PORTRELER Yazdır Kaydet

Bilimde cinsiyetçiliği yıkan kadın Marie Curie 148 yaşında

Portreler
Kasım 06 / 2015


 
Sibel Özalp/JINHA
 
İSTANBUL- Marie Curie, bir idol olarak bilim ve hayat adına verdiği mücadelelerle dolu zorlu yaşamını, başarılarıyla süslemiş, kadınlardan... "İnsanlar konusunda daha az, fikirler konusunda daha çok meraklı olun" diyen Marie, elde ettiği başarılara giden yolun merak olduğunu ve fikirlere olan merakın atılması gereken bir adım olduğunu gösterdi bize. İlk Nobel'ini cinsiyetçilik nedeniyle alamayan ve eşinin ödülü alışını izlemek zorunda kalan Marie, 5 yıl sonra aynı ödülü almak için o yargıları yıkım kürsüye çıktı. 
 
Yarın bilim dünyasının öncü kadınlarından Marie Curie'nin doğum günü. Manya Sklodowski  7 Kasım 1867 senesinde Polonya'nın Varşova kentinde dünyaya geldi. Sklodowski ailesinin beş çocuğundan biri olan Manya, Rusya denetimi altında Polonya'da eğitime çok önem verilen bir dönemde dünyaya geldi ve bu da ona büyük olanaklar tanımış oldu. Ancak bu olanaklarla yetinmeyen Manya, dünyaya açılarak kendi alanında önemli isimlerden biri oldu. Babası Wladislaw Sklodowski Varşova lisesinde fizik ve matematik öğretmeniydi, annesi ise Bronislawa Sklodowski yatılı kız yurdu müdürüydü. Manya'nın ailesi annesini müdürlük yaptığı yurtta kalıyordu. Manya'nın Sofia, Hela ve Bronya isimlerinde kız kardeşleri ve Joseph isminde ise bir erkek kardeşi vardı. 1875 senesinde ablaları Sofia ve Bronya tifüs hastalığına yakalandı, Sofia 1876'da ölürken Bronya iyileşti. İki sene sonra da Manya'nın annesi verem sebebiyle öldü. Annesini küçük yaştayken kaybeden Manya'nın babası ise o dönemde Lehçe öğretmek suç olduğu için Lehçe öğretmenliği yaptığından dolayı tutuklandı. Gençlik yıllarında yaşadığı Varşova, o sırada Rus yönetimi altında, Rus Çarı II. Aleksandr tarafından yönetiliyordu.
 
'Eğitimini zor şartlar altında sürdürdü'
 
Ülkedeki eğitim sistemi nedeniyle kadınların üniversiteye gitmesi veya teknik eğitim görmeleri için yurt dışına çıkmaları gerekiyordu. Uzun süre  okumak için çalışmak durumunda kalan Manya eğitimini çok zor şartlar altında sürdürmeye devam etti. Manya kardeşi Bronya ile çalışıp bara biriktirdi. 1885'de Bronya, Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde tıp eğitimi almaya başladı. Manya Varşova'da Endüstri ve Tarım Müzesi adı altında gizlice eğitim veren Polonya okulunda eğitim aldıktan sonra kardeşi Bronya'nın yanına Paris'e gitti. Manya, kız kardeşinin yanına Paris'e gitti, önce onun yanında kalan Manya, sonrasında küçük bir tavan arasında yaşayarak eğitimini sürdürdü.
 
'Manya Sklodowski yerine Marie Curie adını aldı'
 
3 Kasım 1894 senesinde başladığı eğitimde bir buçuk sene sonunda sınıf birincisi olarak fizik derecesi aldı. Sonraki senelerde Sorbonne Üniversitesi'nde okumaya başladı.  1894 senesinde Polonyalı bir bilim insanı aracılığıyla kardeşi Jacques ile piezoelektriği keşfeden Pierre Curie ile tanıştı. 35 yaşındaki Pierre, Endüstriyel Fizik ve Kimya Okulu laboratuvarının başkanıydı. Pierre Curie ile tanışan Manya, Pierre ile ortak bir laboratuar kurdu. Pierre  ile Manya arasında filizlenen aşk sonucu evlendiler. Manya bu tarihten itibaren Manya Sklodowski yerine Marie Curie adını aldı. 
 
