JİNEOLOJİ TARTIŞMALARI Yazdır Kaydet

Rengin Botan: Jineoloji kadının evrensel paydası (5)

Jineloji Tartışmaları
Mart 19 / 2015


 
Dicle Arya/JINHA 
 
HABER MERKEZİ - "Eril sistemin tüm yönelimlerine karşı cinsiyet özgürlüktü paradigmayı hayata geçirmek için tüm kadınların ortak paydası" olarak nitelenen Jineoloji'nin (Kadın bilimi) evrensel önermeler içeren bir düzlemde ele alınarak tartışılması gerektiğini kaydeden PAJK Jineoloji Komitesi Üyesi Rengin Botan, "Henüz başlangıç aşamasında olan Jineoloji çalışmalarını tüm dünya kadınlarının özgürlük mücadelesini geliştirecek bir kapsam ve nitelikte başarıya ulaştırmak tarihi ve toplumsal sorumluluğumuzun gereğidir" dedi. 
 
"Kadının direniş geleneğinin bilimle ifadeye kavuşması" olarak nitelenen Jineoloji, Kürt Kadın Hareketi'ni kadın hareketleri tarihine bırakacağı en güçlü miras olarak niteleniyor. Güçlü bir kadın öznesinin artık evrensel boyutta dünya sahnesine çıktığının ve önermelerde bulunduğunun göstergesi olan Jineoloji, kadın paradigması olarak tartışılmayı hak ediyor. Bir başka tanımla kadın zihniyet dünyasını inşa yöntem önermesi olan Jineoloji, egemen erkek zihniyeti ve tüm paradigmasal süreçlerine köklü müdahale anlamını içeriyor. Bilim disiplini olarak ele alma çeşitli bilim dalları üzerinden tamamlama araştırma ve tartışmaları devam eden kadın biliminin geldiği aşamayı yazı dizimizin son bölümünde PAJK Jineoloji Komitesi Üyesi Rengin Botan'a sorduk. 
 
Eril zihniyeti sarsmak...
 
Kadın özgürlük mücadelesinin geldiği aşamayı/değişimi ve Jineoloji tartışmalarının geldiği boyutu anlatan Rengin, binlerce yıllık kadın özgürlük mücadelesinin mirasını, kırk yıllık mücadele deneyimleriyle harmanlayarak yeni ve önemli bir aşamaya taşırdıklarını ifade etti. Bu aşamaya gelinceye kadar çok zorlu eşiklerden geçmek gerektiğini, özgürlüğün kendisinin engelleri aşma felsefesine dayandığını kaydeden Rengin, bu nedenle mücadele ettiklerini, yaşadıklarını, düşündüklerin, kalktıklarını, sınadıklarını, deneyimlerden geçtiklerini deneyim oluşturduklarını söyledi. Rengin, "Artık biliyoruz ki, cesaretle atılan her özgürlük adımı ve geçilen her eşik, egemenlikli eril zihniyetin temellerini sarsıyor, ortadan kaldırıyor. Buna karşın ana tanrıçanın demokratik, komünal, özgürlükçü yaşam alternatifinin temelleri atılıyor" dedi. 
 
'Bizi diğer hareketlerden farklı kılan yönlerimiz var'
 
Tarihin dehlizlerinden süzülerek gelen ve kendini hep var edebilen kadın mücadelesi üzerinden, Kürt kadının kendi mücadele deneyimlerini bilimsel düzeyde ele alacak bir evreye taşıdığını dile getiren Rengin, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın daha önce kadının mücadeleye ve savaşa katılımını, kadın ordusu ve kadın partisinin geliştirilmesi temelindeki çalışmalarının bir laboratuvar çalışması olarak tanımladığını, ürünlerin sonradan açığa çıkacağını vurguladığını söyledi. Rengin sözlerini şöyle sürdürdü: "40 yıllık mücadele deneyimimizin verileri ve tüm dünya kadınlarının mücadele yaratımların bir kadın biliminin gelişmesini artık gerekli hale getirmiştir. Kürdistan kadın özgürlük hareketi olarak bizi diğer hareketlerden farklı kılan yönümüz, kendi mücadele deneyimimizden bilgi üretmemiz ve sınanmış deneyim ve bilgimiz üzerinden kadın bilimini geliştirme iddiası ve gayemizdir."
 
YJWK'nin kurulması
 
PKK'nin bir kaç kişiyle başlattığı kadın özgürlük mücadelesinin önemli bir birikime dönüştüğünü, 1987'de Yekitiye Jinen Welatparezên Kürdistan (YJWK) olarak örgütlendirildiğini dile getiren Rengin, tarihsel, toplumsal sorunların bireyler şahsında mücadeleye yansımasının toplum, aile ve birey çözümlemelerinin gelişmesine, soykırım kıskacındaki Kürt halkının ve kadın gerçekliğine ilişkin çözüm tartışmalarının yoğunlaşmasına yol açtığını söyledi. Rengin, "Kadın özgürlük sorununa daha iyi bir örgütlenmeyle cevap olan ve ulusal direnişe öncülük ihtiyacı temelinde 1993 yılında yaptığı üçüncü kongresiyle YJWK (Tevgera Azadiya Jinen Kurdistan) TAJK adıyla kendisini hareket olarak örgütlendirmiştir. Bu doğrultuda ağırlıklı olarak ulusal kurtuluş perspektifiyle bilinçlendirme çalışmaları yapılmış aynı zamanda toplumsal zeminde örgütlenmelere gidilmiştir" dedi. 
 
