DOSYA HABER Yazdır Kaydet

17 yıllık komploya 'taşta gül olmak' (1)

Dosya Haber
Şubat 12 / 2016


 

 
Egemenlerin hesabı İmralı'da bozuldu
 
JINHA
 
HABER MERKEZİ - Kürtlerin tarihine kara bir gün olarak geçen 15 Şubat Komplosu, PKK Lideri Abdullah Öcalan şahsında 17 yıldır Kürt halkının direnişiyle boşa çıkartılıyor. İmralı tecridi ile başlayan komplo bu gün Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur şahsında devam ederken, Kürt halkı Abdullah Öcalan etrafında kenetlenerek direnişlerini sürdürüyor.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 15 Şubat 1999 yılında uluslararası bir komployla Türkiye'ye teslim edildi. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in "Apo bize neden teslim edildi, anlamadım" sözü komplonun amacını açıklamıştı. İşte 15 Şubat 1999'da hiçbir mücadele seçeneğinin olmadığı bir zamanda ve an'da "Güneşimizi Karartamazsınız" kampanyası ekseninde, birçok meşru eylem biçimleriyle komploya cevap veren Taylan ve Beritan, Rotinda ve Kurde, Evrim Deniz ve Mahsum Karaoğlan ve Esen Aslanlar şahsında gerçekleştirilen eylemlerle, mücadele ve direnişe kalkanlar böyle bir tarihi zamanın yaratıcıları oldular. Abdullah Öcalan etrafında kenetlenerek katliamla yüz yüze kalan halkların, kadınların özgürlük değerlerini aydınlığa taşıdılar. 
 
'Milyonlarca kişiyi daracık bir odada nasıl tutabilirsiniz?'
 
Kürt halkının özgürlük umudu ve varlık gerekçesi haline gelen Abdullah Öcalan, buna "Milyonlarca kişiyi daracık bir odada nasıl tutabilirsiniz? Gerçekten Kürt Ulusal Önderliği olarak, zindana giriş koşullarında kendimi milyonların sentezi haline getirmiş veya getirilmiştim. Halk da böyle algılıyordu. İnsan ailesinden ve çocuklarından yoksunluğa hiç dayanamazken, ben ölümüne birleşmiş milyonların iradesinden bir daha hiç kavuşmamacasına ayrılmaya nasıl uzun süre dayanabilecektim!" cümleleriyle cevap vererek, özlemini duyduğu ve bunun için uzun yıllar mücadele ettiği özgürlük zamanlarını gerçekleştirme mücadelesini yükseltti.
 
Hesaplar İmralı'da boşa çıktı
 
Tarihte görülmemiş bir uluslararası komplo ile Abdullah Öcalan şahsında Kürt özgürlük hareketi ve Kürdistan halkına karşı gerçekleştirilen komplonun, soğuk savaşın bitiminden sonra değişen dünya dengelerinin, Ortadoğu eksenli yeni sistem arayışlarıyla direkt bağlantısı vardır. ABD'nin hesaplarından AB'nin hesaplarına, Arap ülkelerinden bazılarının tutumundan İsrail'in çıkarlarına, Rusya'nın menfaatlerine kadar çok sayıda devlet düzeyinde siyasi gücün rol oynadığı uluslararası komplo, Abdullah Öcalan şahsında Kürtlerin yıllarca verdiği mücadelenin kazanımları hedeflenmiştir. Abdullah Öcalan ise ağır tecrit koşulları altında bulunduğu İmralı Cezaevi'nde 17 yıldır egemenlerin tüm planlarını ve hesaplarını duruşuyla, yaşamıyla boşa çıkarmıştır. 
 
'Amaç Türk-Kürt savaşını başlatmaktı'
 
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, 2014 yılında komploya ilişkin şu belirlemelerde bulunmuştu: "15 Şubat uluslararası komplosu esas olarak Türkiye'ye karşı geliştirilen bir komploydu. Bu komplo, etkisini yüzyıllara yayacak düzeyde kapsamlı ve derinlikli özel bir darbe niteliği taşıyordu. Uluslararası komplocu güçlerin bu komplo ile hedefledikleri; Önder Apo'yu kim vurduya götürerek fiziki olarak imha etmek, bunu başaramadıkları taktirde ise Türkiye'ye teslim etmekti. CIA ve MOSSAT'ın başını çektiği uluslararası komplocu güçlerin tek bir amacı vardı ve o da Türkiye'de yüzyılları alacak bir Kürt- Türk savaşını başlatmaktı. Bu komplonun aynı zamanda Türkiye'ye karşı geliştirilen bir komplo olmasının nedeni de tamamen bu gerçeklikle bağlantılıdır.
 
Devam eden komployu direniş boşa çıkartıyor
 
Besê Hozat'ın 2014 yılında komploya ilişkin yaptığı bu belirlemeler tam da bugünü anlatır nitelikte. PKK Lideri Abdullah Öcalan şahsında başlatılan uluslararası komplo bu gün Kürdistan'ın dört parçasındaki Kürtlere yönelik saldırılarla devam ediyor. Devam eden komplo kapsamında DAİŞ çetelerini Kürtlerin başına bela eden egemen güçlerin planı Rojava'da Kürt halkının direnişiyle boşa çıkartılırken, 7 Haziran'dan sonra ise Kuzey Kürdistan kentlerinde başlatılan savaş konsepti ile Türkiye adım adım bir iç savaşa sürüklenmeye çalışılıyor. Kürtlere yönelik en acımasız savaş kurallarını da aşan yöntemlerle vahşice saldırılar düzenlenirken, bu gün Cizre'de, Nusaybin'de, Sur'da, Silopi'de kadınlar öncülüğünde bu saldırılar tarihi bir direnişle boşa çıkartılıyor."
 
'Kadınlar Önder Apo'nun özgürlüğüne kilitlendi'
 
KJK Koordinasyon Üyesi Ayten Dersim de komplonun 16'ıncı yılında şu ifadelerde bulunmuştu: "Özgürlüğe susamış birey ve halklar, Önder Apo'nun okyanusuna akan ve birleşen nehirler gibi engel tanımayacak, mücadele ile daha güçlü ve duru akacaktı. Kürt halkı başta olmak üzere ve diğer halklar, kadınlar kendi özgürlük ve kurtuluşlarını Önder Apo'da görerek özgürlüğe kenetlendiler. Bu elbette ki öyle kısa bir zamanda gerçekleşmedi. Halkların tarihine ve gerçek istemlerine cevap olan Önderliğimiz, bu uğurda mücadele etmede hiçbir zaman tereddütte girmeden, soluksuz ve maraton koşucusu gibi mücadelesine ısrarla devam etti." 
 
Direniş sürüyor
 
Dicle ile Fırat'ın akış yönüyle belirlenen Mezopotamya ovasında Kürtler yıllarca ezilmişliğe mahkûm edilirken bunun beraberinde Kürtlerde direniş geleneği de gelişmiş oldu. Tarih sayfalarında belirli hamlelerle direnişin öznesi olan Kürtler direniş geleneğiyle bu gün tüm dünyaya hak mücadelesindeki kararlılığıyla kendini duyurmayı başardı. 
 
(mg)