'Fizik alanında Nobel Ödülü kazandı'
 
Marie, kurudukları laboraturda çeşitli keşiflerde bulunarak dönemin bilim çevrelerini etkilemeye başladı. Bu sırada doktora çalışmalarını da sürdüren Marie, bir süre sonra Pierre ile radium'u buldular. Radium'u bulmaları 1903 senesinde Fizik alanında onlara Nobel Ödülü'nü kazandırdı. Orada ödülü alması gereken Marie idi ancak kadınların Nobel verilmediği için sadece eşinin alışını izlemekle yetindi. Marie çalışmalarını sürdürmeye devam etti ve 1911'de tek başına Fizik alanında Nobel Ödülü kazandı. Tek başına aldığı ödülün sebebi ise radyasyonun canlıları öldürdüğü keşfiydi. Bu keşfiyle, kanser hücrelerinin yok edilmesinde kullanmak üzere deneyler yaptı. Marie bu keşiflerle uğraşırken Sorbonne Fizik Laboratuarı'nın başına getirilmek istenen eşi Pierre Curie, bir kaza sonucu yaşamını yitirdi. Pierre'nin ölümünün ardından aynı pozisyon Marie'ye teklif edildi ve sonrasında Marie, bu tarz bir pozisyona gelebilen ilk kadın bilimci oldu.
 
'İki Nobel Ödülü'ne sahip tek kadın'
 
Pierre ve ardından yalnız kendisini aldığı Nobel Ödülü ile tarihte iki Nobel Ödülü'ne sahip ilk kişi olan Marie, günümüzde hala da iki Nobel Ödülü'ne sahip tek kadındır. Yaptığı çalışmalardaki başarılarının yanı sıra kişisel saldırılara da maruz kalan Marie, ilk olarak tümü erkeklerden oluşan Fransız Bilim Akdemisi'nin bir oyla üyeliğini reddetmesine maruz kaldı. Sonrasında ise Paul Langevin ile arasında aşk ilişkisi olduğuna dair dedikodular yayılmaya başladı. Evli olan ve Marie'nin eşi Pierre'nin en yakın dostu olan Paul Langevin ile arasındaki bu dedikodu gazetelere Langevin skandalı olarak yansıdı. Paul'un gazetenin baş editörünü halkın önünde yapılacak düelloya davet etmesinin ardından editörün silah çekmemesi ile o zamanın anlayışıyla gülünçleşen olay, konunun kapanmasını sağladı.
 
'Radyum Enstitüsü'ne ilk müdür olarak atandı'
 
Marie, 1911 senesinin Aralık ayında Nobel Ödülü'nü almak için Stokholm' gitti. Orada yaptığı konuşmasında eşi Pierre Curie'nin yardımlarını küçümsemediğini belirterek, radyoaktivitenin atomun bir özelliği olduğu hipotezinin kendi çalışması olduğunu duyurdu. Fransa'ya geri dönen Marie, çalkantılı geçen senenin etkisi ile depresyona girdi. 1914 senesinde Paris Üniversitesi'nde Radyum Enstitüsü kuruldu ve Marie buraya ilk müdür olarak atandı. Hayatı boyunca radyumun tıptaki önemine dikkat çeken Marie, Birinci Dünya Savaşı sırasında taşınabilir röntgen cihazları yaptı.
 
'Keşfettiği radyum Marie'den öcünü aldı'
 
Kızı Irene ile beraber, genç kadınlara X ışını teknolojisini öğreten Marie, fizik tedavi uzmanlarına savaş ortamında radyoloji ekipmanını nasıl kullanacaklarını gösterdiler. Bu esnada ise yüksek dozda radyoaktif ışına maruz kaldılar. Birinci Dünya Savaşı boyunca X ışınları üzerine çalışan Marie, 1914 senesinin Temmuz ayında kendi deneylerinden zehirlenerek hayatını kaybetti. Radyasyon zehirlenmesinden ölen ilk insan da Marie oldu. Yaptığı buluşlar ve keşiflerle yüz binlerce insanın hayatını kurtaran Marie, yaşamını bilime adadı ve bu yolda noktalayarak 'bilim için ölen kadın' oldu. Ölümünün ardından bilim kadınının yıllarca radyum ışınlarının etkisinde kalan iç organlarının nerdeyse tümüyle yıkım içinde olduğu görüldü. Keşfettiği radyum bir bakıma ondan öcünü almıştı. 
 
'Radyoaktivite birimi; Curie'
 
Radyoaktivite çalışmalarından ötürü, radyoaktivite birimine 'curie' denilmektedir. Marie'nin ölümünün ardından Sceaux'taki aile mezarlığına gömüldü, ancak 20 Nisan 1995'te Marie Curie'nin ve eşi Pierre Curie'nin mezarları Fransa'nın ulusal anıt mezarı olan Panthêon'a taşındı. Marie, başarılarından dolayı bu şerefe layık görülen ilk kadındır. Marie'nin not defterleri o kadar radyasyona maruz kaldı ki, kurşun kaplı bölmelerde tutulup radyoaktif koruma altında incelenebildi.
 
(fk)