Direniş ateşiyle Newroz'da buluşan kadınlar (2)
Dosya Haber
'Zekiye her yıl Amed'de Newroz oluyor'
JINHA
AMED - Tarih 21 Mart 1990, yer Amed Surları... Zekiye Alkan "Newroz ateş yakılarak kutlanır" dedi zulmün, karanlığın kol gezdiği bugünlerde olduğu gibi. Kürt kadınları direnişin yolunu onun ayak izlerinden takip ediyor.
Kürtler için ise zulme başkaldırının sembolü olan 21 Mart'ta Newrozlaşan kadınlar, Kürt kadınları için bir mirasın taşıyıcısı olarak bu günlerde özellikle hatırlanır ve mücadele gerekçesi yapılır. "Özgürlük kolay olsaydı Zekiye kendini yakmazdı" sözlerindeki anlam derinliği kadar Newrozlaşan Zekiye Alkan da bunlardan biri. Zekiye Alkan 1970 yılında dünyaya gözlerini açtı. Diyarakır'da Dicle Üniversitesi'nde Tıp Fakültesin'i okurken Kürt halkının filizlenen özgürlük mücadelesi dikkatini çekti. Vakit Kürdistan'da halkın kadınlar öncülüğünde serhildanlara kalktığı, özellikle de Nusaybin'de kadın öncülüğünde halkın haklarını almak ve Kürt halkına uygulanan zulme dur demek için aya kalktığı zamandı. Nusaybin 13 PKK'linin kadınlar tarafından toprağa verilmesinin ardından başlayan sehıldanlar yüreğinde yer edindi. Bu serhildan ruhu ile günlerce uyku uyumayan Zekiye Alkan, arayışları daha da fazla derinleşti ve yapılan zulmü kabullenmedi. Tamda o dönemde 1982'de Mazlum Doğan'ın 3 kibrit çöpüyle Newroz'u kutladığı Diyarbakır Zindanı'nın okuyordu.
Son sözü: Newroz ateşle kutlanır
Eylemini gerçekleştirmeden bir önceki Newroz'da Trafik Parkı'nda arkadaşlarıyla masada oturduğu bir anda cebindeki tüm paraları çıkarıp yakar. 'Ne yapıyorsun' diye şaşkınlıkla soranlara 'Newrozumu kutluyorum' diye cevap verdi. "Newroz ateş yakılarak kutlanır" der. Nusaybin'de kadınlar öncülüğünde yapılan serhildanlara bedeni ve yüreğiyle cevap olmak isteyen Zekiye 21 Mart 1990'da Diyarbakır'ın tarihi surlarında çıkarak bedenini ateşe verdi. Ve aslında o gün Doktor olmak için geldiği Amed'de tüm Kürt halkının kahramanı olur. Eylemini gerçekleştirdikten sonra çok çabuk her tarafa yayılır, duyulur. Bütün herkes artık Zekiye'yi özgürlük arayışçısı Kürt bir kadın olarak bilir. Artık herkes Zekiye'den kahraman bir kadın, Newroz ateşini bedeninde yakarak kutlayan bir kadın olarak hatırladı/bildi.
'Zekiye özgürlüğün kolay olmadığını gösterdi'
Zekiye Alkan'ın eylemi PKK içindeki kadınları da büyük bir etkide bırakarak kadın örgütlenmesinde yeni bir dönemece girildiğini gösterdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan, "Yükselen özgürlük ateşiyle Newroz'da bedenini ateşe veren Zekiye Alkan'ın eylemi de özgürlüğün kolay olmadığının sembolüdür. Kürt kadını bir defa özgür yaşamın farkına varmıştır. Yaşanan tüm bu süreçleri değerlendirdiğimizde 1990 sonrası süreç kadın çalışmaları açısından da yeni bir dönemeci ifade eder, 1990 Newroz'unda partimizin ideolojisinden sınırlı olarak etkilenen kahraman kızımız Zekiye Alkan'ın kendini yakma eylemi, 'Newroz ateşi en iyi insan teninde yanmalıdır' demesi, cesaretin ve fedakârlığın sınırsız bir örneğidir. Demek ki, kadının kurtuluşa girişi öyle küçümsenecek bir giriş değildir. Kadının genelde dünyada, özelde Kürdistan'da katılmadığı devrim, noksan kalmış bir devrimdir, bizdeyse imkânsız bir devrimdir. Büyük bir eylem, büyük bir özgürlük tutkusu olmak istiyor. Bunu da öyle bir Newroz'da Diyarbakır surlarında kendisini meşale gibi yakarak ilan ediyor. Yine anlamlı olduğu söylenebilir. Kadın olması daha anlaşılırdır. Çünkü insan ancak böyle yoğun bir çelişkiyi yaşamakla bu cesarete ulaşabilir. Şu çok önemli bir gerçektir ki, Kürdistan kadını uyandığı, örgütlendiği, kat be kat kendini özgürleştirdiği oranda, Kürdistan uyanmıştır, dirilmiştir, özgürleşmiştir ve yaşanılır bir alana kavuşmuştur. Zekiye Alkan'ın şahadeti de Diyarbakır'da oluyor ve Mazlum'un şahadetiyle bağlantısı açıktır. Mazlum nasıl zindanda partiye dayatılan teslimiyete karşı büyük bir eylemse ve şahadetiyle bunun bir zaferi oluyorsa, Zekiye Alkan'ın direnişi de Diyarbakır geneline dayatılan, bu temelde de bütün Kürdistan'a ve Kürt halkına dayatılmış olan sinmişliği, korkuyu ve çaresizliği gidermek oluyor."
