Sosyolojinin onur çiçeği; Mübeccel Kıray
Portreler
Sibel Özalp/JINHA
İSTANBUL- "Geriye bakan biri değilimdir. Yaşamımda ne oldu ise olduğu gibi kabul ederim. Sonradan irdelemeye falan uğraşmam. Onun için de eskiden yaşadıklarımı hele onlar hakkında özellikle o zamanlar ne düşündüğünü hiç hatırlamam" diyen sosyolojinin onur çiçeği Mübeccel Belik Kıray'ın ölümünün 8'inci senesine saygı ile...
Sosyal bilimlerin Türkiye'de yükselişi, bu alanda kendini yetiştiren bilim insanları sayesinde oldu. Bunlardan biri de Prof. Dr. Mübeccel Belik Kıray... Türkiye'de toplumsal değişimlerin yaşandığı senelerde, bu değişimleri inceleyen ve onları yorumlayan bilim kadını Mübeccel, kendinden sonra yetiştirdiği sosyologlar sayesinde de sosyolojinin yapı taşı oldu. Türkiye'de sosyolojinin kurumsallaşmasında önemli bir rol oynayan Mübeccel, 1923 senesinde İzmir'de doğdu. 1940'ta İzmir Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Ankara Üniversitesi Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü'nde başladığı lisans öğrenimini 1944'te tamamladı. Mübeccel, buradaki öğrenim sürecinde Niyazi Berkes, Muzaffer Şerifoğlu ve Behice Boran gibi hocalardan dersler aldı. 1960'ta doçent, 1966'da ise profesör olan Mübeccel, 1973-1974 seneleri arasında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü'nde öğretim üyeliği yaptı.
Sekiz sene başkanı olduğu bu bölümün kurulması ve gelişmesinde ise önemli bir rol oynayan Mübeccel, ardından ODTÜ'den ayrılarak, London Schools of Economics'e gitti. Türkiye'ye dönüşünde önce İstanbul Teknik Üniversitesi'nde, 1982'den sonra da Marmara Üniversitesi'nde çalıştı. Bu arada bir yıl University of Texas in Austin'de ders verdi. 1989'da emekli oldu. Çalıştığı süre içerisinde Norveç Bergen, Kahire Amerikan, ABD Berkley ve Zürih Teknik üniversitelerinde seri konferanslar verdi. ODTÜ Mustafa Parlar Ödülü, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fahri Doktor unvanı ve Aydınlanma Kadınları Ödülü'nü aldı. 1994'te Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) şeref üyeliğine seçildi.
'Bilgi ve zekasını azimle sarmalayarak yürüdü'
Hayatını sosyolojiye adamış ilk kadın sosyologlarından olan Mübeccel, kendisinden önce kuşkusuz kıymetli bir isim olan Behice Boran'ın yolundan devam etti, aralarındaki tek fark ise Mübeccel karşısına çıkan engellere aldırmadan sosyolojiden kopmadı. Kendisini gerçekleme alanı olarak sadece ve sadece sosyolojiyi gören Mübeccel, sosyolojiden ayrılmadı ve bu azmi ise yaşamı boyunca gururla taşıdı. Mübeccel'in bilgi ve zekasını azimle sarmalayarak yürüdüğü bu yaşam yolunun en az onun sosyolojisi kadar değerli olduğunu söyleyen arkadaşları, onun örnek alınması gereken bir yol olduğunu yaşamını yitirdikten sonra hep dile getirdi.
'Azimli bir sosyolog olan Mübeccel...'
Uzun ve maceralı bir yaşamı olan sosyolojinin onur çiçeği olarak tanımlanan Mübeccel'in sürekli değişen bir yaşamı vardı. Belki de bu özelliği sayesinde Türkiye'deki değişimlere ilgi duydu ve onları araştırdı. Azimli bir sosyolog olan Mübeccel'i anlatırken, arkadaşları "Bir dönemin Türkiye'sini de anlatıyoruz" diye yorumluyor. Öğrencilerinden Prof. Dr. Bahattin Akşit'in tanımıyla geçiş toplumunun sosyologu olan Mübeccel'in alanında yaptığı çalışmalar birçok bakımdan öncü olma niteliğindedir. Türkiye'de toplumsal yapının analizinden, kırsal ve kentsel dönüşümün sorunlarına; aile yapısından yurt dışına göçün etkilerine uzanan geniş nitelikli ürünler veren Mübeccel, bu konularda politikalar üretilmesine de ışık tuttu.
