PORTRELER Yazdır Kaydet

Rosa 97 yıl önce söylemişti: Kanlı kıyımlar yapan 'düzen' kendi yıkımını hazırlıyor

Portreler
Ocak 15 / 2016



 
JINHA
 
HABER MERKEZİ - Bu gün dünyanın önde gelen devrimci teorisyenlerinden Rosa Luxemburg'un katledilişinin 97. yılı. Rosa'nın öldürülmeden saatler önce yazdığı yazı bu güne ışık tutuyor: "...Ve etekleri zil çalan bu 'galipler,' düzenli aralıklarla kanlı kıyımlarla korunması gereken bir 'düzen'in kaçınılmaz olarak kendi yıkımına gittiğini fark etmiyorlar."
 
Dünyanın devriminin önderlerinden Rosa Luxemburg bundan tam 97 yıl önce Almanya'da faşist sistem tarafından yoldaşı Karl Liebknecht ile birlikte işkence ile katledildi. Rosa'nın öldürülmeden birkaç saat önce yazdığı yazı ise bu güne ışık tutar nitelikte.
 
Adet olduğu üzere önce onu tanıtarak başlayalım barikatların kızıl Rosa'sını anlatmaya. Çeşitli sitelerde yayınlanan Rosa'nın hayatından kesitleri şöyle sıralayalım: Rozalia (Roza) Polonya'da 5 Mart 1870'de Lina ve Elias çiftinin beş çocuğundan en küçüğü olarak dünyaya geldi. 3 yaşındayken aile Varşova'ya taşınmak zorunda kaldı. 5 yaşında bilinmeyen bir sebeple hastaneye yatan Rosa'nın bacağı alçıya alındı ve 1 yıl hastanede kaldı. Alçı çıkarıldıktan sonra Rosa topallıyordu ve tedavilerde işe yaramadı. Annesinin desteğiyle okuma yazma öğrendi ve 10 yaşına kadar evde öğrenim gördü. 1880'de Rus Kız Ortaokuluna yazıldı. Okula girebilmek için Yahudi kimliğinden dolayı yüksek puan alması gerekiyordu böylelikle ilk kez etnik ayrımcılıkla karşılaştı. Duyarlı bir çocuktu, kendini aşağılanmış hissetti. Okul dönemi boyunca her zaman okulun en iyi öğrencisi oldu.
 
Aynı zamanda devrimin teorisyeniydi
 
Rosa 1889'da Avrupa'da kadın öğrencilere kapısını açan tek üniversite olan Zürih Üniversite'si felsefe fakültesine yazıldı. Kamu Hukuku ve Devlet Bilimleri Doktoru olarak mezun oldu. Eğitimini tamamladıktan sonra mücadelenin kalbi olan Berlin'e geldi. Alman vatandaşlığına geçebilmek için bir Alman göçmenin oğlu olan Gustav Lübeck ile sahte evlilik yaptı. Başta USPD Başkanı August Bebel olmak üzere, Clara Zetkin, Karl Kautsky gibi partinin ileri gelen marksistleriyle yakın ilişkiler geliştirdi. Clara Zetkin'le yoldaşlığı ve dostluğu ise katledilene kadar sürdü. Rosa Lüksemburg pek çok konuda, özellikle reform-devrim, demokrasi-diktatörlük, ulusların kendi kaderini tayin hakkı-enternasyonalizm konularında pekçok yazınsal ürün bıraktı, Almanya ve dünya sosyalist demokrasi hareketi içerisinde karşıt görüşlerde olanlarla çekinmeden mücadele etti.
 
Tutuklamalar, zındanlar 
 
22 Ocak 1905'de 140 bin gösterici barışçıl bir biçimde Petersburg'taki Kış Sarayı'na doğru yürüdüler. Çar'a bir istek mektubu vereceklerdi. Kurşunlarla karşılandılar. Binlerce insan öldü. Kanlı Pazar katliamı müthiş bir protesto grevine, işçi ve köylülerin Çarlık'a karşı ayaklanmasına neden oldu. Rosa, yılsonunda devrime katılma kararını aldı. 29 Aralık 1905'de maceralı bir yolculuktan sonra Varşova'ya geldi. Çalışmalarını yürütürken 4 Mart 1906'da tutuklandı. Rosa Luxemburg kürek cezasına çarptırılma tehlikesi altındaydı. 28 Haziran 1906'da verilen kefalet ve rüşvetler sonucunda hapisten çıkartıldı.
 
