Ayşegül’ün avukatı: Saldırganın ‘bipolar’ olduğuna dair belgeler yok!
09:46
Rojda Oğuz/JINHA
İSTANBUL- Ayşegül Terzi’ye saldıran Abdullah Çakıroğlu’nun tahliye edilmesini değerlendiren avukat Bahar Ünlüer, “İçerenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde bir hafta tedavi görmüş fakat gönderilen belgeler içerisinde ‘bipolar’ hastalığı olduğuna dair net bir bilgi yok. Bir kere bunun araştırılması gerekiyordu. Bu süreçte en azından salıverilmesi ciddi şeyler yaratabilir” dedi.
Şort giydiği için Ayşegül Terzi'ye saldıran Abdullah Çakıroğlu isimli erkek, eril yargı sistemi tarafından dün görülen ilk duruşmada tahliye edildi. Ajansımıza konuşan Ayşegül’ün avukatlarından Bahar Ünlüler, Abdullah Çakıroğlu’nun akli dengesinin yerinde olmadığına dair herhangi bir belgenin mahkemeye sunulmadığını belirtti. Diğer kadın davalarında olduğu gibi Ayşegül’ün durumunda da ‘politik’ tanımını kullanmanın doğru olacağını söyleyen Bahar, “Eşitsizliğin hepsi politiktir. Ne yazık ki kararlı devlet politikaları olmadıkça kadınlar böyle durumlarla karşılaşmaya devam edecektir. Devletin en üst katı şiddet dilini kullanırsa erkek de kadına yönelik davranışlarında bunu örnek alacaktır. Gördüğümüz gibi otobüste tekmelemekten de geri durmayacaktır” diye belirtti.
‘Zanlının bipolar olduğuna dair belgeler yok’
Abdullah Çakıroğlu’nun serbest bırakılmasına dair konuşan Bahar, şu ifadelerde bulundu: “Hem hakaret hem halkı kin ve düşmanlığa tahrik hem de aşağılama ve yaralama suçlarından iddianame düzenlendi savcılık tarafından. Ancak tüm bunlara rağmen serbest bırakıldı. Biz de itiraz ediyoruz. Tutukluluk halinin devamının gerektiğini düşünüyoruz çünkü öncelikle suç vasfının değişmesi için akıl sağlığı iddiası var. Bu netlik kazanmadı. Savunmasında böyle bir gerekçe sundu ama mahkemeye sunulan belgeler de bir netlik yoktu. İçerenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde bir hafta tedavi görmüş fakat gönderilen belgeler içerisinde bipolar hastalığı olduğuna dair net bir bilgi yok. Bir kere bunun araştırılması gerekiyordu. Bu süreçte en azından salıverilmesi ciddi şeyler yaratabilir.”
‘Farklı bir karar gelebilirdi’
Olayın toplumsal bir boyut kazandığını kaydeden Bahar, “Yani yalnızca bu çerçeveden bakarsan tahliye kararında büyük bir infial var. Zaten olayın başlangıç çıkışı da böyleydi. Bu tepkiler göz önünde bulundurularak dahi farklı bir karar gelebilirdi. Hakimin takdir yetkisi var. Bu çok önemli bir durum. Hakim yalnızca kesin net kurallarla sınırlandı. Böyle sonuçlarla karşılaşabiliyoruz ne yazık ki” diye konuştu. Bahar, Türkiye’de kadın haklarına bakışın net bir şekilde ortada olduğunu kaydetti. Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerler de birçok kadına yönelik tutum hakkında yapılan çalışmalarda taraf olduğunu da aktaran Bahar, bu nedenle gerekli devlet politikalarının uygulanması gerektiğini söyleyerek, “Devlet kararlı bir şekilde bu politikaları netliğe kavuşturursa zaten yargıda onun arkasında olacaktır” dedi.
‘Bu dava bütün kadınları ilgilendiriyor’
Bahar, mahkemede savunmalarını yaparken bütün avukatlar olarak olayın sadece Ayşegül Terzi’yi değil bütün kadınları ilgilendirdiği şeklinde beyanlarda bulundukları hatırlattı. Bahar, “Bütün kadınlar bu olayın mağduru. Otobüs dediğimiz şey kamusal hizmettir ve devletin buradaki güvenliği sağlama yükümlülüğü var. Dolayısıyla buradaki otobüste yani kamu hizmeti verilen herhangi bir alanda bu durumun meydana geliyor olması bütün kadınları ilgilendiren bir durum. Bunun için Ayşegül Terzi davası oldukça önemlidir” diye konuştu.
‘Bizi tatmin eden bir karar olmadı’
Bahar, verilen karardan sonra Ayşegül’ün avukatları olarak itiraz dilekçesinde bulunduklarını ve nihai bir karar beklediklerini anlattı. Tutukluluk halinin bitimine dair verilen kararın kendilerini yaraladığını belirten Bahar, “Ayşegül’ün halini zaten herkes gördü. Dolayısıyla bizi tatmin eden bir karar değildi. Biz hala bu yargılama neticesinde hem Ayşegül’ün hem Ayşegül nezdinde bütün kadınların vicdanını rahatlatacak, hepimizi huzura kavuşturacak güzel bir karar bekliyoruz” dedi. Bahar, ayrıca hiçbir kimsenin kadınların ne giymesi gerektiğine karar veremeyeceğini bunu ancak kadının kendisinin belirleyebileceğini dile getirdi.
‘Erkek bir devlet var’
Bahar son olarak, “Mevcut durum bize erkek bir devlet olduğunu gösteriyor. Biz de bunu aşmak için tüm haklarımızı var olan tüm koşullarımızı sonuna kadar aşarak kullanmak ve onları kadınların refahı için en üst seviyeye getirebilmek için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız. Elimizde olan tüm vasıfları kullanma mecburiyetindeyiz kadınlar olarak.”
(mg)