'Türkiye modernleşmesinin sancılarını en iyi şekilde aktardı'
Kent sosyolojisi alanında öncü çalışmalar veren, Türkiye modernleşmesinin sancılarını en iyi aktaran bilim insanlarından biri olan Mübeccel, Modernizmin Türkiye'de yarattığı hızlı dönüşümü anlamaya çalışan ve bunu kavramsallaştırarak, bugün hala önemli referans kaynaklar arasında yer alan birçok önemli esere imza attı. Türkiye'nin yaşadığı sancılı değişimin toplumsal analizcisini anarken, eserlerini tekrar gündeme getirmek bugün hala devam eden modernizm sancılarını anlamak üzere anlamlıdır. Eserleri ve yaptığı alan çalışmaları; açtığı yolun Türkiye Sosyal Bilimcileri için önemini gösterirken, Türkiye'nin yaşadığı değişimi anlamamız için de birer kılavuz oldu.
Sosyolojiye kavramlar kazandırdı
Bu gün devam eden modernizmin sancılarını anlamak üzere yaptığı alan araştırmalarına dayanan kır ve kent sosyolojisine ilişkin çalışmalarıyla tanınan Mübeccel, 1964'te yayımlanan Ereğli: Ağır sanayiden önce bir sahil kasabası adlı kitabında Ereğli kasabasının toplumsal yapısında Ereğli demir çelik fabrikasının kuruluşuyla beliren değişimleri ve bunların ortaya çıkardığı sorunları inceledi. Mübeccel, sosyoloji bilimine kazandırdığı kavramlardan olan 'tampon mekanizma' veya 'tampon kurum' kavramını ortaya atarak tanımladı. Bunlar, toplumsal değişmenin buhransız gerçekleşmesini sağlayan hem eski hem de yeni toplumsal yapı içindeki öğelerden farklı nitelikleri olan kurumlardır. Tampon mekanizma ve kurumlar, toplumsal değişmenin dengeli bir biçimde ortaya çıkmasına ve toplumun bütün düzeylerinin işlevsel bir bütünlük içinde bulunmasına neden olurlar.
'Hayatımda hiç arkaya bakmadım'
Mübeccel'in yaşamı boyunca ortaya koyduğu bakış açısı, öğrencileri için toplumu anlama çabasında kritik bir yer ve öneme sahip oldu. Dünya ve Türkiye'de yaşananların genel olarak ortaya çıkardığı eğilimlerden biri olan, olup bitenleri anlama çabasının bütünsellikten uzak, parçalanmış olmasıdır. Mübeccel'in şablonlara takılıp kalmayan bütünsel bakış açısını, kendi yaşam öyküsünü anlatırken görmek mümkündür. Sosyolojinin mihenk taşlarından birini oluşturan Mübeccel'in anılarını içeren "Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım" adlı kitapta kendisinin hiçbir zaman geriye bakan bir insan olmadığına işaret ederek, yaşamında olan her şeyi, olduğu gibi kabul ettiğini, sonradan irdelemeye de uğraşmadığını söylüyordu.
'Sosyolojinin yapı taşı olarak kalmaya devam edecek'
1973 senesinde ODTÜ'den ayrılırken 16 kişi olan sosyoloji bölümü, sosyolojinin duayeni Mübeccel'in sayesinde dikkat edilmesi gereken bir bilim haline geldi. Günümüzde de genç sosyal bilimciler arasında efsane gibi anlatılan Mübeccel, kendi öğrencileri tarafından da sosyoloji bölümüne altın çağı yaşattığı söyleniyor. Türkiye'deki sosyolojinin yerleşmesi ve kurumsallaşması tartışılmayan Mübeccel, sosyolojinin yapı taşı olarak kalmaya devam edecek. Prof. Dr. Emre Kongar'ın da dediği gibi, "Adeta bir filozof taşı Mübeccel, dokunduğunu altına çevirdi, yanlışları düzeltti, hastalıkları iyileştirdi"
7 Kasım 2007 senesinde yaşamını yitiren Sosyolojinin kıymetli ismi Mübeccel Belik Kıray'ı Sosyal Bilimin öncülüğünü yaptığı için, sekizinci senesinde saygı ve sevgiyle anıyoruz...
(zd/dk)