Yaşam savunucuları en büyük ekoloji davasına çağırıyor

09:58

JINHA

RİZE - Artvin'in güzellikleri ile ünlü Cerattepe mevkiinde altın madeni araması için verilen Çevresel Etik Değerlendirme (ÇED) olumlu raporunun iptal edilmeyeceğine pazartesi günü Rize İdare Mahkemesi'nde görülecek son duruşmada karar verilecek. Türkiye'nin en büyük ekoloji davası olarak tarihe geçen davaya ilişkin kolları sıvayan yaşam savunucuları bir dizi etkinliğe imza atarken, sanatçılar da hazırlanan videoda "Cerattepe geçilmez Artvin halkı yenilmez" diye seslendi.

Artvin'in en büyük tepesi olarak bilinen ve dünyaca ünlü doğal güzellikleri ile doğa severlerin uğrak yeri haline gelen Kafkasör Yaylası Cerattepe mevkii, altın madeni arama şirketlerine karşı 20'yi aşkın yıldır mücadele ediyor. Mücadelede kimi zaman Artvin halkı kazanıyor maden araması yapmak isteyen şirket geri adım atıyor, kimi zaman da şirket bir adım atıyor bu kez de yaşam savunucuları ve Artvin halkı, Artvin savunmasını yükseltiyor. Bugünlerde de Artvin halkı ve yaşam savunucuları madene karşı yeniden kolları sıvamış durumda. Çünkü, Madencilik faaliyeti için daha önce Rize İdare Mahkemesi tarafından Çevresel Etik Değerlendirme (ÇED) ‘ÇED olumlu’ kararı iptal edilen maden şirketi, maden inadından vazgeçmedi ve 2 Haziran 2015’te yeniden ‘ÇED Olumlu’ kararı aldı.

Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde harekete geçen 751 kişi ve 61 avukat, "ÇED olumlu kararı"nın iptali için 8 Temmuz 2015’te Rize İdare Mahkemesi’nde, dava açınca, Türkiye'nin en büyük çevre davası da açılmış oldu. Davanın karar duruşması 19 Eylül'de Rize İdare Mahkemesi'nde görülecek. Ancak, yaşam savunucuları dava öncesinde hem davaya dikkat çekmek, hem de madenin zararlarını hatırlatmak için bir dizi etkinliğe başladı.

Aralarında oyuncu Füsün Erdoğan, İlkay Akkaya ve yönetmen Özcan Alper'in de bulunduğu 20'yi aşkın sanatçı, hazırlanan video ile davaya dikkat çekti. Sosyal medya üzerinden paylaşılması planlanan videoda, madenin bölgeye vereceği zararları anlatan sanatçılar, şirkete de "Maden inadından vazgeç" çağrısı yaptı. Sanatçılar, Artvin denilince akla ilk gelen mesajlardan olan "Cerattepe geçilmez Artvin halkı yenilmez" sloganını da videoda sıkça dillendirdi.

Bugün Kadıköy'de forum düzenlenecek

Davaya ilişkin başka bir etkinlik ise, bugün İstanbul Kadıköy'de Yoğurtçu Parkı'nda kendilerini "Yaşam için yollardayız" diye tanımlayan yaşam savunucuları tarafından gerçekleştirilecek. Forumla başlayacak olan bu etkinlikte son olarak Karadenizli sanatçılar sahneye çıkacak.

Pazartesi günü başlayacak duruşma için pazar günü İstanbul, Ankara, İzmir ve Artvin'den araçlar Rize'ye doğru hareket edecek.

‘Artvin halkının kararına saygı duymak gerekli’

Akıntıya Karşı Belgesel ekibinden yaşam savunucusu Umut Kocagöz, Artvin Cerattepe ve Hatila vadisini bizzat gidip gördüğünü ve bir hafta boyunca kaldığını, bölge halkının bu vadiye dair deneyimlerini dinlediğini belirterek, burada yapılacak bir maden projesinin, bu bölgenin ekolojisini gerçek anlamıyla imha edeceğini söyledi. "Projenin ne kadarlık bir bölgede yapılacağı da burada önemli değil; tek bir santimetrekaresine müdahale edilmesi, bölgenin ekolojisini tahrip etmek anlamına gelecektir" diye uyaran yaşam savunucuları, şunları kaydetti:

"Artvin genel olarak 'kalkınma ve enerji' adı altındaki projelerin en vahşice uygulandığı; doğanın bir rant ve sömürü alanı olarak görüldüğü, tahrip edildiği; insanların da göç ettirildiği bölge. Başka bir ifadeyle Artvin, son on yıllık enerji ve kalkınma projelerinin en ciddi uygulanma sahası. Ancak Artvin halkı yıllardır bu projelere karşı büyük bir mücadele veriyor. Artvin halkı, özellikle maden projesine karşı mücadelesinde simge haline geldiği şekliyle, bu projelere karşı çıkıyor. Bu çok önemli bir karardır; bu karara saygı duymak, bu projelerden vazgeçmek gerekmektedir.

'Artvin halkının mücadelesini yaygınlaştırmak önemli'

Pazartesi günü görülecek olan davanın bir onur davası olduğunu söyleyen Umut, "İnsanların zorla yerinden edilme projelerine karşı bu dava bir onur mücadelesinin davasıdır. Bu ülkenin 'sıradan insanlarının' onur ve haysiyeti davasıdır. Merkezi devlet bürokrasisi ve bu bürokrasinin çıkarlarını savunduğu şirketlere karşı halkın onur ve haysiyeti davasıdır. Bu dava özelinde bütün HES, termik, nükleer vb. projelere karşı verilen mücadelelerin haysiyeti ve onuru söz konusudur.”

(ek/sy)