Hasankeyfli kadınlar: Anılarımız, hatıralarımız sular altında kalacak!
09:02
Zeynep Akın/JINHA
ÊLIH - Ilısu Barajı'na tepki gösteren Hasankeyfli kadınlar, doğup büyüdükleri topraklarını terk etmek istemiyor. "Anılarımız, hatıralarımız, mezarlarımız sular altında kalacak" diyen kadınlardan Halime Tapkan, "Biz baraj istemiyoruz, topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz" diyor.
UNESCO'nun 10 kültürel kriterinden 9'unu karşılayan tek yer olan tarihi Hasankeyf, Ilısu Barajı ile yok edilmek isteniyor. Bölgede yaşayan kadınlar, barajın yapımıyla birlikte zorunlu göçe maruz bırakılacaklarını söyleyerek, "Geçmişimiz, hafızamız, değerlerimiz yok edilecek" diyor. Hasankeyf'in hemen yanı başındaki Kesmeköprü (Qure) köyünde yaşayan kadınlardan Mevlüde, Hasankeyf yok olursa geçmişlerinin de yok edileceğini söyleyerek, "Burada mezarlarımız var, 5 çocuğumu kaybettim mezarları burada. Sürekli mezarlarına gidiyorum. Böylece çocuklarımın mezarlarını da anılarını da sular altında bırakacaklar" dedi.
'Şehirlere sürgün edilirsek tutsaklaşırız'
Mevlüde, köylerini bırakmak istemediklerini ama zorunlu olarak göç ettirileceklerini ifade ederek, "Biz Hasankeyf'i çok seviyoruz ve buradan ayrılmak istemiyoruz. Biz artık kentlerde yaşayamayız. Köy yaşamına alıştık şehirler de dayanamayız. Buralar güzel, doğamızla iç içeyiz, istediğimiz her şeyi yapabiliyoruz. Burada özgürüz ama şehirlere sürgün edilirsek tutsaklaşırız. Apartmanlar da komşuluk ilişkilerinin güçlü olmadığı yerler bizi zorlayacak" ifadelerinde bulundu.
'Kadınlar daha çok zorluk çekecek'
Şehir yaşamana alışamayacaklarını belirten Mevlüde, "Şehir şehir dolaşıp tarım işçiliği yaparak bu evi kendi imkanlarımızla yaptık ve şuan barajın altında bırakacaklar. Biz köyde özgürüz, komşularımızla çok yakınız iyi anlaşıyoruz. Biz burada doğduk, burada yaşadık burada ölmek istiyoruz. Doğup büyüdüğümüz topraklardan koparılmak istemiyoruz. Erkeklere göre kadınlar daha çok zorluk çekecek. Erkekler zaten rahat, sürekli şehre iner ve alışması daha kolay. Ama biz kadınlar köylerde yaşamak istiyoruz. Hasankeyf yok olursa yaşamımız da yok olacak" şeklinde konuştu.
'Buradan çıktıktan sonra ne yapacağız?'
Kadınlardan Halime Tapkan ise, Hasankeyf'in sular altında kalmasını istemediklerini dile getirerek, alıştıkları yaşamın ellerinden alınacağını kaydetti. Halime, "Biz burada hayvan besliyoruz, topraklarımızı ekip biçiyoruz. Buradan çıktıktan sonra ne yapacağız. Bu topraklarda annemizi, babamızı gömdük. Ölülerimiz burada, anılarımız hatıralarımız var. Akrabalarımızla, komşularımızla burada yaşadık. Şimdi mezarlarımız dahi sular altında kalacak" diyerek, en çok da manevi değerlerinin alınmasına tepki gösterdi.
'Komünal bir şekilde özgür yaşamaya alıştık'
Evlerinden, geniş topraklarından, ağacından, suyundan ayrılıp apartman binalarına hapsedileceklerini ifade eden Halime, "Canım sıkıldığı zaman kalkıp mezarlığa gidiyorum, ziyarete gidiyorum. Tüm değerlerimiz, kutsal saydığımız mezarlar, türbeler sular altında kalarak yok olacak. Şuan köyde tarımla, hayvancılıkla geçimimizi sağlıyoruz, burası yakılıp şehirlere sürülürsek ne yapacağız. Biz kadınlar bu saatten sonra şehirlerde yaşayamayız. Şehire ayak uyduramayız, biz köy yaşamına, komünal bir şekilde özgür yaşamaya alıştık. Apartmanlara hapis olup, komşuluk kültürünün olmadığı yerlerde zorlanacağız" diye konuştu.
"Anılarım, hatıralarım baraj altında kalmasın" diyen Halime son olarak, "Biz baraj istemiyoruz, topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz" dedi.
(mg)