'Alevler içindeki Zekiye yeniden doğuyor'
PAJK üyesi Pelşin Tolhildan ise Zekiye Alkan'ı ve onun yaptığı eylemi şu duygularla anlatıyor: "Bir zamanlar sokaklarında yaşadığı Amed'in her görkemli Newroz'unda öyle hayal ediyorum ki o burçlarda alevler içindeki Zekiye yeniden doğuyor. Gülümseyerek şehre bakıp, derin bir nefes çekiyor. Belki de O'nun eyleminden sonraki her Newroz'da geleneksel olarak gençlerin ilk ateşi onun kendini yaktığı burçta yakmasını coşkuyla izliyor. 1990 yılında Ankara'da öğrenciyken duydum eylemini. Kürtlüğümle Ankara'da yeni yeni tanışıp yüzleştiğim bir süreçti. Üniversite öğrencisi genç bir Kürt kadın kendisini Amed surlarında yakarak Newroz eylemi yapmış, şehit düşmüş. Tüylerim diken diken oldu! Bir insan neden kendini yakar? Nasıl bir güç bu? Nasıl bir öfke? Nasıl bir mesaj bu? Tabii ki ilk çağrışım, Mazlum Doğan ve Diyarbakır'daki insanlık dışı uygulamalara karşı kendilerini yakan dörtler (Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Nemci Öner ve Mahmut Zengin). Onlardan sonra ilk ateş eylemi ve bir kadın! Algılamakta gerçekten zorlanıyordum. O'nu kendisini yakmaya karar vermiş o keskin haliyle gözlerimin önünde canlandırmaya çalıştım. Duygularını, ruhunu hissetmeyi ne kadar çok isterdim! Sonra resmini gördüm. Ne kadar da güzel! Ne kadar asi! Ve ne kadar kendinden emin! Nasıl bir kadındı acaba? Neler yaşadı? Kürdistan'ın kalbinde okuyordu ve bir zulmün her anına tanıklık ediyordu. Bu şehrin sokaklarında herhalde tarih her gün konuşurdu insanlarla, her gün sorular sorardı. Her gün bir sayfasındaki büyüklüğü ve küçüklüğü okutuyor olmalıydı ders diye…
'Her Newroz'da Amed surları yeniden Zekiyece tutuşuyor'
Bir zamanlar Dehak'a isyan ateşi yakan bir kahramanın torunları, tarihin kuşatması altında, onurunu çiğneyen zulüm karşısında üşürken Zekiye hangi ateşle ısındı, ısıtmak istedi? Zindanda 1982'de yakılan ateş dağlara akarken bir şehrin zindanına ateş düşürmek hangi asil ruhun, dişil duygunun nadasında büyüyordu? Zindan mı şehrin içindeydi şehir mi zindan içindeydi? Kale mi şehri kuşatıyordu şehir mi kaleyi? Tarih mi bugüne uzanıyordu bugün mü tarihe? Bir kadın mı şehri yaktı ateşiyle, bir şehir mi yaktı bir kadının yüreğini? Her Newroz'da Amed surları yeniden Zekiyece tutuşuyor. Burçlarda alev olup ışıldayan bir Kürt kadını, Süleymaniye şehrinde bir heykel olup konuşurken Amed'de her yıl Newroz olup haykırıyor. Burçlardan bir kadın şehrin içindeki zindandan aldığı ateşle şehri zindandan kurtardığı için gururla gülümsüyor çocuklara ve kadınlara…"
Sema Yüce: 'Göbek bağımı Zekiye kesti'
Yıllar sonra yine bir Newroz'da zindanda bedenini ateşe veren Sema Yüce de özgürlük tutkusunun kaynağı olarak Zekiye Alkan'ı işaret ederek, "Zekiye benim ebemdir göbek bağımı Zekiye kesti" demişti. Sema Yüce kaleme aldığı bir yazısında insanın iki yönü olduğunu belirtiyor. Biri karalık bir diğeri aydınlık yan. Kendi karanlık yanını mektubunda dile getirdiği beşeri zaaflar olarak değerlendirirken, aydınlık yanını ise Zekiye Alkan olduğuna yer veriyor.
Yarın: 21 Mart 1992'de İzmir Kadifekale'de bedenini ateşe veren 17 yaşındaki Rahşan Demirel.
(fk)