'Sanatımızla Kerkük'te yeni bir yaşamı yaratacağız'
09:01
Newroz Dijwar/JINHA
KERKÜK - Savaşa rağmen tiyatro oynamaya devam eden Kerkük Güzel Sanatlar Fakültesi'nin tiyatro öğrencileri, "Bir yerde sanat varsa o yerde renk olur, yaşam olur. Tiyatro en güzel yaşamdır. Kerkük savaş karşısında nasıl yılmadıysa bizler de sanatımızla Kerkük'ü ayakta tutacağız. Sanatımızla Kerkük'te yeni bir yaşam yaratacağız" dedi.
Çatışma ve silah seslerinin eksik olmadığı Kerkük ili son DAİŞ saldırılarıyla birlikte yüzlerce insanın ölmesine ve yerinden göç etmesine neden olsa da Kerküklü sanatçılar Kerkük'ü sanatlarıyla yeniden inşa etmeye devam ediyor. Dışarıdan bir savaş harabesini andıran Kerkük Güzel Sanatlar Fakültesi, öğrencilerin duvarlara çizdikleri renkli resimler, heykeller, tiyatro sahnesiyle Kerkük'ün savaş sahası olmaktan çok bir hayal dünyasını andırıyor. Hayallerini sanat yoluyla burada çizen, söyleyen ve oynayan kadın öğrenciler Kerkük'te tiyatro sanatçısı olmayı değerlendirdi.
'Sanatımızla yeni bir yaşam yaratacağız'
Kerkük Güzel Sanatlar Fakültesi birinci sınıf öğrencisi Suzan Ahmed, tiyatroya olan sevgisini şu sözlerle dile getirdi: "Bir yerde sanat varsa o yerde renk olur, yaşam olur. Tiyatro en güzel yaşamdır benim için. Kerkük'te şu an savaş var. Kerkük savaş karşısında nasıl yılmadıysa bizler de sanatımızla Kerkük'ü ayakta tutacağız. Sanatımızla Kerkük'te yeni bir yaşam yaratacağız. Tiyatro oyunlarıyla insanları özellikle de kadınları bilinçlendirmek istiyoruz. Erkek egemen sistemden kaynaklı Kerkük'te de kadınların yaşadığı birçok sorun var. Erkekler kadınların tiyatroda yer almasını istemiyorlar. Bunun tek nedeni de kadın olmamız."
'Mesajımı tiyatro yoluyla topluma ulaştırmak istiyorum'
Kerkük Güzel Sanatlar Fakültesi'nden yeni mezun olan Hawar Faris beş yıldır tiyatroda oynuyor. Uzun yıllar tek başına tiyatro ekibinde bir kadın olarak yer alan Hawar'ın uluslararası bir ödülü var. İran'da düzenlenen bir tiyatro yarışmasında üçüncülük ödülünü alan Hawar, bir tiyatro aşığı. Hawar tiyatroya olan tutkusunu şöyle anlatıyor: "Birçok genç kadın geldi. Çoğu diploma alıp gitti. Tiyatro oynamayı bıraktı. Ama ben tek başıma bir kadın olarak bu sanatı öğrenmek istedim. Mesajımı topluma tiyatro yoluyla ulaştırmak istedim. Tiyatro oyuncuları genelde erkeklerdi. Ama ben hiçbir zaman bırakmayı düşünmedim. Tam tersine ısrar ettim ve ediyorum da."
Tiyatro oynadığı için ailesi ve akrabalarının onu zorladığını da sözlerine ekleyen Hawar, "Tiyatro oynamama akraba çevreleri razı olmadı. Birçoğu aileme 'o bir kadındır erkeklerle sahneye çıkıyor' diyorlardı. 'Bizler aşiretiz böyle şeyleri kabul etmeyiz' diyorlardı. Ama ben bu söylenenlere kulak asmadım mücadele ettim. En çok da babam karşı çıkıyordu. Ailemle olan mücadelem halen bitmiş değil, mücadelem devam ediyor" diye konuştu.
'Tiyatro savaşa karşı bir duruştur'
Hawar, Kerkük'te yaşanan savaşa da dikkat çekerek, "Sanat her şeye rağmen devam etmeli" dedi. Tiyatronun kendisi için savaşa karşı bir duruş olduğunu vurgulayan Hawar, "Her şeye rağmen sanat devam etmeli. Tiyatro devam etmeli. Bundan birkaç yıl önce fakültemizin önünde bir patlama oldu. O sırada bizler de prova yapıyorduk. Patlamaya rağmen provalarımıza ara vermedik. Sanatımıza devam ettik. Patlamanın karşısında sanata dört elle sarıldık. Şimdi Kerkük'te savaş halen devam ediyor. Ama bizler de tiyatro oynamaya devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
'Eskiden tiyatrocu kadınlar daha çoktu'
Kerkük'te eskiden tiyatrocu kadın sanatçıların sayısının daha fazla olduğunu belirten Hawar, ailelerin kadınlar üzerinde baskı kurduğunu belirtti. Hawar konuşmasına şöyle devam etti: "Eskiden kadınlar tiyatrolara daha çok katılırlarmış. Şimdikinden çok daha fazlaydılar. Umut ediyorum ki ya o eski düzeye gelir ya da daha da ileriye. Kadınlar çok fazla tiyatroya gelmiyorlar. Bu da söylediğim gibi toplumsal baskı ve ailelerden kaynağını alıyor. Tanıdığım birçok genç kadın var. Onlar da tiyatrocu olmak istiyorlar. Fakat aileleri izin vermiyor. Umut ediyorum ki ailelerin bu yaklaşımları değişir. Kadınlar tiyatroya istedikleri gibi gelirler."
'Tiyatro bana yaşamı öğretti'
Kerkük Güzel Sanatlar Fakültesi'nde tiyatro yönetmenliğini okuyan üçüncü sınıf öğrencisi Nura Mixemed de, tiyatronun Kürt halkı açısından önemli olduğunu söyledi. Tiyatronun bütün sanatların anası olduğunu kaydeden Nura, "Tiyatrodan çok şey öğrendim. Kürdistan halkı tiyatroya alışmalı. Tiyatrodan çok şey öğrenebiliriz. Çünkü tiyatro bütün sanatların anasıdır. Müziğin, sinemanın, anlamını tiyatrodan öğreniyoruz. Kürt halkı büyük zorluklar yaşadı. Kürtlerin yaşadığı bu acıları sanat yoluyla anlattığımızda çok daha etkileyici olabiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
Çocukluğundan beridir müzik ve tiyatroyla ilgilendiğini söyleyen Nura, anne ve babasının desteği sayesinde tiyatro oynadığını belirtti. Tiyatro oynayan kadınların az olduğuna işaret eden Nura, Kürt halkının sanata önem vermesi gerektiğinin altını çizdi.
(mg)