PORTRELER Yazdır Kaydet

Aşka olan inancın ve özgürlüğe tutkunun adı Beritan (2)

Portreler
Ekim 24 / 2015


 
Beritan'ın Şilan'ları ve bir coğrafyanın adı olmak... 
 
Şîlan Özhan / JINHA
 
İSTANBUL - Türkiye ve Kürdistan'da binlerce kadına ilham olan O'ndan sonra doğan binlerce çocuğun adını aldığı Gülnaz Karataş'ın ilk kod ismi İstanbul'da faaliyet yürüttüğü dönemde Şilan'dı. Berîtan'ı üniversiteye gittiği yıllardan Şilan adıyla tanıyan ve doğmadan çoğuna onun ilk kodunu veren Muhsine Özhan, "Çok hızlı geldi ve gitti ama hepimizde silinmez izler bıraktı. Aslında Berîtan, o zaman onu tanımış her kadında iz bırakmayı başardı" diyor. 
 
"Kütükte beni böyle tanıyacaksınız, ama bu beni anlamanıza yetecek mi? Vietnam'da çalışan bir işçi yeşile tutkunluğumu bilecek mi? Nikaragua'daki kadınlar, boş zamanlarımda balkona çıkıp saatlerce gökyüzünü izlediğimi bilecek mi? Ayakkabı boyacılığı yapan çocuklar, kitaplara şiirlere olan ilgimi duyacak mı?......" diyordu Gülnaz Karataş (Beritan) henüz lise çağlarında bir arkadaşına yazdığı hatıra yazısında. Sıradanlığı hiçbir zaman kabul etmeyen Beritan gün geldi bir coğrafyanın tamanının umudu ve geleceği oldu. Onun belki de en az bilinen yönü üniversite yıllarında ilk örgütlendiğinde yürüttüğü kitle faaliyetleriydi. İstanbul'un kenar semtlerine umudu götüren Beritan o zamanlar Şilan kod ismini kullanıyordu. Şimdi, Esenler, Fatih yada Gazi'nin mahallelerine gitseniz her evde bir Şilan hikayesi ile karşılaşırsınız. İşte onlardan biri henüz doğmadan ondan alınan ilhamla ismi Şilan bırakılan bu satırları yazan muhabir. Bu muhabir onunla tanışma fırsatı bulan annesinin gözünden Beritan yani o dönem bilinen adıyla Şilan'ı anlattı. 
 
Tanıdığı herkeste iz bıraktı
 
'Özgürlük komutanı Beritan'ı Şîlan olarak tanıyan Muhsine Özhan, onunla ilk kez bir kadın toplantısında tanıştığını söyledi. "Berîtan'ın insanları anında etkileyen bir kişiliği vardı" diyen Muhsine, şöyle devam ediyor Berîtan'ı anlatmaya: "Onun en çok başarısından, becerikliliğinden, cesaretinden ve bağlılığından etkilenmiştim. İkna kabiliyeti çok yüksekti. İnsanlarla iletişim kurmayı çok iyi biliyordu. Çok hızlı geldi ve gitti. O yüzden çok fazla anımız olmadı. Ama yine de beni hayatımda en çok etkileyen insan oldu, bende iz bıraktı. Aslında o zaman onu tanımış her kadında iz bırakmayı başardı. Ondan sonra çoğu kadın onu tanıdıkları isim olan Şîlan ismini koydu kızlarına. Daha doğmadan karar vermişlerdi bu isme, benim gibi." 
 
Kadın mücadelesinin çizgisi
 
Tanıştıkları yıllarda en çok toplantılarda ve açlık grevlerinde bir araya geldiklerini söyleyen Muhsine, Berîtan'ın kadınlara verdiği değeri ve önemi ise şöyle anlatıyor: "Biz kadınlar olarak bir evde toplanırdık, konuşurduk, sohbet ederdik. Şîlan da bize kadın mücadelesini anlatırdı, kitaplar okurdu. İstanbul'a ilk geldiği zaman Kürt mücadelesini tanımıyordu. Ama öğrenmeye ve öğretmeye çok açık bir kişiliği vardı. Okuduğu kitapları yaşamına yansıtıyordu ve bize bunu aktarmaya çalışıyordu. Kadınlar onun için hep daha önemli oldu. Tanıdığı bütün kadınlarla tek tek ilgilenmeye çalışırdı. Kadın toplantılarında kitap okuduğunda ya da bir şeyler anlattığında herkese teker teker sorardı anladınız mı diye. Herkes anlamayana kadar başka bir şeye geçmezdi. 'Nasılsa anlattım, anlamazlarsa da onların problemi' gibi bir düşüncesi yoktu. Bütün kadınlarla teker teker ilgilenir, onlara kadınların ne kadar önemli ve aslında ne kadar güçlü olduğunu gösterirdi. Onun bu mücadelesi bize güç kattı."
 
