'Xwedi Derkeve' Sinop'tan Soma'ya sahiplenilmeli
09:12
Ceren Karlıdağ/JINHA
İZMİR - DBP Gençlik Meclisi öncülüğünde ekolojik ve kültürel bir hamle olan Xwedi Derkeve'yi sahiplendiklerini belirten HDK Ekoloji Meclisi üyesi Sergen Sucu "İkinci bir Çernobil vakasının olmaması için bu tür eylemlerle birlikte halklar birleşerek doğasına sahip çıkmalıdır" dedi.
DBP Gençlik Meclisi 4 Nisan'da PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın doğum günü nedeniyle Urfa'nın Halfeti ilçesinde düzenledikleri etkinlikle "Xwedi Derkeve" (Sahip çık) kampanyası başlatmıştı. Uzun yıllardır ekolojik çalışmalar yürüten ve HDK Ekoloji Meclisi'nde çalışmalarına devam eden Sergen Sucu, kampanyaya destek verdiklerini belirterek, Türkiye'de ki ekolojik tahribatına ilişkin geliştirilmesi gereken çalışmaları değerlendirdi.
Xwedi Derkeve ile halklar ayakta…
Kürt gençlerin başlattığı hamle kapsamında tüm illerde suyuna, toprağına, kültürüne sahip çıkmak amacıyla eylemler düzenlediğini aktaran Sergen, bir ekolojist olarak bu hamleyi çok değerli ve anlamlı bulduğunu dile getirdi. Muzur'dan Arhavi'ye, Akkuyu'dan Sinop'a kadar Türkiye'nin dört bir yanında ekolojik tahribatların olduğuna dikkat çeken Sergen "Bu tahribatlara karşı halkların nasıl dimdik ayakta durduğunu yurtsever gençlik göstermiştir" dedi.
'Devlet yeni Çernobil faciaları hazırlıyor'
Özellikle geçtiğimiz günlerde Çernobil faciasının yıl dönümü olduğunu hatırlatan Sergen Türkiye'nin Sinop ve Akkuyu'da yapılacak olan nükleer santraller ile yeni Çernobil facialarını hazırlamakta olduğunu dile getirdi. Halkların ikinci bir Çernobil vakası yaşamaması için Xwedi Derkeve gibi hamlelerin yanında olmaları gerektiğini söyleyen Sergen "Halklar bu eylemlerin çerçevesinde birleşerek doğasına sahip çıkmalı" şeklinde konuştu.
Sadece doğaya değil kültürlere de saldırı!
Devletin ve sistemin Hasankeyf'de yarattığı yıkımı da hatırlatan Sergen sistemin yalnızca doğaya değil kültürü de talan ettiğini söyledi. Aynı durumun şuan Akkuyu için de geçerli olduğunu dile getiren Sergen, "Devlet aynısını Akkuyu'da yapıyor. Çünkü orası eski bir Rum köyü. Orayı asıl sahiplerinden uzaklaştırarak insansızlaştırıyor, kültürlerini yok ediyor. Aynı şekilde İzmir'in Aliağa İlçeside köylülerin rızası olmadan maden çalışması başlatıldı. Köylüler ya topraklarını terk edecek ya da zehirli hava soluyacaklar. Hes'lerde en küçük dereden en büyük dereye kadar tüm sular gasp edildi. Eğer buna ses çıkarmazsak doğada ki tüm canlıların su hakkı elinden alınacak" dedi.
'Soma'dan Munzur'a mücadeleyi büyüteceğiz'
Bu zamana kadar yaşanmış tüm doğa katliamlarına bir yenisinin eklenmemesi için Xwedi Derkeve eylemliliklerine gereken önemin verilmesi gerektiğini söyleyen Sergen "İnanıyorum ki tüm gençler Akkuyu için de Sinop için de mücadele edecektir. Soma'dan Munzur'a Arvahi'den Yırca'ya biz ekolojistler de mücadeleyi büyüteceğiz. HDK olarak diyoruz ki özerk, yerinde enerji sistemi, beslenme ve tarım yöntemleri hayata geçirilmelidir. Bunların hayata geçirilmesi için eylemlerimizi de pratiklerimizi de ortaya koyacağız" diye konuştu.
(fk)