Kadın ordulaşması
 
Kadın ordulaşmasının 1993'te ilan edilmesinin PKK'de köklü sosyolojik değişimlerin gelişmesine yol açtığını, giderek deneyim kazanan ve daha fazla özgürlük bilinci edinen Kürt kadın gerillasının, ulus devlet karşısında ulusal var oluş mücadelesini yürütürken, geri ve egemen erkek karşısında iradi varoluş mücadelesini geliştirdiği değerlendirmelerinde bulunan Rengin, devamla şunlara söyledi: "Dıştaki saldırılar kadar içteki geriliklere karşı da mücadele etme ihtiyacı, kadın özgürlük hareketi açısından daha örgütlü olmayı ve yanı sıra sistemik yorumlama bilincine de sağlamıştır. Ötekileştirici, küçümseyici yaklaşımlara karşı yürütülen mücadele, sosyolojik anlamda da önemli bir derinlik yaratmıştır. Her şeyden önce karşı karşıya bulunduğu erkek egemenlikli yaklaşımları aşmak mücadele önceliğini belirlemiştir. Bundan hareketli kadın özgürlük sorununun ertelenemeyeceğini bilince çıkartmıştır. Erkek egemen zihniyet karşısında her an mücadele duruşu içerisinde olmak kadın özgürlük mücadelesinin ivme kazanmasında en önemli hakikat olarak yaşanmıştır."
 
Önemli bir aşama: YAJK
 
Rengin, kadın ordulaşmasıyla deneyimlerine yeni tecrübeler ekleyen Kürt kadınlarının, 8 Mart 1995 yılında 1. Ulusal Kadın Kongresi'nde örgütlenmenin yeni bir aşaması olan Yekîtîya Azadîya Jinên Kurdistan -YAJK'ı kurduklarını belirterek, özgürlük mücadelesinde önemli bir aşamayı ifade eden YAJK deneyiminin, kadın özgün örgütlülüğünün Kürdistan'ın tüm alanlara yansımasını sağladığını kaydetti. Rengin bu aşamayı şöyle anlattı: " Ayrı kadın ordusu, ayrı kadın örgütü olamaz tartışmalarına, zorlayıcı geri ve egemenlikli yaklaşımlara rağmen yürütülen mücadele ile örgütsel sistemini daha da kalıcılaştıran, dağlarda ve şehirlerde çalışma kapsamını genişleten ve kendine olan güveni daha da pekişen bir kadın örgütlenmesi açığa çıkmıştır. Böylece kadın hareketi, örgütlü olunduğunda en güçlü iradi duruşun ortaya çıkarılabileceğini yaşayarak deneyimlemiştir."
 
'Kadın kurtuluş ideolojisi ilkeler üzerinden kavramlaştı'
 
YAJK örgütlenmesiyle birlikte PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 'Erkeği öldürmek' çözümlemesiyle erkeğin geri, sömürgeci, iktidarı yönlerini sorgulamaya açtığını ve özgürlük sorununu erkeğin de gündemine koyduğunu söyleyen Botan, çözümlemelerin derinleştirilmesiyle, 8 Mart 1998'de Kadın kurtuluş ideolojisini ilan edildiğini anlattı. Kadın kurtuluş ideolojisinin "yurtseverlik, özgür düşünce, özgür irade, örgütlülük, mücadele bilinci ve estetik" ilkeleri üzerinden kavramlaştırdığını belirten Rengin, ideolojik ilkeler çerçevesinde kadının ve toplumun özgür yaşam çerçevesinin netleştirildiğini belirtti. Kadın kurtuluş ideoloji ekseninde partileşmeye giden kadın özgürlük hareketinin 1999 Mart'ında gerçekleştirdiği kongreyle PJKK (Partîya Jinên Karkerên Kurdistan) adıyla kendini ilan ettiğini kaydeden Rengin, paradigmal değişim süreci ve uluslararası komploya denk gelen PJKK süreciyle, belli sancılı süreçlerin yaşandığını buna rağmen partileşme adımının devam ettiğini kaydetti. 
 
'Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma'
 
Hareketlerinde paradigma değişiminin yarattığı zorlanmalar, anlama ve özümseme sorunları kendini yeni paradigma ekseninde yapılandırmayı zamana yayarak bu süreci sancılı kıldığını ve 2004 yılında kadın kongresini yaptıklarını ve PAJK (Partîya Azadîya Jinên Kurdistan) örgütlenmesine gidildiğini söyleyen Rengin, PAJK'ın "Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma" ekseninde kendisini yeniden yapılanma çalışmalarına başladığını kaydetti. Rengin bu süreci şöyle anlattı: "Önderliğimiz kadın hareketinin yaşadığı gelişimlerden yola çıkarak artık konfederal bir örgütlenme yapısına gitmesi gerektiğini, parti ya da birliğin açığa çıkan muazzam kadın örgütlülüğünü karşılamayacağını belirterek kadın hareketi için yeni bir örgütlenme perspektifini vermiştir. Bu perspektiften yola çıkan kadın özgürlük hareketi 2005 yılında tüm mücadele sahalarını bir çatı altında toplayan (Koma Jinen Bilind) KJB örgütlemesiyle,  geniş bir yelpazede örgütlü bir sisteme kavuşmuştur. KJB, çatı örgütü sistemini; kadının ideolojik öncü kurmay partisi olarak PAJK, kadının meşru savunma gücü olarak YJA Star, kadının toplumsal ve siyasal alan örgütü olarak YJA, mücadelenin temel dinamizmini teşkil eden Komalen Jinen Cıwan bileşenleri üzerinden yapılandırmıştır."
 
'Devrimsel dönüşüm' 
 
2008-2015 yılları arasının, Kürdistan özgürlük mücadelesinde devrimsel bir döneme yol açarken, kadın özgürlük hareketi olarak bu dönemde çok yönlü devrimsel kazanımlar ortaya çıkarıldığına vurgu yapan Rengin, Ortadoğu halklarının özgürlük baharı denilen sürecin Mezopotamya halkları şahsında tüm toplumların özgürlüğe kalkışı, erkek egemenlikli iktidar ve devletçi zihniyete olan öfkenin dışa vurumu olduğunu söyledi. 19 Temmuz 2011 Rojava devriminin, zamanın özgürlüksel anda gerçekleşmesi olduğunu, bu devrimsel sürece öncülük eden kadının özgürlük hareketinin kurulan özgürlük koşullarında kendi devrimini gerçekleştirme zeminini var ettiğini dile getiren Rengin, nasıl bir toplumsal yaşam, nasıl bir sistemin kurulması gerektiğini, politika, siyaset, ahlak, ekonomi, eğitim ve her anlamda özgür kadın anlayışını eksen alan bir tartışma ve pratikleşme sürecinin bugüne kadar devam ettiğini belirtti. 
 
'Herhangi bir kesime ait değil, tüm kadınlar için'
 
Uzun bir tarihsel birikimin düşünsel emeği ile ortaya çıkan Jineoloji biliminin bu tarihsel zeminden kaynağını aldığını ve tüm kadınların tarihini kendine referans yaptığını ve bunun üzerinde dünya kadınlarına bir miras bırakmayı hedeflediğini kaydeden Rengin şunları söyledi: ""Bütün bu gelişmelerden hareketle Jineoloji, Kürdistan kadın özgürlük mücadelesinin tarihsel ve toplumsal anlamda deneyimlerinin ortaya çıkardığı düzeyle bağlantılı geliştirilecektir. Jineoloji'yi kadın özgürlük mücadelesinin önceliğine alan Önderliğimiz Özgürlük Sosyolojisi kitabında; 'Kadını sosyal ilişki yoğunluğu olarak incelemek, bu nedenle sadece anlamlı değil, toplumsal kördüğümleri aşmak (çözümlemek) açısından da büyük önem taşır. Erkek egemen bakış bağışıklık kazandığı için, kadına ilişkin körlüğü kırmak bir nevi atomu parçalamak gibidir. Bu körlüğü kırmak büyük entelektüel çaba harcamayı ve egemen erkekliği yıkmayı gerektirir' dedi. Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak Jineoloji'yi geliştirmenin başlangıç aşamalarındayız. Tarihsel miras üzerinden kapsamlı araştırmalarımız sürüyor. Jineoloji'yi herhangi bir ulus, sınıf veya kesime ait görmüyoruz. Evrensel bir önerme olarak ele alıyoruz."
 
'Bilimsel temellerde toplumsal bir yapılanma'
 
Jineoloji'nin, bilgi yapıları ve zihniyet üzerinde köklü bir değişimi, sosyal bilim kapsamında toplumsal-kültürle ve sistemsel anlamda ciddi sonuçları açığa çıkaracağının kesin olduğunu belirten Rengin, son olarak şunları ifade etti: "Jineoloji'yi kadına dayalı, kadın eksenli bir aydınlanma ve değişim gücü çalışması olarak algılamak yerindedir. Yoğun bir mücadeleyle, özgür düşünce, öz irade kazanma ve toplumsal değişim gücü haline gelmeyi ifade etmektedir. Bu anlamda Jineoloji, kadın özgürlük hareketinin kendisini bilimsel temellerde toplumsal bir yapılandırmaya kavuşturmasının hem bilinç-zihniyet hem de kadro-öncülük misyonunu tanımlamaktır. Henüz başlangıç aşamasında olan Jineoloji çalışmalarını tüm dünya kadınlarının özgürlük mücadelesini geliştirecek bir kapsam ve nitelikte başarıya ulaştırmak tarihi ve toplumsal sorumluluğumuzun gereğidir." BİTTİ
 
(fk)