarıyla ve kararlılıklarıyla öz savunmalarını gerçekleştirdi. Kadınlar biz bir erkeğe gerek duymayarak sokakta, savaşta, Gazi'de kısacası yaşamın tüm alanlarında öz savunmamızı gerçekleştiriyoruz bizi engelleyemeyeceksiniz diyor.
'Kadınların her defasında ayağa kalkıp biz buradayız demesi gerekiyor'
Gazi Üniversitesi'nde saldırıya uğrayan Nurcan Etik, okulda faşist bir baskı olduğunu belirterek faşist zihniyetin daha çok kadınlar üzerinden şekillendiğini belirtti. Kadınların daha çok erkeklik algısı üzerinden saldırıya uğradığını söyleyen Nurcan, okulda sırf kıyafetinden dolayı kadınların tacize uğradığını söyledi. Aynı uygulamaları üniversitedeki öğretim görevlilerinden de gördüklerini ifade eden Nurcan, saldırıya maruz kaldığı anı ise şöyle anlattı: "Okula gitmiştim. Sınıfımda kendini ülkücü diye tanımlayan şahısla karşılaştık. Bana omuz attı. Daha sonra saldırmaya başladı. Ve ben yere düştüm. Ayağa kalktım çünkü kalkmam gerekiyordu. Çünkü kadınların korkmaması gerekiyordu. Biz orada bir kadın çalışması yürütüyorduk. Orada kadınların her defasında ayağa kalkıp biz buradayız siz ne yapmaya çalışırsanız yapın biz gene buradayız demesi gerekiyordu."
'25 kadın 200 faşist erkeğe direnerek öz savunmasını yaptı'
Nurcan, " Biz kadınlar olarak öz savunmamamızı bir erkeğe gerek duymadan yapabilirdik. Bu Gazi gibi faşist bir yer bile olsa bunu hesabını soracağız dedik. 25 kadındık ve karşımızda 200 erkek vardı. Biz gider gitmez üzerimize saldırdılar. Ama biz biber gazlarıyla onlara karşılık verdik. Hayatlarında ilk kez bizden biber gazı yedikleri için bir bocaladılar. Anında dağıldılar. Sonra üzerimize kahve döktüler. Ellerine ne geçtiyse fırlattılar. Bize fiziksel şiddet uygulamaya başladılar. Biz de aynı şekilde karşılık verdik. Bir kadın arkadaşımızı aramızdan alıp götürmeye kalkıştılar. Ama biz orada örgütlü olduğumuz için kadın arkadaşımızı almalarına izin vermedik" diye konuştu.
Nurcan, olayın yaşandığı gün örgütlü kadın mücadelesinin önemini bir kez daha gördüklerinin altını çizerek, "Çünkü orada 25 kadın 200 tane faşiste karşı direnerek öz savunma yapabiliyordu. Polisin bize defalarca gaz sıkıp dışarıya çıkartmasına rağmen biz orada direndik. Biz bu basın açıklamasını yapacağız dedik. Sonuna kadar direnerek söyleyeceğimizi de söyledik" dedi.
'Öz savunmayı Rojava'da dünyaya örnek olan kadınlardan öğrendik'
Gazi Üniversitesi'nde kadınların öz savunmalarını gerçekleştirmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Nurcan, "Gazi gibi faşizmin yoğun olduğu ve faşistliklerini erkeklik üzerinden kurdukları bir alanda biz savunmamızı gerçekleştirdik. Biz öz savunmayı Rojava'da tüm dünyaya örnek olan kadınlardan öğrendik. Savaşta da, sokakta da, Gazi 'de de olsak yaşamımız için öz savunma gerçekleştireceğiz" diyen Nurcan direnen tüm kadınlara selam yolladı.
