Mijdar ile duygu, aşk ve kaybediş üzerine...

09:02

Beritan Canözer / JINHA

AMED - Genç kadın şair Reyhan Serhan son kitabı Mijdar (Kasım) ile kadının duygu dünyasına, aşkın farklı yüzlerine ve kaybedişin derinliğine iniyor. "Kadınlar bu dünyada en iyi gözlemleyen ve en iyi değerlendirenlerdir" diyen Reyhan, Yazmak hislere bağlıdır, aniden ilham gelir. Bunun önüne geçemiyorsun, nasıl ki bir rüzgar sana çarpıyorsa ve sende önüne geçemiyorsan bu da öyle bir şeydir. Ben de bu duygularla yazıyorum" diyor.

Batmanlı genç kadın şair Reyhan Serhan, Her Yek Ji Me, Dilopek Ji Ezman'dan sonra üçüncü kitabı Mijdar'ı Aram Yayınları tarafından okuyucu ile buluşturuldu. Kadın duygusunun derinliği ve inceliğinin dizelere yansıdığı kitabı Reyhan 9 Ocak 2013'te Paris'te katledilen Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'e atfediyor. Reyhan ile son çıkan kitabı, kadın duyguları ve edebiyatta kadının azlığı üzerine konuştuk. Kürtçe'nin kadın duygularını en iyi anlatan dil olduğunu ve her kadının aslında biraz yazma yeteneğinin olduğunu anlatan Reyhan, duygu aktarımı olan şiiri anadilinde yazmanın büyük bir keyif verdiğini anlattı.

Yoldaşlığın kitabı

Kitabı Kasım ayında yaşamını yitiren bir arkadaşının anısına Mijdar adıyla yayınlayan Reyhan, "Kadınlar bu dünyada en iyi gözlemleyen ve en iyi değerlendirenlerdir" diyor. Kitabın oluşma hikayesini anlatan Reyhan, "Mijdar kitabını yazmaya başladığımda çok farklı konular ve güçlü duygularla yazdım. Benim için kitabımın özelliği ve yer vermek istediğim nokta tanıştığım arkadaşlarımın verdiği mutluluk. Onlarla güzel bir yoldaşlığımız oldu. Yoldaşlığımız için büyük bir adım attık ve beraber güzel çalışmalara başladık. Arkadaşlarımla hem Kasım ayında tanıştım hem de Kasım ayında kaybettim. Kasım ayında bir yanım mutlu, bir yanım hüzünlü oluyor. Arkadaşlarım şehit düşmeden önce onlar için bir şiir yazdım. Yazdığım şiir de kitabım gibi onlarla olan yoldaşlığımız üzerineydi" diye anlatıyor.

'Yazmak hislere bağlıdır'

Her şiir ve hikâyenin insana bir hayat yaşattığını söyleyen Reyhan, "Bunun sende bıraktığı etki yüzünden istesen de istemesen de yazmak zorundasın. Yazmak hislere bağlıdır, aniden ilham gelir. Bunun önüne geçemiyorsun, nasıl ki bir rüzgar sana çarpıyorsa ve sende önüne geçemiyorsan bu da öyle bir şeydir. Ben de bu duygularla yazıyorum. İranlı yazar Firuh Ferhuzat da dağlardaki yaşamını kaleme aldı. Oğluyla ayrılışını, her hayatın kendine özgün bir hikaye olduğunu dertli dertli anlattı. Aslında her yazar kendi yaşantısından yazdığı kitaplara not düşüyor. Yazdıkları öyle hayal gücüyle yazılmış yazılar değildir. Gördükleri, şahit oldukları, duydukları, bildikleri, düşündükleri ne varsa bir kitapta toplanıyor" diyor.

'Aşk çok yüzlüdür'

Mijdar'ın aynı zamanda aşkı anlatan bir kitap olduğunu aktaran Reyhan, aşktan bahsedildiği zaman akıllara hemen kadın-erkek ilişkisinde yaşanan aşkların geldiğini fakat aşkın farklı türlerinin olduğunu söyledi. Bir arkadaşa duyalan şeyinde aşk olduğunu belirten Reyhan aşkın birden çok yüzü olduğuna değinerek, "Bu benim için bir aşktır. İnsanlar aşk yoktur diyemez. Kendini sevmeyen biri kimseyi sevemez ve aşkta olmaz. Hissin yaratılması yazmakla olur" diye belirtiyor.

'Kadın kendini yeniden yaratıyor'

Sözlü Kürt edebiyatının taşıyıcısı olan kadınların yazılı edebiyata gelince sayıca azlığına değinen Reyhan, "Kadın yazarlar da var yok değil ama dengbejlik ve şiir türlerinde kadınlar çok daha fazla yazmışlar. Toplum kadına çok fazla imkan vermemiş bu yüzden kadınlar çok fazla ortaya çıkamamışlar dar bir alanda kalmışlar. Kürt kadınları Kürt kadın hareketi ile kendini bu dar alandan çıkarmıştır, yeniden yaratmıştır ve her alanda kendini ortaya çıkarmıştır" diyor.

'Dil de kitap da yazdıkça gelişir'

Kitapların çok fazla Kürtçe yazılmaması ve Kürtçe okunmuyor olmasını da değerlendiren Reyhan, şunları ifade ediyor: "Kendi dilimizle bir yazı işlenmiyor. İşlenen yazılar da okunmuyor çünkü Kürtçe bilinmiyor ya da bilmek istemiyorlar. Dilimiz için savaşıyoruz ve dilimizi geleceğe bırakabilmek için hiçbir şey yapmıyoruz. Ben Kürtçe kitaplar, şiirler yazan gençleri görmek istiyorum. Kötü de olsa yazsınlar, yazmaktan korkmasınlar. Dil de, kitap da yazdıkça gelişir ve yazdıkça daha yeni daha taze şeyler öğrenirsin." Son olarak kadının Kürt edebiyatının içindeki yerini anlatan Reyhan, "Kadının olmadığı yerde yaşam da olmaz. Kürt edebiyatının içinde kadın yoksa, sakatsındır. Kürt edebiyatını güçlendirebilecek kadındır. Günümüzde kadının Kürt edebiyatındaki yeri çok fazla olmasa da gelecekte Kürt edebiyatını bir nesilden diğer nesle emanet edecek olan kadınlarımız olacaktır."

(do/fk)