PORTRELER Yazdır Kaydet

Sêvê devletin zulmüne boyun eğmeden gitti

Portreler
Ocak 16 / 2016


 
Tekoşin Tekin-Esra Aydın/JINHA
 
AMED - Devletin zulmüne karşı Silopi'de biran olsun kadınları, çocukları, yaşlıları, gençleri yalnız bırakmayan DBP PM Üyesi Sêvê Demir, iki kadın arkadaşıyla birlikte katledildi. Mahkemelerdeki dik duruşu ve gülen yüzüyle bilinen Sêvê'yi anlatan annesi Sakine Demir, "Sêvê onurlu bir şekilde devletin zulmüne boğun eğmeden gitti. Sêvê'nin isteği tek şey barıştı, barış için mücadele ediyordu. Bende Sêvê gibi umutluyum ve inanıyorum Kürdistan halkı özgür olacak" dedi. 
 
Yıllardan beridir Kürtlere yönelik baskı ve zulüm politikaları birçok Kürt çocuğu gibi Sêvê Demir'i de küçük yaşlardan itibaren etkilemişti. 1974 yılında Mardin'in Savur ilçesinde dünyaya gözlerini açan Sêvê, henüz 4 yaşındayken ailesiyle birlikte Manisa'nın Salt beldesine göç eder. Asimilasyona karşı anadilini koruyan Sêvê'nin direnişi de buradan başlar. Batı illerinde yaşaması Sêvê'yi Kürt gerçekliğinden koparmazken, yıllarca Kürtlere yönelik yaşatılan zulmü ise ailesi gibi göç eden komşularından dinler. Kürtlere yönelik zulmü kabullenmeyen ve buna karşı direnişi esas alan Sêvê genç yaşta siyasi çalışmalarda yer alır. İki yıl 'PKK üye olmak' iddiasıyla cezaevinde kalan Sêvê, çıktıktan sonra mücadelesini ise kaldığı yerden devam ettirir. 
 
Mahkemelerdeki dik duruşu ve gülen yüzüyle bilinirdi
 
Manisa'da 2004 yıllarında DEHAP Kadın Kolu Başkanlığı görevini üstlenen Sêvê, devamında Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) ve DTK Kadın Komisyonu çalışmalarında aktif görev alır. 2009 yılında "KCK" adı altında gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarında tutuklanan Sêvê, anadilde savunma hakkı konusunda mahkemedeki dik duruşu ve gülen yüzüyle bilinirdi. Toplamda 5 yıl cezaevinde kalan Sêvê, 12 Eylül 2012'de 68 günlük açlık grevi direnişini PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla sonlandırdı. İkinci kez girdiği cezaevinden çıkan Sêvê, çıkar çıkmaz mücadelesine kaldığı yerden yeniden devam ettirir. Kongreya Jinên Azad (KJA'ın kurucu delege üyesi olan Sêvê, 23 Ağustos 2015 tarihinde gerçekleştirilen Demokratik Bölge Partisi (DBP) 3. Olağanüstü Kongresi'nde PM üyesi seçildi ve Mardin ile Şırnak'ta siyasi çalışmalarda bulundu. Son olarak sıkıyönetim uygulamalarının sürdürüldüğü Şırnak'ın Silopi ilçesinde devlet zulmüne karşı ilçe halkını biran olsun yalnız bırakmayan Sêvê, 4 Ocak tarihinde Kürt kadın siyasetçileri Pakize Nayir ve Fatma Uyar ile birlikte özel harekat timleri tarafından katledildi. 
 
