İÇERDEN YAZILAR Yazdır Kaydet

Devrimin mutlu çocuğuna…

İçerden Yazılar
Ekim 17 / 2015


 
Nesrin Akgül 
 
24 Temmuz 2015… gökten ölüm yağıyordu. Ölüm yine apansız, soluksuz, en karanlık halince uğradı içimize. Yüreklerimiz o kadar yakın, hayallerimiz, yaşanmışlıklarımız o kadar ortak, özlemlerimiz o derece birbirimize dair ki en uzak mesafede dahi yakınlığımız bir solukluk. O solukluk anlarda uzaklıklar nacar kalır ki; hepimiz içimiz oluruz işte o tarihte yıldızlara uğurladık Şervan Varto yoldaşı. Ya da onun diliyle 'yıldızlara yoldaş' ettik...
 
Şervan Varto yoldaşı devrimciliğini, özgürlük aşkını, Yol'a yolculuğunu anlatmanın da zamanı geldi. Asla yok sayılamayacak bu zaman, bizlere her zaman erken gelir. Çünkü tanıklık edilmesi gereken, yaşanması henüz gerçekleşmemiş zamanların bekleyişi vardır. Oysa deniz nice badireler atlatmış, ne çok kayaya tutuşmuş, siper olup can hıraş ölümü düşmanında yenmiştir. Tıpkı Şervan yoldaş gibi… Şervan'da savaşa tutuşan yaşam örgüsünü erken yaşta özgürlük mücadelesi ile yaratan canlardandı. Onun savaşına şu yüreğimle tanıklık ettim. Gözlerimle savaşını izledim ki tarihe şahitlik edeyim diye. 21 Ağustos 2003 tarihli Batman Beşiri mekanlı savaş alanında; kulakları sağır edercesine pişmanlık dayattığı geniş zaman diliminde Dersim'e yolcu olmuşken Şervan'ında savaşını gördüm. Gönül gözüme değen en önde kendini siper eden, yanındakilerin yaşamına yaşamı pahasına sahip çıkan, cesaretini ve zeka gücünü meydana seren bir Şervan'dı. O kızıl kıyamet anında olmaza olur dedirtecek bir ustalıkla düşmanını içinden vurarak beraberindeki yoldaşlarını yaşamdaşlarını kurtarması; bilene anlayana örnek söz ve davranış olmuştu. 
 
Devrime adanmış bir yürekti Şervan. Yaşamı yürüyüşü gibiydi. Yolun öncüsüydü ama yoldaşının da hep yanında arkasında da kimseyi bırakmazdı. O hep yürüdü. Bütün yolları anlayarak inanarak bir sonrasını düşünerek aşkla yürüdü. Hep mutlu yürüdü. O kendi mutluluğunu da anlatır şu satırlarında:
 
"Yaşamda gerçekten sevdiğin bir şeyi yapıyorsan aradığın derin mutluluğu gerçekten yakalarsın. Evet, mutluluk ilkin insanın kendi içinde tesis edilmesiyle başlar. Kendi iç dünyasında bunu başaran, dış dünyada kendi içinde tesis edilmesiyle başlar. Kendi iç dünyasında bunu başaran, dış dünyada her şeye karşı bunun başarısını gösterir."
 
Kendi yaşamından öğrenmişti mutluluğun anlamını. Hep yaşam doluydu. Yoldaşından gülümsemesini eksik etmedi. Gülmek en çok sana yakışırdı desek, gülenleri gocundurur muyuz acaba? Senin de gülüşün kaldı, arkanda bıraktığın şu huysuzlar, soğuk suratlı, korkusu ayağına dolanmış insanlar diyarında. O gülüşünde saklı, o gülüşünde yaşam bulmuş güzelliklerin, ideallerin, özgürlük anlarınla ne çok korkuttun zalim düşmanını. 
 
Şervan "Büyük anlama gücünün verdiği heyecan ile her gün adeta yeniden doğup var oluyorum" derdi. Dersim'de geçirilen süreçte bir yoldaşın kendi yaşadığı hali 'İlklerin kudreti bir başkadır' sözüyle tanımlaması, Dersim'in yoldaşlarında adeta bir aforizma haline gelmişti ve Şervan'da her yaşam anını bu aforizma ile tanımlar, her yeni güne, zamana böylece heyecanla başlangıç yapardı. 
 
Yaşadığımız gerçekliği kendi dilinden tanımlamak daha hakkaniyetli olacaktır. Şöyle diyordu, "… benim en çok yoğunlaştığım konulardan biri amaca ve doğruya kendi enerjisini doğru kanalize etmemdir. Esaslılardan çok geleneksel bazı özelliklerimizin himayesinde kalarak basitliklerden kurtulamayışımızdır. Onun için akan zamana hep yeniden hayıflanıyoruz. Tabili en ucuz yaklaşımlarımızdan biri de toplumsal gerçeklik deyip kendimizle daima hayatı uzattığımız, yaşattığımız bu geriliklerle beraber yürümemizdir. Çünkü hep geçmişe uzanmalar gelişiyor. Geleceğe bakan değil de geçmişe takılan yaklaşım ortaya çıkıyor.ama hayatın öğreticiliğinden yeterince dersler çıkaramayanlar hayatı hep kenarından yürümeye ve amatörce yaşamaya devam ederler. Bizim gibilerin hayata böyle yaklaşma lüksünün olmadığı da aşikardır. Çünkü hayattaki hatalarımızın bedeli ağırdır. Bunu çok ödedik, ödüyoruz da."
 
Bilme gücü, bildiğince yaşama irade ve kararlılığı kaynağını hayattan öğrenmesinden aldığı için özgür yaşama gücünü, öncülüğünü kendinde resmediyordu. Yaşama, o yaşamın yaradanı insana karşı saygısı, ciddiyeti hep yoğundu, derinlerdeydi. O kendisini derinleştirdikçe, toprağın üstünden boy vererek yüceldi. Yaşamın her anına nüfuz eden anlam arayışıyla kendini ideolojik ve askeri çizgide büyüttüğü için yaşam başarısı da yükseldi. Yaşamı başarma kararlılığı onu yürüyüşünde ilerletti. 
 
"Hüzün sevginin, mutluluğun çocuğudur" derdi. Şimdi gidişinin hüznündeyiz. Bu hüznün mutluluğu senin hayallerinin gerçeklik zamanı olacak. 
 
Şervan Varto, 24 Temmuz 2015'de Medya Savunma Alanları'na yapılan hava saldırısında şahadete ulaştı. 
 
Şakran  L Tipi Kapalı Cezaevi