KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

TDK, toplumun sözlüğü: Regl neden ‘kirli’ görülür?

Kadının Kaleminden
Mayıs 20 / 2016


 
 

 
Duygu Erol
 
Eril zihniyetin kadınlara biçmeye çalıştığı rolleri ve kadını tanımlamayı kendine ‘misyon’ edinen Türk Dil Kurumu (TDK) ‘cinsiyetçi tanımlamalarına’ devam ediyor. TDK’nin internet sözlüğünde “kirli” sıfatı kadınların regl dönemi olarak tanımlandı. Kadına bakış açısını daha önce de ortaya koyan TDK, “müsait” kelimesini “kolayca flört edebilen (kadın)” olarak tanımlamış ve bu da tepkilere neden olmuştu. Yine aynı cinsiyetçi zihniyet “Kötü kadın” tanımlamasına sözlükte yer vermişti.
 
Ancak TDK buna tek başına karar vermiyordu. Çünkü ‘kirli’ tanımı toplumdan sözlüğe geçmiş bir tanımdı. Peki regl olan kadınlar hangi akılla ‘kirli’ görülüyordu?
 
Kadınlar olarak ilk regl olduğumuz anda ya ‘korkuya kapılıp’ derin derin düşünmeye başladık, ya da her kadının regl olduğunu birileri anlattığı için zaten biliyorduk. Ancak halk arasında reglin tanımları ve adlandırılmaları da toplumun bakış açısında kadının nerede olduğunun adeta bir göstergesi. Tıpkı ‘korkulan’ bir durum olarak öğretilmesi gibi. 
 
Kimine göre regl dönemi “tanrının kadınlara verdiği ceza”, kimine göre ise “olsa bir dert, olmasa bir dert”. Bunun geldiği mana; regl kadınların suç işlediğinin ve cezalandırılmanın bir sonucu olması. Çevremizde ve sosyal medyada tanık olduğumuz sohbetlerde de regl erkekler arasında “ birkaç günlüğüne saha kapatma cezası” diye tabir ediliyor. Böylece regl olan kadın ya ceza veriyor ya da cezalandırılıyor.
 
Kadınlar neden cezalandırıldı?
 
Kadınların regl ile cezalandırıldığı düşünülüyor. Toplumda, ‘baştan çıkarıcı’ olarak görülen kadınların mutlaka bir şekilde cezalandırılması gerekiyor… Öyle ki hükümet yöneticileri ve siyasetçiler kendi söylemleriyle bu bakış açısını pekiştiriyor. Tecavüze uğrayan kadında oluşan hamilelik için, “Çocuğu doğursun, devlet bakar. Anne ölsün, çocuğun suçu ne”, “O saatte sokakta ne işi varmış” denilmesindeki gibi, bu söylemler ile kadınların tacizle, tecavüzle ve şiddetle aslında cezalandırılması gerektiği dile getiriyorlar.
 
Toplum tarafından da kadınların 28 günde bir anatomik olarak yaşadığı regl dönemi cezalandırılma olarak kabul görülür. Kadınlar cezalandırılmıştır. Çünkü “Havva Adem’e yasak ağacın meyvesini yedirmişti” ve tanrı tarafından Havva özelinde bütün kadınlar cezalandırılmalıydı. Tanrının cezası ile kadınların her ay kan görmesi hükmedilmiş ve kadınlar cezalandırılmıştır.
 
Regl tanımında da erkek zihniyeti karşımıza çıkıyor
 
Sosyal medya üzerinden gerçekleşen yorumlar da erk sistemin kadına bakış açısını gözler önüne seriyor. Kadını ‘seks kölesi’ ve ‘meta’ olarak gören erk zihniyet, toplumun regl tanımında da karşımıza çıkıyor. Ekşi Sözlük, Uludağ Sözlük ve Twitter gibi sık kullanılan sosyal paylaşım sitelerinde reglin tanımı karşımıza şu şekilde çıkıyor: 
 
Erkekler kadınlar ‘cinsellikle’ metalaştırıyor
 
“Kadın motorunun her ay kendi yağını kendi değiştirmesi durumu da diyebiliriz”, “Erkekler için birkaç günlüğüne saha kapatma cezasıdır” ve “Saha çamuru. OMO reklamındaki gibi maç yapılmaması gereken durum.” Dinlerde de kadının regl dönemi “aybaşı”, “kirlenmek” gibi tanımlanırken, cinsellik de kadının erkeğe karşı sorumluluğu olarak görülüyor ve bu sorumluluğu olan cinselliği aksatması ve regl döneminin bitmesi durumunda kadının bunu eşine belirtmesi zorunluluğu olduğu ifade ediliyor. Hatta öyle ki, dini olarak da regl olan kadının kirlendiği ve dini kitaplara dokunamayacağı, dini sorumluluklarını o dönemde yerine getiremeyeceği belirtiliyor. Bu toplumsal öğretiler çerçevesinde kadının toplumdaki tek yeri ‘cinsellik’ olarak görülüyor ve regl olan kadın eşine, sevgilisine, partnerine karşı olan sorumluluğunu yerine getiremiyor!