'Yayla yasaklarıyla hayvancılık bitirilmek isteniyor'

09:07

Zeynep Akın/JINHA

ÊLIH - 'Özel güvenlik bölgesi' adı altında yaylaların ve meraların yasaklanmasıyla koçerler de havyalarını yaylalara çıkaramıyor. Bu durumun ekonomik, sosyolojik birçok soruna yol açtığını vurgulayan Batman Ekoloji Meclisi Tarım ve Tohum Komisyonu Eşsözcüsü Bahar Sönecek, devletin toplumu bu şekilde üretimden koparıp yoksullaştırmaya çalıştığını söyledi.

Yaz aylarının gelmesiyle beraber hayvancılıkla uğraşan ve tek geçim kaynakları hayvancılık olan aileler, yaylalara gitmek için yollara düştü. Ancak Kürdistan'da soykırım saldırıları sürdürülürken, yaylalar "güvenlik" gerekçesiyle "Özel Güvenlik Bölgesi" ilan edilerek yasaklandı. Batman Ekoloji Meclisi Tarım ve Tohum Komisyonu Eşsözcüsü Bahar Sönecek, bu durumda da yine en fazla kadınların mağdur edildiğini söyledi. Yaylalara çıkamayan, göçebe yaşam tarzından kopuşun kadınların psikolojik, ekonomik ve sosyolojik olarak etkileyeceğini ifade eden Bahar, "Sürüleriyle yollara çıkan ve yayla yollarını tutan bu ailelerin, her gün güvenlik gerekçesiyle önleri kesilmekte ve hiçbir şekilde yaylalara geçişlerine izin verilemeyeceği belirtilmektedir" dedi.

'Aileler yollarda perişan'

Van, Hakkari, Bitlis, Ağrı, Muş, Kars, Dersim, Ardahan, Şırnak, Mardin, Diyarbakır ve Batman illerinde İçişleri Bakanlığının emri doğrultusunda meraların yasaklandığını söyleyen Bahar "Yine Valilik ve mera komisyonlarının illerde resmi sevk işlemleri yapılamamaktadır. Bu kısıtlamalardan kaynaklı sevk belgelerini düzenleyemeyen vatandaşların geçişlerine izin verilmemekle birlikte sevk belgelerini düzenleyemedikleri için de maddi cezalar kesilmektedir. İnsani ve vicdani olmayan bu tutum yüzünden binlerce aile şuan yollarda perişan durumda. Hem kendileri hem hayvanları ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Sıcakların başlamasıyla ve otlakların kurumasıyla birlikte hayvanların beslenme olanaklarının kalmaması, hayvanlarda salgın hastalıkların baş göstermesine sebep olmaktadır. Bu da yüzlerce hayvanın telef olması ve çok ciddi ekonomik kayıplara sebep olmaktadır" dedi.

'Güvenlik bahanesiyle halk yoksullaştırılıyor'

Aynı zamanda yüzyıllardır var olan koçerlik kültürünün de yok edilmesiyle birlikte, sosyolojik ve kültürel sorunların ortaya çıkacağına vurgu yapan Bahar, "Bölgenin en büyük geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığı bitirme noktasına getiren bu yasaklarla, güvenlik bahanesiyle halkı yoksullaştırmayı hedeflendiği aşikardır. Yerli üreticiyi desteklemesi, mevcut hayvan varlığını koruması ve üretimi arttırmayı hedeflemesi gerekirken gıda, tarım ve hayvancılık Bakanlar Kurulu kararıyla 3 Mayıs 2016 tarihli resmi gazete yayınladığı hayvan ithalatı kararıyla ithalat yetkisini Tarımsal İşletmeler Müdürlüğü'ne verilmiştir. Yıllardan beri kurumlar görevlerini doğru yapmadığı için yerli üretimle değil ithalatla sorunlara çözüm aranıyor. Hayvancılıkta devletin neredeyse tek ithalatçı olduğu yeni bir ithalat politikası uygulanacak. Bu kapsamda yıl sonuna kadar 550 bin büyükbaş, 20 bin küçükbaş canlı hayvan ithalatı yapılabilecek. İster devlet yapsın isterse özel sektör, yapılan her ithalat yerli üretime ve üreticiye zarar verir. Yapılan her ithalat yerli üreticiyi üretimden koparır" diye kaydetti.

'Kirli politikaların devamıdır'

Bahar, toplumlar üzerinde tahakküm kurup toplumu himayesine almaya çalışan devletçi sistemlerin, aynı tahakkümü toplumun can damarı olan tarım ve hayvancılıkta da uyguladığını ifade ederek, "Meraların yasaklanması, hayvancılığı bitirmeye ve toplumun elinden alıp tekelleştirmeye çalışıldığının en açık örneğidir. Toplumu yoksullaştırmayı hedefleyen bu girişimler, yıllardır sürdürülen kirli politikaların devamıdır. İnsanları üretimden koparıp üretken olan toplumları yoksullaştırıp, kendilerine bağımlı hale getirmeye çalışan bu zihniyetler yok olmaya mahkumdur" şeklinde konuştu.

(gc)