Mevsimlik işçiliğin en büyük mağduru kadın ve çocuklar

08:11

 


JINHA


AMED - Mevsimlik işçiler konusunda saha çalışmaları yapan ve çalışmalarında mevsimlik işçiler arasında en çok kadınların ve çocukların mağdur olduğunu ifade eden MED-DER Gönüllü Saha Çalışanı Oya Ocak, mevsimlik işçi sorununun çözümü için toprak reformu ve demokratik fabrikaların gerekliliğine dikkat çekti.


Dünya Çalışma Örgütü'nün 2007'de yayımladığı rapora göre "sürdürülebilir tarımsal üretimin kalbi" olarak tanımlanan mevsimlik tarım işçileri, dünyada 1,1 milyar tarım iş gücünün yaklaşık 450 milyonunu oluşturmakta. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2013 Temmuz ayı istatistiklerine göre ise 26 milyon kişi olarak istihdam edilen iş gücünün yüzde 25'ini tarım iş gücü oluşturmaktadır. 6,5 milyon tarım iş gücünün de yarıya yakın kısmını mevsimlik tarım işçilerinin oluşturduğu tahmin ediliyor.


5 yıllık saha çalışmasının sonucu


Dünyada, Türkiye'de ve bölgede tarım iş gücünün önemli bir kısmını kadınlar ve çocuklar oluştururken, kadınların bu oranlamadaki yeri artmaya devam etmektedir. Mevsimlik tarım işçiliği gerçeğinin çeşitli boyutları üzerinde çalışma yapan Ordu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğrencisi ve MED-DER Gönüllü Saha Çalışanı Oya Ocak, mevsimlik tarım işçilerine ilişkin alan araştırması gerçekleştirdi. Mevsimlik tarım işçilerinin ayrımcılığa, güvencesiz çalışma koşullarına, sömürülmesine karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirten Oya, yaklaşık 5 yıldır yoğun saha çalışmaları yaptığını belirterek, , MED-DER adına Ordu, Giresun, Urfa ve Diyarbakır'da saha çalışmalarına devam ettiğini kaydetti.


'Ücrete dayalı etnik katmanlaştırma var'


Saha çalışmaları içerisinde mevsimlik işçilerin yaşamış oldukları zorluklara değinen Oya, alanda en fazla yaşanan sorunun "ücrete dayalı etnik katmanlaştırma" olduğunu dile getirdi. Oya, "Kürt işçiler 12 saat çalışarak 40 TL alıyor, dayı başının da yüzde 10'luk kesintisiyle beraber bu ücret 36 TL'ye düşüyor. Kürt işçi, 8 saat çalışarak 55-60 TL alırken, Gürcü işçiler ise 8 saat karşılığında 50 TL alıyor. Bu ayrıca bir Kürt sorunudur. Onu dışında mekânsal ve söylemsel ırkçılık var" ifadelerine yer verirken, dayı başı ve çavuş gibi problemlerin varlığına da dikkat çekerek, Diyarbakır ve Urfa'daki dayı başı yapılanmasının farklılıkları üzerinde de durulması gerektiğine işaret etti.


'Fabrikalarda kadınlar için eşit koşullar yok'


Oya, mevsimlik işçilerin Türkiye kentlerinde çalışmaması için çözümler üretilmesi gerektiğini belirterek, "Biz işçilerin batıya gitmemeleri için ne yapmalıyız, bunu konuşmalıyız. Toprak reformu mu yapalım, yoksa demokratik şekilde fabrikalarda mı çalışmalılar? Bunun üzerine düşünmek lazım" şeklinde konuştu. Aynı zamanda kadınların fabrikada çalışma şekillerini de gözlemlediklerini ifade eden Oya, "Fabrikalarda da eşit çalışma koşulları yok çünkü fabrikalarda da 12 saat sigortasız olarak çalışılıyor ve tatil verilmiyor" ifadelerinde bulundu.


'En fazla çocuklar ve kadınlar sömürülüyor'


Mevsimlik işçi olarak çalışan kesimler arasında en fazla çocukların sömürüldüğünü dile getiren Oya, çocuk işçi çalıştırmanın yasak olmasının yanında, bir de çocukların 12-13 saat çalıştırıldığının ve çalışma koşulları içerisinde sağlıksız beslendiklerinin altını çizdi. "Çocuklar zaten erken göçe dâhil oluyorlar, derslerinden geri kalıyorlar ve eğitim sisteminde o açığı kapatabilecek hiçbir şey yok" ifadelerine yer veren Oya, çalışma koşulları konusunda çocuklardan sonra en fazla etkilenen kesimin ise kadınlar olduğuna vurgu yaptı. Oya, "Kadınlar tarlada çalıştıktan sonra da gelip saatlerce çadırda çalışıyorlar. Çadırlarda doğum yapan, düşük yapan kadın sayısı çok fazla ve herhangi bir sağlık taraması da yapılıyor" dedi.


'Kadınların kazandıkları eşleri ya da babaları alıyor'


Mevsimlik işçi olarak çalışan kadınların emek vererek ücretlerini kazandıkları halde ekonomik anlamda güçlü olmadıklarını sözlerine ekleyen Oya, "Bunun nedeni ise, kadınların kazandıkları ücretleri evli ise eşlerinin, bekârsa babalarının, hatta kayınbaba ve erkek kardeşlerin alması" vurgusunu yaptı. En fazla tarım işçisi olarak çalışan ilin Urfa ve ilçeleri olduğunu dile getiren Oya, Urfa'yı Diyarbakır'ın takip ettiğine işaret ederken, "Diyarbakır 15 bin göç alırken ne kadar göç verdiğini de düşünmek gerekiyor. Şu an bunun veri tabanını oluşturmaya çalışıyoruz" dedi.


'Kürdistan olarak emek hareketini sahiplenmeliyiz'


Mevsimlik işçiliğin yapılmaması ve alternatif çalışma alanlarının üretilmesi konusunda çözüm yaratmak gerektiğine değinen Oya, "Bizlerin önerisi toprak reformunun oluşturulması. İşçiler kendi ürünlerini kendileri üretsin, kendileri pazara sürsün. Burada en önemli görev yerel yönetimlere düşüyor. Kürdistan coğrafyası olarak emek hareketini sahiplenmemiz gerek. Yaptığımız saha çalışmaları sadece mevsimlik işçileri kapsamıyor. Ev kadınları ve seks işçileri de dâhildir. Bir beş yıl sonra emek patlaması olacak, insanlar 'Ben neden yoksulum' diye soracak. Şimdiden çatırdama başlamış. Bunun tek çözümü toprak reformu ve demokratik fabrikalardır" şeklinde konuştu.


(sg-pk/gk/fk)