CANAN sanatta entelektüel eril şiddeti anlatıyor

09:01

Nalin Öztekin/JINHA

İSTANBUL - Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı'na katılan feminist-aktivist sanatçı CANAN, kadın sanatçıların Türkiye'de karşılaştıkları zorlukları ve elde edinilmiş kazanımlarını anlatarak, "Feminist sanatçıların üretimleri derinlikli olmayan üretimlermiş gibi gösterilerek bir tür mobbing yapılıyor. Entelektüel-eril şiddet burada başlıyor" diyor.

İstanbul ve Almanya'da çeşitli ödüller kazanan aynı zamanda ulusal ve uluslararası pek çok alanda eserleri sergilenen CANAN, kendisini feminist-aktivist bir sanatçı olarak tanımlıyor. Katıldığı tüm etkinliklerde soyismini kullanmayan ve sadece ismini büyük harflerle kullanan CANAN, Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı'nda düzenlenen "Kesişimsellik" başlıklı panelde konuşmacı olarak yer aldı. 'Entelektüel-Eril Şiddet' kavramını JINHA'ya değerlendiren CANAN, öncelikle kadın müzelerinin önemine değinerek, "Bir sanatçı olarak kadın müzeleri beni çok ilgilendiriyor. Özellikle kadın eserlerinin sonraki nesillere aktarılabilmesi dolaşıma girebilmesi sanat tarihinde yer edinilmesi açısından çok önemli. Tabii ki güncel müzeler kadın sanatçılara ya daha az yer veriyor" şeklinde konuştu.

'Kadın sanatçılar feminizm önyargısı ile karşı karşıya'

Kadın sanatçıların sanat alanında çok uzun sürelerde kendilerini ispat etmek zorunda bırakıldığını belirten CANAN, "Kadınlar genelde yaş aldıktan sonra burada yer alabiliyorlar. Bu nedenle kadın müzeleri her yaştan, her kimlikten ve her statüden kadınların görünürlüğü açısından daha da önemli. Bu noktada, kadın müzelerinin bir sonraki nesillere ve tarihe aktarıcı olma rolünü de mutlaka belirtmeliyiz" diye kaydetti.

'Kadın sanatçılar için eril şiddet söz konusu'

Günümüzde pek çok alanda olduğu gibi sanat içinde de kadınların ekstra zorluklar yaşayabildiğini anlatan CANAN, "Kadın sanatçılar için bu alanında da eril şiddet söz konusu. Bu durum fiziksel şiddet olarak ortaya çıkmıyor fakat entelektüel-eril şiddet olarak karşımıza çıkıyor. Mesela feminizmden bahsedersek o eril şiddet kadınları da etkisi altına alabiliyor. Feminist üretimler yapan biz kadın sanatçılar, feminizmin modası geçmiş bir kavram olduğu ve bunlarla ilgilenilmemesi gerektiği gibi genel bir önyargıyla karşılaşıyoruz. Burada da eril-entelektüel şiddet başlıyor" ifadelerini kullandı.

'Mobbing ile karşılaşıyoruz'

Davranış biçimleri açısından mobbing ile karşılaşabildiklerinin altını çizen CANAN, feminist sanatçıların üretimlerinin çok fazla derinlikli olmayan üretimlermiş gibi göstererek bir tür mobbing yapılıyor. Bu sadece sanat alanında geçerli değildir diye düşünüyorum. Entelektüel-sanatsal üretim yapılan her alanda mevcut diye düşünüyorum" dedi.

'Kadın sanatçılar örgütlenmeli'

Entelektüel-eril şiddet ile karşılaşan kadın sanatçılara örgütlenmeleri gerektiğini söyleyen CANAN, son olarak şunları belirtti: "Bununla karşılaşan feminist sanatçılar karşıdaki grubun kendilerini onaylamasını beklemeden kendi örgütlenmelerini oluşturarak bir araya gelmeliler. Bunun başka çaresi yok. Yoksa tek kalındığında genelde bu şiddete maruz kalıyorsunuz. Fakat örgütlü olduğunuzda her şey bambaşka bir yere doğru evrilebiliyor. Yani bir on sene önce bunun için mücadele ediyordum şimdi kadın sanatçılar bu konuda daha örgütlüler. Sonuç itibariyle entelektüel-eril şiddet bu kadar kolay yer bulamıyor."

(mg/fk)