KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

KDP'nin gözaltına aldığı gazeteci Aysel Avesta'dan haber yok!

Kadının Kaleminden
Mayıs 23 / 2016



 
Rojbin Ekin
 
Federal Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde 18 Mayıs tarihinde KDP asayiş güçleri tarafından gözaltına alınan gazeteci Aysel Avesta'dan (Gazal Avanaş) hâlâ haber alınamıyor. Nerede tutulduğu ve neden gözaltına alındığı hiçbir biçimde açıklanmayan Avesta'nın yaşamından ailesi, çalışma arkadaşları ve haberi alan tüm Kürt kamuoyu endişe içinde. Tam 9 yıldır nerede olduğu ve başına ne geldiği bilinmeyen gazeteci Muhammed Hesen, 3 Mayıs 2010 yılında önce kaybedilen daha sonra da katledildiği ortaya çıkan gazeteci Zerdeşt Osman ve çok yakın bir tarihte 6 Ocak 2016'da Hewlêr'de kaybedilen ve daha sonra intihar etmiş süsü verilerek katledilen genç kadın avukat Naz Süleyman'ın başına getirilenleri düşündükçe KDP asayiş güçlerinin gözaltına aldıklarının yaşamından endişe duymamak elde değil. 
 
Sterk Tv program yapımcısı gazeteci Aysel Avesta bir buçuk ay kadar önce Avrupa'dan gelip 3 Ağustos 2014 yılında DAİŞ çetelerinin başlarına getirdiği 74'uncu fermanın tanıklarını, bu fermandan kurtulanların sarılamayan yaralarını sarmaya, kimseye o zaman duyuramadıkları seslerini ve DAİŞ tarafından kaçırılan binlerce Êzidî kadınının, çocuğunun akıbetini merak eden, onların yollarını gözleyen Şengallilerin sesini, yapmış olduğu program aracılığıyla dünyaya duyurmaya gitmişti. Hala hatırladıkça içimizin kanadığı, yüreğimizin acıdığı bir insanlık trajedisini yaşayanların yanında olduğunu ve acılarını paylaştığını yapmış olduğu programlarla göstermeye gitmişti. Kendisi de Êzidî olan Aysel için bunu yapmak bir nebze de olsa belki yaşadığı ve asla unutamayacağı acının sızısını dindirecekti. 
 
Hakkında son olarak aldığımız bilgi KDP'nin istihbarat örgütü olan Parastin tarafından götürüldüğü. Aysel'in böyle bir muameleye neden maruz kaldığını, Parastin tarafından sorguya çekilecek kadar neler yaptığını hepimiz merak ediyoruz. Bu merakın da dışında KDP'nin Şengal ile dayanışma içerisinde olanlarla, Şengallilerin sesi olmaya çalışanlara neden bu kadar büyük bir öfke duyduğunu da sorguluyoruz tabii. Belli ki kuyruk acısının yarattığı bir öfke bu. Yine Şengallilerin KDP'nin nasıl Şengal'i DAİŞ çetelerinin işgaline bıraktığını anlatmalarından korkmuştur belki de. Kaldı ki defalarca Şengalliler anlattı bu gerçeği kameralar karşısında, yine kendisi de Êzidî olan ve KDP peşmerge güçlerinin DAİŞ Şengal'e saldırdığında nasıl bir hız ve telaşla kaçtığını görüntüleyen Kürt kadın gazeteci Berfin Hezil'in tanıklığı var. O ana ait görüntüler var. 
 
KDP'nin Güney Kürdistan ile Rojava Kürdistan'ı arasında bulunan Semalka sınır kapısını kapatmakla, Şengal'e giriş çıkışları yasaklamakla, kaçak yollarla gideni de gözaltına alıp gözdağı vermeye çalışmakla nasıl bir Kürt düşmanlığı içinde olduğunu bilmeyen kalmadı neredeyse. Kürdistan'ı yıllardır işgal altında tutan egemen devletlerin ve iktidarların Kürt halkına uyguladıklarını, Güney Kürdistan'da da KDP Kürt halkına uyguluyor. Türk devletinin Kuzey Kürdistan'daki faşizminin bir benzeri Güney Kürdistan'da KDP Kürtlere karşı devreye koymuş durumda. Güney Kürdistan'da Barzani, Erdoğan'ın başka bir versiyonu adeta. Erdoğan'ın başkanlık hayalleri için Türkiye halklarına dayattıklarını Barzani Güney Kürdistan'da Kürt halkına dayatıyor. Barzani de başkanlık ve devlet hayaliyle baltayı taşa vurmaya devam ediyor. Demokratik ilkeleri, insan haklarını çiğneyerek, yok sayarak ve toplumun haber alma özgürlüğünü, insanların seyahat hakkını engelleyerek, baskı ve şiddetle, tekçilikle yıllardır hayalini kurduğu devlet saltanatını getireceğini zannetmekte. Güney Kürdistan'daki tüm parti ve siyasi oluşumların ulusal birlik mesajları verdiği, Kürtlerin ulusal kongre etrafında birleşmeleri gerektiği yönünde çağrılarda bulunduğu bir süreçte, Barzani ve ailesi nasıl daha fazla Kürt düşmanlarıyla işbirliği içerisinde olabilirim, nasıl daha fazla aile ve aşiret çıkarlarımı koruyabilirim, hükümranlığımı kalıcılaştırabilirim hesabı içerisinde. KDP'nin kendi bölgesindeki Kürtlere ve Kürdistan'ın diğer parçasındaki Kürtlere yönelik politikalarını görebilen, okuyabilen herkes "bu nasıl bir Kürt düşmanlığı" demekten alıkoyamıyor kendisini. 
 
KDP'nin bu yaptıklarını ve yapabileceklerini düşündüğümde gazeteci arkadaşımız Aysel Avesta'nın da yaşamından endişe duymamak mümkün değil. Aysel'i de KDP bölgesinde daha önce kaçırılan, gözaltına alınan ve daha sonra katledildikleri yönünde haberleri alınan diğer gazeteciler gibi kaybetmeden duyarlılığımızı korumaya ve Aysel ile destek ve dayanışma içerisinde olmaya çağırıyorum herkesi.