'Kadınları mücadeleye katmak, onlara bir şeyler katmak istiyordu'
 
İstanbul'daki hayatı başarısının yalnızca komutan olduğu yıllarla sınırlı olmayan Berîtan, İstanbul'da Şîlan ismiyle tanınan bir kahramandı aynı zamanda. En büyük çalışmaların, en büyük kadın katılımlarının onun olduğu yıllarda gerçekleştiğini vurgulayan Muhsine, "Açlık grevlerine en büyük kadın katılımını o sağladı. Hiçbir zaman onun çalıştığı zaman olduğu kadar kadın katılmamıştı açlık grevlerine. Çok içten, çok samimi yaklaşıyordu kadınlara. Anneler, kadınlar onu çok seviyordu. Kendisini sevdirmeyi ve kabul ettirmeyi çok kısa sürede başarmıştı. Öyle bir çalışırdı ki, açlık grevindeyken 2 günde bir değişen gruplarda her seferinde en az 20 kadını katardı greve. Ben ondan önce de sonra da kimseyi görmedim mücadeleye bu kadar çabuk katılan, mücadeleyi bu kadar hızlı tanıyan ve içselleştiren. Çok başarılıydı, kelimelerle anlatılamayacak kadar. Sürekli kadınlarla görüşüyordu. Onları geliştirmek istiyordu, kadınlarla beraber olmak, onları mücadeleye katmak, onlara bir şeyler katmak istiyordu" dedi. 
 
'Çocuklarımı onu anlatarak büyüttüm'
 
Onunla ilgili bazı anıları hiçbir zaman unutmadığını belirten Muhsine, "Çocuklarımı da onu anlatarak büyüttüm" diyor. Anılardan birini ise, "Bir keresinde arkadaşları aracılığıyla Newroz'a gittiğini ve o zaman Kürt olduğunu öğrendiğini anlatmıştı. Öncesinde ne bir Kürt mücadelesi olduğunu, ne Kürt olduğunu ne de Newroz'un ne olduğunu bilmediğini söyledi. Sonra mücadeleyi tanıdıkça okula pek gitmemeye başladı. Sürekli okuyor ve okuduklarını kadınlarla paylaşıyordu" şeklinde anlatıyor Muhsine. Berîtanla ilgili bir diğer anısını ise diğer anısı ise Berîtan'ın gözaltına alındığı ve ağır işkencelerin ardından tutuklandığı zaman olduğunu söylüyor Muhsine: "Gözaltına aldıklarında çok ağır işkenceler yaptılar. Üzerine ifade verenler de oldu. Ama yine de hiçbir şey söylemedi ve hiçbir suçlamayı kabul etmedi. O direnişi de biz kadınları çok etkilemişti. Çok cesur, kararlı ve iradeliydi. Ağır işkencelere rağmen tek bir kelime bile alamadılar onun ağzından. Cezaevinden çıktıktan sonra hiçbirimiz görmedik zaten, direk çıkış yaptı."
 
Beritan'ın hikayesi kız çocuklarında sürüyor... 
 
Onu Şîlan olarak tanıdıklarını ifade eden Muhsine, gerçek ismini tutuklandığı zaman öğrendiklerini söyledi. Muhsine, "Çıkış yaptığında Berîtan oldu ismi ama biz bilmiyorduk. Hayatını kaybettikten sonra Berîtan'ın bizim Şîlan olarak tanıdığımız kişi olduğunu öğrendik" dedi. "Biz onu tanıdığımızda saçları çok uzun ve çok güzeldi. Hayatını kaybettikten sonra fotoğraflarını gördüğümüzde kısaydı saçları. Öyle görünce çok tuhaf gelmişti bana. O zaman Şîlan değildi işte, Berîtandı artık. Keşke saçları hep uzun kalsaydı demiştim içimden. Öyle güzel saçları vardı ki, onu daha da güzelleştiriyordu sanki" diyen Muhsine, anlatılmakla bitmeyen hikayesini "Hayatını kaybettiğim an gözümün önüne tanıştığımız gün geldi. Sohbet ettiğimiz günler, gözlerindeki o kararlı ve heyecanlı bakışlar geldi. Ve gurur duydum onunla, 'Ölümün onurlusu, onursuzca yaşamaktan daha iyidir' diyerek kendisini uçurumlardan özgürlüğe bıraktığında bitiriyor. Ancak hikaye devam ediyor aslında. Şîlan ve Berîtan isminin verildiği tüm kadınlarda."
 
Ve Beritan'dan insanlığa geriye cesareti, iradesi, adına yazılan şarkılar ve isminin verildiği güzel kız çocukları kaldı...
 
(fk)