PORTRELER Yazdır Kaydet

Ağız dolusu gülüşüyle yaşam veren basın komutanı; Gurbetelli Ersöz (1)

Portreler
Ekim 06 / 2015


 
Çernobil ve Halepçe hayatının dönüm noktası oldu 
 
Sibel Özalp/JINHA
 
İSTANBUL - Gurbetelli Ersöz... Yüreğini dağlara nakşeden kadın... Ağız dolusu gülüşüyle bizlere yaşam veren kadın diye anlatıyor arkadaşları. "İnancım ve inadım var. Büyük oynayacağım. Küçük şeyleri kafama takıp kendimi geri tutmayacağım" diyen Gurbetelli, özgürlük yürüyüşüne ilk adımı atarak çıktı dağların doruklarına.
 
Gurbetelli Ersöz 11 Temmuz 1965'te Xarpêt'in (Elazığ) Palo (Palu) İlçesi'nin Ziver köyünde dünyaya geldi. Bingöl nüfusuna kayıtlı. İlkokulunu Ziver'de bitiren Gurbetelli, ailesinin Adana'ya göç etmesinin ardından ortaokulu Adana'da okudu. Ardından Çukurova Üniversitesi Kimya Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1989 senesinde tutuklanan Gurbetelli cezaevinden çıktıktan sonra Özgür Gündem gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yaptı. 
 
Dönemin tekçi anlayışına karşı mücadele eden ruhu basına taşıyan Gurbetelli, özgür basın geleneğinde ilk kadın genel yayın yönetmeni olarak görevini layıkıyla yerine getirdi. Özgür Gündem gazetesinde Türkiye'nin ilk kadın Genel Yayın Yönetmeni olan Gurbetelli, tutuklandı, bırakıldı, gazeteye döndü ve sonra yüreğini dağlara nakşetti. 1994'te PKK saflarına katılıp tanrıçalaşan basın komutanı, 8 Ekim 1997 senesinde Güney Kürdistan'da çıkan bir çatışmada yaşamını kaybetti ve bu gün ölümsüzlüğe uğurlanışının 18. yıldönümü. Cezaevinde kaldığı süreye dönük "Öyle çok işkence yaptılar ki, ya ölecek, ya da PKK'li olmayı kabul edecektim. Ben yaşamayı seçtim" diyen Gurbetelli yaşamayı ölecek kadar sevenlerdendi.
 
'Basın gerçeği yazsaydı, bu kadar insan ölmezdi'
 
Gurbetelli'nin "Çernobil ve Halepçe benim hayatımın dönüm noktası. Bu iki olayla en çok ilgilenmesi gereken kimyacılar beni çok şaşırttı, kendime sık sık 'ben neyim', 'ne yapacağım' diye sık sık sormaya başladım" sözlerine yönelik Gazeteci Yazar Nadire Mater, "Hangi vakit Çernobil'den, Halepçe'den bahsetseler Gurbetelli gelir aklımıza... " diye anar basın komutanını. Gazeteci Nadire Mater Gurbetelli’yi şu sözlerle tanımlar: "Gurbetelli cezaevinde olduğu sürece basın özgürlüğüne dair inancını savundu her zaman. Cezaevinde olmasını ise muhalif basın olmanın bedeli olduğunu dile getirdi. Eğer o gün bir muhabir, bir bayi ya da dağıtıcı öldürülmediyse akşamları hafif de olsa bir sevinç yayılıyordu toplantı masasına. Genel Yayın Yönetmeni Gurbetelli Ersöz'ün yüzündeki incecik gülüş büyüyor, büyüyordu. ‘Üretemiyorum’ diyerek açabileceği üçüncü kapının gitmek olduğunu düşündü ve gitti... Gitmek bir tercih miydi? Başka kapılarda başka geleceklere adım atamaz mıydı? O her zaman ‘basın gerçeği yazsaydı, bu kadar insan ölmezdi’ derdi."
 
