Kader Ortakaya sınırsızlığın peşinden gitti...
Portreler
Sibel Özalp/JINHA
İSTANBUL - Kobanê-Suruç sınır hattında askerin hedef gözetilerek açtığı ateş sonucu başından vurularak katledilen Kader Ortakaya'yı anlatan arkadaşı Rukiye Atlı, "Kader'in yaşamında kendi kişilik dokusu olarak nitelendirdiğim iki unsur var; sosyalist mücadele ve kadın mücadelesi. Kader sosyalistti, kadındı ve Kürt Özgürlük Hareketi uğrunda şehit düştü" dedi.
'Bu bir insanlık savaşı' diyen Kader Ortakaya, demokrasi güçlerinin kaderini ortak mücadelede birleştirdi, Türkiye ve Kürdistan'ın özgürlük güçleri arasında yeni bir köprü kurdu. Kobanê direnişine destek olmak amacıyla direniş nöbeti tutan ve 6 Kasım 2014 günü sınır hattında askerlerce başından vurularak katledilen Kader Ortakaya, demokratik yaşam umudunu her zaman yüksek tuttu ve Kobanê'de insanlık adına savaşanların yolundan gitmek istedi, ancak sınırı geçemeden katledildi. "Kobanê düşmeyecek diye içimizden onlara söz veriyoruz" diyen Kader'in ardından Kobanê'nin özgürleşmesi, ona ve diğer yoldaşları gibi umudun zaferden daha değerli olduğuna inananlara bir armağan oldu. Umuda inancın zafere götüreceğini bir kez daha gördük...
Direniş durmadı
Kader'in kararlı ve mücadeleci bir kişiliğe sahip olduğunu belirten yakın arkadaşı Rukiye Atlı, saldırıların ve katletmelerin hiçbir zaman direnişi durduramayacağını vurguladı. Kendisinin de Kader gibi İstanbul'dan gidip direniş nöbetinin tutulduğu Miseynter köyünde kaldığını ve sınır direnişine dahil olduğunu belirten Rukiye, Kader'in sosyalizm düşünün gerçekleşebilmesinin en yakın olduğu yer olarak Rojava'yı gördüğüne dikkat çekerek, "Rojava'daki mücadelenin aktörü haline gelen bir kadın mücadelesi söz konusuydu, Kader bunu görerek ve hissederek gitti. Kader'in Kobanê'ye gitmesinde Rojava'daki YPJ güçlerinin belirleyici olduğunu düşünüyorum, hem sınıf eksenli yaklaşımıyla hem de kadın özgürlükçü yaklaşımıyla" dedi.
'Emekçidir Kader'
Kader Ortakaya, Urfa Siverek doğumlu. Ilkokulu Siverek'te okuyan Kader'in ailesi ardından Istanbul'a gelir. Kader ortaokulu ve liseyi acikogretimden okurken, önce bir fotografcida çalışır. Ardından ise uzunca bir süre tekstil atölyesinde çalışmaya başlar. "Emekçidir Kader" diye başlıyor anlatmaya Rukiye.
'Kadın mücadelesine olan ilgisi de fazlaydı'
Kader'in yaşamını disipline eden ve sosyalist mücadeleyi ön plana çıkaran şeyin tekstil atölyelerinde karşılaşılan durumlar olduğunu söyleyen Rukiye, "Bunun yanında kadın mücadelesine olan ilgisi de fazlaydı. Kadının toplum içerisinde kendi kimliğiyle eziliyor olmasının etkileri büyük bu ilgide" diye konuştu.
'Sosyalist mücadele ve kadın mücadelesi'
Kader ile Urfa'dan beri tanıştıklarını söyleyen Rukiye Istanbul'a gittiğinde Kader Eskişehir'den dönüp Istanbul'a Marmara Üniversitesi'ne yüksek lisans yapmak için gelmişti. Kaderle yaklaşık olarak 6 senedir bir arkadaşlık ilişkilerinin olduğunu ancak şehadetinden son bir buçuk sene öncesinde güçlü bir arkadaşlık ilişkilerinin var olduğunu kaydeden Rukiye, "Kaderin yaşamını şekillendiren temel olgu, hep sosyalist mücadeleydi ve bunun beraberinde gelen kadın mücadelesiydi" dedi.
'Kapitalizmin alternatifi haline gelen yaşam; Rojava'
Kader'in hayallerinden birisi, sosyalist bir düzenin kapitalist sisteme alternatif olarak kendisini yaşamsal kılmasıydı. Rukiye, "Kobanê'ye geçme isteğini oluşturan da buydu aslında. Çünkü Rojava'da gerçekleşen, kendisini kapitalizmin alternatifi haline getiren bir düzenin yaşamsal kılınmasıydı" şeklinde konuştu.
'Kader'in gençlik ve kadın kimliğine saldırı oldu'
Devletli uygarlık dediğimiz 5 bin 5 yüzlük sistemin kendisini militarist bir yapı üzerinden inşa eden bir sistem olduğunun vurgusunu yapan Rukiye, "Kader orada hedef olarak seçildi, insanlığın hakikatine bağlı olmayan bu sistem orada kadına karşı zor kullandı. Militarizm kendisini kadın erkek hiyerarşisinden kurduğundan ötürü daha çok kadını ve gençliği hedef alma durumu söz konusu, Kader genç bir kadın olduğu için onun kimliğine saldırı oldu" ifadelerine yer verdi.
'Oradaki tek kadın Kader idi'
6 Kasım 2014 günü sınırın diğer tarafına geçmeye çalışan yaklaşık 44 kişilik bir gurubun olduğunu söyleyen Rukiye, "Oradaki tek kadın Kader idi. Ve hedef alınarak vurulması, devletli uygarlık sistemi dediğimiz sistemin kendilerine en büyük düşman olarak kadını gördüklerini burada açık gösterdi" diye kaydetti. Kader'de sosyalist düşüncenin ön plana çıkardığı bir yönünün var olduğunu dile getiren Rukiye, "Ancak Suruç sınırında tanıklık ettiği, Rojava devrimi söz konusuydu. Her ne kadar arada bir tel örgü olsa da orada gördükleri ve yaşadıkları, kendisini sistem dışında konumlandırma süresini hızlandırdı. İstanbul'dan Suruç'a geldiğinde savaş gerçekliğine tanıklık etti. O sınır köylerde kurulan komünal yaşamın böyle olduğunu görünce kimbilir Rojava'daki yaşam nasıldır diye düşünerek karar verdi" cümlelerine yer verdi.
'Rosa Sara...'
Komünaliteden kaynaklı komünal yaşamın gerekliliğinden bahseden Rukiye, "Kader bu yeni yaşamdan etkilenerek gitmek istedi Kobanê'ye" dedi. Kader'in Rosa Luxemburg'un yaşantısını içselleştirmeye çalışan bir yönünün olduğunu vurgulayan isminide Rosa Sara koyduğunu belirten Rukiye, "Rosa Sara isminin anlamı ise Rosa'lardan Sara'lara, yani Sakine Cansız'lara uzanan kadın mücadelesi arasında bir köprü oluşturmak istemesinden geliyor" dedi. Kader'in Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında fazla yankı bulmasının sebebini sosyalist kişiliğini Kürt Özgürlük Hareketi içerisinde yaşamsallaştırmak istemesi olduğunu dile getiren Rukiye, "YPJ'ye katılmak için gittiği yolda devletin faşist militarist askerleri tarafından vurulması, çok yönlü bir yapıya sahip olduğundan kaynaklı her kesim tarafından tepkiyle karşılandı" ifadelerine yer verdi.
(fk)