PORTRELER Yazdır Kaydet

Benazir Butto'nun mücadeleci hikayesi

Portreler
Aralık 03 / 2015


 

 
JINHA
 
AMED - Bir nehir gibi özgür akmak ve kendisiyle birlikte sürüklediği her şeyi özgürleştirmek isteyen Benazir Butto, erkek egemen bir toplumda kadın başbakan olarak var olmanın mücadelesini verirken diğer kadınlara ise ilham oldu. 
 
Tibet'ten Umman Denizi'ne kadar uzanan İndüs Nehri, geçtiği yollardan başka ırmakları da içinde barındırarak olduğu kurak bölgeye hayat verir. Benazir Butto'da bu ırmak gibi özgür akmak ve kendiyle birlikte sürüklediği her şeyi özgürleştirmek ister. Türkiye'nin en büyük yaralarından olan kadın sorununu Benazir Butto üzerinden irdelersek, kadının yüceliğini onun üzerinden belleklere taşıyabilir, erkek egemen toplumlarda bir kadının neler başarabileceğini anlayabiliriz. 1953'de Pakistan'ın Sind eyaletine bağlı Karaçi'de Eski Pakistan Başbakanı ve ülkenin eski devlet başkanı Zülfikar Ali Butto'nun kızı olarak dünyaya gelen Benazir Butto, Harvard ve Oxford üniversitelerinde eğitim görür. Benazir, Harvard üniversitesini, Hindistan'ın Doğu Pakistan'a asker gönderdiği ve babasının Batı Pakistan Savunma Bakanı olarak Birleşmiş Milletlerde temaslar kurmak üzere New York'a gitmek zorunda kaldığı 1971 yılında bırakır. Benazir akabinde New York'ta babasının yardımcılığını yapar. 
 
Feodal yapıya karşı ilk kadın başbakan: Benazir
 
Oxford Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Pakistan'a geri dönen Benazir, babasının tutuklanıp idam edilmesinden sonra ev hapsinde kalır.1984 yılında yurt dışına çıkmasına izin verilmesiyle, Büyük Britanya'ya taşınır ve orada sürgünde babasının partisinin liderliğini yapar. Askeri cuntanın şefi Ziya Ül Hak'ın 1988'de ölümünden sonra Pakistan'da 1977 yılından beri ilk kez serbest seçimler yapılır ve 19 Kasım 1988 tarihindeki bu seçimleri kazanan Benazir, ilk kez bir Müslüman ülkenin kadın başbakanı olur. Feodal yapıya karşı mücadele eden Benazir, İslam Dünyası'nda bir ilkti. Zengin toprak sahiplerini karşısına almıştı.2 Aralık'ta başbakan olarak göreve başlayan Benazir, 20 ay kadar sonra, askeri güçlerin desteğindeki devlet başkanı Gulam İshak Han tarafından, yeni seçimlere gidileceği gerekçesiyle Başbakanlık görevinden alınır.
 
Benazir, Pakistan'ın stabilizasyonu önündeki engel olarak görülür
 
Ancak Benazir'in Başbakanlıktan alınmasının ardından yeni hükümet Navaz Şerif tarafından kurulur. 1993 yılında Benazir, yeniden seçildiyse de, 3 yıl sonra hükümet yine devlet başkanı Faruk Leghari tarafından düşürülür. Yüksek mahkeme Benazir ve eşini çeşitli suçlamalarla yargılayarak suçlamaların kesinleşmemesine rağmen devlet başkanının kararı yüksek mahkeme tarafından onaylanır. Benazir'in eleştirilmesinin de bir nedeni vardır. Benazir'in ulusal reformları sonucu politik güçlerini yitirmeye başlayan Pencap bölgesindeki zengin toprak sahipleri ve bu bölgenin seçkinleri Benazir'i devirmek için çeşitli suçlamalarla yargılanmasını sağlamaya çalışmaktadır. Çünkü Benazir eski feodal yapıya karşı mücadele eder ve bu yapıyı Pakistan'ın stabilizasyonu önündeki engel olarak nitelendirir.
 
Askeri darbe sonrası ülkesinin terk etmek zorunda kalır
 
1999 yılında, Pervez Müşerref'in liderliğinde gerçekleşen askeri darbe sonrasında Pakistan'ı terk etmek zorunda kalan Benazir, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentine yerleşir. 2002 yılında Pervez Müşerref pratikte Benazir'i hedef alarak başbakanların en fazla iki dönem görev yapabilecekleri yolunda bir anayasa değişikliği yapar. Akabinde 2007 yılında Benazir'e yeniden Başkan olabilmenin yolu açılır. Ve Ekim 2007'de bitirdiği "Doğunun kızı" adlı kitabında Pakistan özelinde eril sistem karşısında verdiği mücadeleyi yaşadıklarını anlatır.
 
Suikast girişimine hedef oldu 
 
Seçim çalışmalarına katılmak üzere Pakistan'a dönüş kararı alan Benazir'e karşı El Kaide örgütünün saldırı tehdidinde bulunması üzerine, Müşerref, Benazir'in dönüşünü ertelemesini ve yüksek mahkemenin kendisiyle ilgili af istemine ilişkin kararını beklemesini ister. Bu isteğe uymayan Benazir Butto, 18 Ekim 2007 gecesi, 8 yıllık sürgünden sonra Pakistan'a geri döner. Ancak yandaşlarının sevgi gösterileriyle karşılanan Benazir, aynı gün bombalı bir suikast girişimine hedef olur. 27 Aralık 2007'de seçim mitinginde düzenlenen ve 130 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan saldırıda yaşamını yitirir.
 
(sg/dk)