1907 Ekim'inde Rosa Luxemburg Berlin'de August Bebel tarafından açılmış olan SPD-Parti Okulu'nda doçentliğe başladı. Rosa Luxemburg öğretmenler arasındaki tek kadındı. İktisat tarihi ve ulusal ekonomi dersleri vermekteydi. Almanya'da üniversitede doçent unvanı ile dersler verirken, siyasi polisçe izleniyor, sıkça yerli yersiz para cezalarına ve tutuklamalara uğruyordu.
 
Rosa'nın son makalesi barikatların arkasından yazıldı
 
Eylemci Rosa Luxemburg, Ağustos 1914'te Karl Liebknecht, Clara Zetkin ve Franz Mehring'le beraber Spartaküs Birliği kurdu. Spartaküs Birliği çalışmaları için 1916 yılında tutuklanan Rosa, 8 Kasım 1918 günü cezaevinden çıktı. Bir sonraki gün, Karl Liebknecht'in Berlin'de verdiği ilan açıklamasıyla Özgür Sosyalist Cumhuriyet ilan edildi. 4 Ocak 1916'da, Berlin'de "Spartaküs haftası" olarak tarihe geçecek isyan başladı. Direnişi bastırmak için Freikorps olarak bilinen ücretli askerler Berlin'e sevk edildi. Rosa'nın yıllar önce bütün gücüyle karşı koyduğu Birinci Dünya Savaşı'ndan kalan ağır silahlarla direnişe saldıran Freikorps güçler, bir hafta içinde 156 sivili katletti. Rosa Luxemburg, 15 Ocak'ta gözaltına alındı. Rosa, yoldaşı Karl Liebknecht'le beraber işkence edilerek katledildi. Kanala atılan cenazesi, ancak aylar sonra bulunabildi.
 
'Kanlı kıyımlarla korunması gerek bir düzen elbet yıkılacak'
 
Rosa Luxemburg'un faşist rejim güçleri tarafından katledilmeden saatlerce önce yazdığı son yazısının kanlı katliamlarıyla "düzen hüküm" ilan eden zalimlere verdiği tokat 97 yıl sonra hala önemini koruyor. 
İsyanının stratejik açısından eleştirilebildiği, ancak isyanın aslında hükümetin provokasyonuna zorunlu verilen bir cevap olduğunu savunan Rosa, son nefesine kadar önemli öz eleştiriler ve tarihi çözümlemeleri soğukkanlı bir şekilde Die Rote Fahne (Kızıl Bayrak) gazetesinde yayınlanan son yazısına döktü. 
 
Sivri diliyle "Berlin'de düzen hüküm sürüyor!" olarak adlandırdığı son yazıda iktidarların ilan ettiği "düzen"leri alay eden Rosa, "'Varşova'da düzen hüküm sürüyor! 'Paris'te düzen hüküm sürüyor!' 'Berlin'de düzen hüküm sürüyor!' Her yarım yüzyılda bir, 'düzen'in bekçileri, dünya çapında mücadelenin odaklarından birisinde, zafer bültenlerini böyle yayımlıyorlar. Ve etekleri zil çalan bu 'galipler,' düzenli aralıklarla kanlı kıyımlarla korunması gereken bir 'düzen'in kaçınılmaz olarak kendi yıkımına gittiğini fark etmiyorlar" diye yazdı.
 
Rosa'nın son sözleri: Vardım, varım, var olacağım!
 
Rosa, devrimci hareketinin "yenilgi"lerinin aslında iktidarın direnişlerine saldırı yaparak kurduğu "düzen"in ne kadar asılsız olduğunu kanıtladığını söylüyor. Devrimci hareketinin daha önce kutladığı parlamenter "zafer"lerin de "yenilgiler"in kadar geçici olduğuna dikkat çeken Roza, argümanı Avrupa tarihinde yaşanan Çartist hareketi, Paris komünü gibi çeşitli devrimler ve isyanlardan örneklerle açıklıyor. En son "'Berlin'de düzen hüküm sürüyor.' Siz budala zaptiyeler! Sizin 'düzen'iniz kum üzerine kuruludur. Devrim, daha yarın 'zincir şakırdılar içinde' ayağa kalkacak ve boru sesleri ile, size dehşet salacak şu mesajı verecektir: 'Vardım, varım, var olacağım!'" diye kalemin son sözleri bitirdi.
 
(cm/fk)