'Kadının objektifinden filmlere ihtiyaç var'

09:01

Beritan Canözer/JINHA

AMED - Medyada kadın bedeninin metalaştırılmasına karşı kadınların sinema, tiyatro, belgesel sektöründe kendilerini geliştirmeleri gerektiğini belirten Yönetmen Ayşe Ayben Altunç, kadın objektifinden filmlere ihtiyaç olduğunu söyleyerek,
"Kadın oyuncular kendilerine verilen rollere boyun eğmemeli ve 'biz bu değiliz' diyebilmelidirler. Sadece oyuncu olarak değil, yönetmen olarak da sinema sektöründe yerlerini almalıdırlar" dedi.

Dünya genelinde sinema sektöründe kadın oyuncu sayısı yüzde 60 iken, kadın yönetmen sayısı yüzde 5 gibi düşük bir oranı işaret ediyor. Filmlerde rol alan kadınların rolleri (şiddet gören, cinsel obje, kurbanlaştırılan ve ötekileştirilen) hiç değişmezken, gün geçtikçe kadın yönetmenlerin sayısı da düşüyor ve kadının rolleri tamamen erk zihniyet tarafından oluşturuluyor. Kadının sinemadaki yeri ve misyonu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yönetmen Ayşe Ayben Altunç, kadın oyuncular kadar kadın yönetmenlere de ihtiyaç olduğunu ve kadının objektifine yer verilmesi gerektiğini vurguladı.

'Politik sinemayı kadınlar yapıyor'

Kadınların sinema sektöründe yönetmenden çok oyuncu olmasını değerlendiren Ayben, bunun kapitalizmin bir oyunu olduğunu söyledi. Ayben, sinema sektörünün başlarında kadınların senaryo, yönetmenlik ve farklı alanlarda emek verirken, günümüzde daha çok oyunculuk yaptığını ifade etti. Ayben, bu durumun sebebi olarak da kadınların daha duygusal ve daha temel unsurlara dayalı filmler yapıyor olmasına ve ticari bir getiri gözetmediğine bağladı. Ayben, "Erkeklerin filmlerinde ticari getiri var. Ticari sinemayı şu anda erkekler götürüyor ama politik sinemayı Türkiye'de kadın yönetmenler götürüyor. Kürt ve Kürt kadın yönetmenlerimiz var ve bunlar sadece meselesi olan işlerle uğraşıyorlar. Güzel kadınlar ve güzel erkekler daha çok izleyici toplar ve geliri daha çok olur düşüncesiyle sadece ticari amaçlar düşünülüyor. Topluma hizmet eden senaryolar gittikçe azalıyor" dedi.

'Kadınlar denemekten kaçınmamalı'

Kadınların sinema, tiyatro, belgesel sektöründe kendilerini geliştirmeleri ve denemekten kaçmamaları gerektiğini söyleyen Ayben, "Filmmor gibi başka film kooperatifleri ülkenin her yerinde olursa kadınlar orada sinemayı öğrenirler ve bu üretimin içine katılırlarsa sinemaya ilgi de artar. Kadınların söyleyecek çok sözü var. Bugün ülkede her gün 3 kadın öldürülüyor, kadınlar politika yaparken önüne bir sürü engeller çıkıyor ve bir takım partilerde hala kadın eşitliği yok. Bütün bu sorunların olduğu bir yerde kadınlara sinema öğretilirse, onlar için bir takım kooperatifler ve formlar yaratılırsa, kadınlar orada eğitim alırlarsa kendilerini anlatabilecekleri iyi filmler çıkartırlar. Kadınların bakışından, objektifinden, yorumundan, dokunuşundan yapılan filmlere ve belgesellere ihtiyacımız var ve bunun için kadınlara imkanlar sağlanmalıdır" diye ifade etti.

'Gerekirse rolleri yazılırken isyan etmelidirler'

Kadınların film ve dizilerde metalaştırılmamaları için önce kadının ve toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Ayben, "Kadın oyuncular kendilerine verilen rollere boyun eğmemeli ve 'biz bu değiliz' diyebilmelidirler. Kadın oyuncuların verilen senaryoları kabul etmemeleri ve karşı çıkmaları gerekiyor. Bazı oyuncularımız rollerine itiraz ediyor ve 'ben bu rolü oynamam' diyor. Özellikle kadına yönelik şiddet sahnelerinde eğer bir mesaj yoksa kadın oyuncuların o rolü oynamamaları gerekiyor" dedi. Ayben, film ve dizilerde genellikle şiddeti kabullenmiş ve bunu kader olarak benimsemiş kadın rollerinin yer aldığını, bunu izleyen kadınların da böyle olması gerektiğini düşünmesine neden olduğunun altını çizdi. Bunlara önlem alabilmek için de önce kadın yönetmenlerin yaptığı filmlerde örgütlenmeleri gerektiğini ifade eden Ayben, "Kadın oyuncuların tepki göstermesi gerekiyor. İzleyen kadında ne hisler yaşattığını düşünüp o senaryoları ona göre yazmaları gerekiyor. Ve evet, gerekirse rolleri yazılırken isyan etmeleri, biz bu rolleri oynamayacağız demeleri gerekiyor" diye vurguladı.

'Kadınsız sanat, kadınsız sinema olmaz'

Kamera arkasında çalışan kadınların, kadın oyunculardan farklı olmadığını söyleyen Ayben, "Yapımcı, senaryo yazarı, görüntü yönetmeni, ses, ışık, görsel efekt, ses tasarımı gibi kategorilerde kadınlar ya sadece asistan statüsünde görev alıyorlar ya da hiç yoklar" ifadesinde bulundu. Sinema sektörünü, siyasete benzeten Ayben, her ikisinde de kadının ana temeli attığını ve erkeğin de kadının attığı temelin üzerine konduğunu ifade etti. Ayben, kadının her işte daha fazla emek verdiğini ama bu emeğin toplum tarafından görülmediğini söyleyerek, kadının her yerde yok sayıldığını belirtti.

'Kadınlar emeğine sahip çıkmalı'

Ayben daha sonra konuşmasına şu şekilde devam etti: "Aslında kadının sinemada çok emeği var ama klasik erk, getirip o emeğin başına bir erkeği bırakıyor. Bu duruma önce kadının karşı çıkması ve emeğine sahip çıkması gerekiyor ki bir şeyler değişsin. Herkes bunu çok iyi bilmelidir ki; kadınsız sanat, kadınsız sinema, kadınsız siyaset, kadınsız bir yaşam olmaz. Kamera bir silahtır ve bunu nereye yönelteceğin ve nasıl kullanacağın çok önemli. Bunu kadınlar kadınca ürettikleri müddetçe bunları zaten tartışmıyor olacağız."

(mt/gc/mg)