'Yaşam, idealleri gerçekleştirmek için yapılan bir yolculuktu onun için'
 
Gurbetelli'nin hiç bir işi yarına/sonraya ertelemediğini söyleyen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gülten Kışanak ise onu şu sözlerle anlatır: "Hep acelesi vardı. İşlerini zamana bırakan, erteleyen, çözümsüz bırakan yaklaşımlara karşı; keskin ve netti. Gurbetelli'nin genel yayın yönetmenliğini kabul ettiği dönemde gazetecilik ateşten gömlekti. Böylesi bir dönemde Genel Yayın Yönetmenliği görevini kabul eden Gurbetelli, büyük bir cesaret, karalılık ve azimle çalışmaya başladı. Bürolardaki genç muhabirlerden, yazı işlerindeki editörlere, mutfakta çalışanlardan, gazete dağıtan çocuklara kadar hepimizin yoldaşı oldu. Hepimize güç verdi. Yaşamı, ideallerini gerçekleştirmek için yapılan bir yolculuk olarak görüyordu. Yaşamının bir saniyesini bile ideallerinden ayrı yaşamadı. O’nu sonsuzluğa uğurladık, yoldaşlığı ise yüreğimizde hala dün gibi sımsıcak.”
 
'Senin yolunda özgürleşmeye varız'
 
Erk ve egemen zihniyetin kadına dayattığı imkanları elinin tersiyle iten Gurbetelli kendi güncesinde kadınlara şu sözlerle sesleniyor: "Yenisini aşmaya var mısın Ay ışığında Sayfalarca yazmaya var mısın Gezmeye var mısın Türkü söylemeye Varım Varım Senin yolunda özgürleşmeye varım". Gurbetelli'nin bu seslenişine cevap veren yoldaşları ise "Senin yolunda özgürleşmeye varız" diyerek mücadelesini sürdürmeye devam edeceklerini  söylemeye devam ediyor.
 
Geçmişin isyan öyküleriyle büyüyen Gurbetelli, sindiremez bunları yüreğine ve isyan eder. Özgürlük tutkusu ile yaşanılası hikayeler yazmak ister ve bu hikayenin bir parçası olur yüreklerimizde. Susuz toprağı yeniden yeşertmesini bilen kadın Gurbetelli, umudun bir taşıyıcısı oldu.
 
'Gurbetelli Ersöz çizgisinin takipçileri olarak yürümeye devam edeceğiz'
 
Gurbetelli’nin ardından binlerce izini süren kadın gazeteciler yetişti. Kürdistan Kadınları İletişim Birliği (RAJIN) geçtiğimiz 8 Ekim gününde Gurbetelli'nin gerçeğin ve hakikatin arayıcılığına adamış yiğit bir kadın olduğunu söyleyerek, "Gurbetelli Ersöz çizgisinin takipçileri olarak hakikatleri tarihe kaydetmenin ahlaki sorumluluğuyla yürümeye devam edeceğiz" dedi. RAJIN olarak erkek akılla hakikatten ve gerçeklerden sapmış medya dünyasına alternatif özgür kadın basıncılığını her koşulda büyük inanç ve kararlıkla geliştireceklerini belirten kadınlar, "Hakikat uğruna kalemini kullanan tüm kadınları bu mücadeleye ortak olmaya, yoldaş olmaya çağırıyoruz. Ortadoğu ve Kürdistan gibi kan gölüne dönmüş bir coğrafyada kadın olarak gerçek, onurlu gazetecilik yapmanın yakıcı derslerini bizlere öğreten Gurbetelli, Hebûn, Sarya, Rojînda, Ekin, Şîlan ve en son Deniz yoldaşımızın hiçbir bedelden sakınmadan, tertemiz ve kadın yüreği renginde taşıdıkları gerçeğin kalemini layıkıyla tarihe mal etmenin çığlığına dönüştüreceğimizin sözünü yineliyoruz" şeklinde belirtti.
 
Gurbetelli’nin ardından…
 
"Gözlerinden ateşler akıyordu ülkenin barikatlarına. Sevdalandı, aşka düştü tüm yürekler... Zap sevdalandı, Murat haykırdı, Dicle ve Fırat hep sana aktı 'Gurbet'. Hep sana, hep sana..."
 
(zd)