'Biz öz savunmayı Çilem, Nevin ve Rojava'daki kadınlardan öğrendik'
Gazi'de öz savunmasını gerçekleştiren kadınlardan biri olan Hilal Güler, kadın olarak Gazi Üniversitesi'nde yaşanan sıkıntılara değindi. Okulda sözlü tacizden fiziksel şiddete kadar kadınların sürekli saldırıya uğradığını söyleyen Hilal, " Kadınlar kampus içinde tek başına yürüyemez hale gelmişti. Yani yol veremediğin için dayak yiyorsun ya da kısa etek giydiğin için tacize uğruyorsun. Okulun bazı hocaları da aynı zihniyette olduğu için aynı şeylerle onlarla da karşılaşıyorsun. Şiddet her türlü boyuta ulaşmıştı " şeklinde konuştu. Kadın arkadaşlarının şiddete uğramasıyla ilgili hiç kimseden yardım almadan okulda basın açıklamasını gerçekleştirdiklerini kaydeden Hilal, "Biz üniversiteli kadınlar olarak hem polis şiddetine hem de oradaki faşist erkek şiddetine karşı mücadele ettik. Ve gerçekten kadınlar olarak Gazi gibi daha önce hiç bir eylem yapılmamış bir okulda 25 kadınla 200 erkeğe karşı öz savunmamızı gerçekleştirdik. Ve biz bunu kadınların örgütlü mücadelesi ve öz savunma bilincine bağlıyoruz. Biz o günkü savunmamızı Nevin'den Çilem'den ve Rojava'da savaşan kadınlardan aldığımız güçle gerçekleştirerek yaşam alanlarımıza yaydık. Bundan sonrada Gazi'de kendilerinin iddia ettikleri o kurulu düzene karşı bizler kadınlar olarak hem öz savunmamızla hem de yaptığımız tüm etkinliklerle mücadelemize devam edeceğiz" diye belirtti.
'Öz savunmamızı engelleyemeyeceksiniz'
Okullarda yaptıkları atölyelerle 'Buradayız yanı başınızdayız' diyen Hilal," Sizin ne polis şiddetiniz ne de okuldaki faşist zihniyetiniz bizim verdiğimiz mücadeleyi ve öz savunmayı engelleyemeyecek" diyor.
'Kadınları köle olarak zihniyete karşı dimdik ayaktayız'
Öz savunma gösteren kadınlardan Beyza Karakaya ise, "Arkadaşımızın uğradığı şiddetin hesabını sormak için kampüse gittiğimizde faşistlerin ve güvenlik görevlilerin saldırısına uğradık. Şiddetin bu boyutlara varması yaşam hakkımızı da engelliyordu. Bir kadına şiddet uygulandığında 4 kadında olsak 25 kadın da olsak örgütlü bir şekilde orada öz savunmamızı gerçekleştirdik" dedi. Kadınları erkeklere hizmet eden ve köle olarak gören zihniyete karşı dimdik durduklarını söyleyen Beyza, eylemde erkek devletini temsil eden polis amirinin şiddete maruz kalan kadınlara "Burada devlet benim" dediğini belirterek mücadelenin erk devlet zihniyetinden sokağa kadar her alanda uygulanması gerektiğinin altını çizdi.
'Hep beraberken dünyayı değiştirecek gücümüz var'
Öz savunmasını gerçekleştiren bir diğer kadın Buse Üçer de Gazi Üniversitesi'nde kadınların sistematik olarak şiddete maruz kaldıklarını sözlü tacizle birlikte cinsel tacizde yaşandığını ifade etti. En son kadın arkadaşlarına uygulanan fiziksel şiddete karşı kadınların okulda faşist gruba takındığı tavrın çok önemli olduğunu söyleyen Buse, "Eğer o gün orada arkadaşımızı korumasaydık bir eylem yapmasaydık daha fazla kadın şiddete uğrayabilirdi. O yüzden öz savunma yöntemleri gereklidir. Kadınların bu konuda öz savunmayı gerçekleştirmesi örgütlü bir şekilde gereklidir" diye konuştu. "Tek başına veya yolda yürürken bir kadın olarak güçlüyüz ama hep beraberken dünyayı değiştirecek gücümüz var" diyen Buse, kadınların öz savunma temelinde yılmadan mücadele etmesini söylüyor.
(he/dk)