'Büyük ve temiz yüreğinde herkese yer vardı'
 
Yaşamı zulme karşı direnişle geçen Sêvê'yi annesi Sakine Demir anlattı. Kızı Sêvê'nin Kürt halk mücadelesiyle 13 yaşında tanıştığını belirten anne Sakine, "Sêvê devrimci bir ruhla yola çıktı. Kızıma söz verdim hiçbir zaman gözyaşı dökmeyeceğim. Kızım büyük ve temiz bir yüreğe sahipti ve yüreğinde herkese yer vardı. Her yaştan insanla diyalogu vardı. Çocukla çocuk, büyükle büyük olan bir kadındı. Sêvê okul okumamıştı ama çok ilgili bir kadındı, her şeyi araştırıyor ve öğreniyordu. Manisa'da bazen tarlada çalışan insanların yanına gidiyordu. İşçilerin arasına girerdi, onlarla çalışırdı, onlara yardım ederdi, çoğu insan onu çok severdi. Onlar bir araya gelip sohbetler ederdi. Yani çok büyük bir yüreği vardı. Bütün arkadaşlarına karşı çok saygılıydı. Kimsenin yaşına, inancına göre değerlendirmezdi, o herkesleydi, o büyük ve temiz yüreğinde herkese yer verirdi" şeklinde anlattı. 
 
'Direngen ruhu çocukluğundan gelirdi'
 
Sêvê'nin direngen ruhunun çocukluğundan geldiğini ifade eden anne Sakine, "Sêvê çocukluktan beri düşmana karşı boyun eğmeyen bir kadındı. Bir gün evimizi askerler basmıştı kızım Sêvê o zamanlar henüz 12 yaşındaydı ve babası da evde değildi. Askerler bize hakaret ederek işkence etmişlerdi. Askerler o sıra Sêvê'ye 'sen örgütten gelmişsin bu dili örgütten öğrenmişsin' demişler. Sêvê de 'Örgütü görmedim ama keşke görseydim, nerede olduklarını bilseydim de gitseydim' diye yanıt vermiş. Onu almaya çalıştılar biz izin vermedik. Sêvê daha küçükken devlete karşı bir isyanı vardı, düşmana boyun eğmezdi. Sêvê düşmanın çok nankör olduğunu söylerdi ve koruculara halkına ihanet edenlere de çok kızardı. 'Devletin yaptığı zulümlere karşı direnmeliyiz' derdi, direnişçi bir ruhu vardı, öyle bir karaktere sahipti" dedi.
 
'Mücadelede kararlıydı'
 
Sêvê'nin siyasi çalışmalara Manisa'da başladığını söyleyen Saliha, "Sêvê'nin verdiği mücadele gerçek anlamda çok önemliydi. Sêvê bir gün yanıma gelip oturdu ve 'anne ben gideceğim ülkem için çalışmam lazım' dedi. Bende 'tamam kızım git sen doğru olanı yapıyorsun' dedim. Babası gitmesini istemiyordu  çünkü Sêvê çok çalışkandı ve evimizin yükü onun omuzlarındaydı. Babasına 'Benim yolum Kürt halkımın yolu, Kürt halkının mücadelesi benim mücadelem beni hiç bir şey bu mücadeleden uzaklaştıramayacak' diyerek, mücadeledeki kararlığını ortaya koydu. Batıda şehir çalışmalarını yürütmeye başladı. Daha sonra Kürdistan bölgesine kendi topraklarına geçip parti çalışmalarını yürüttü. Sêvê çok yürekli bir kadındı, vücudu küçük yüreği büyük bir kadındı" şeklinde konuştu.
 
'Onurlu bir ölüm istiyordu'
 
Sêvê'nin toplamda 5 yıl cezaevinde kaldığını kaydeden anne Saliha, Sêvê'nin Diyarbakır zindanında kaldığı dönemde açlık grevine girdiğini belirtti. Saliha sözlerine şöyle devam etti: "Sêvê tutukluyken açlık grevine girmişti, yaklaşık 70 gün açlık grevinde kaldı. Sêvê serbest bırakıldığı zaman biran önce çalışmayı istiyordu. 'İş çok ve biz esir altındayız çalışmamız gerekiyor' derdi. Diyarbakır'a çalışmaya gelen Sêvê, Cizre'ye gitmişti. Sêvê'yi Cizre'de görmeye gitmiştim. Ondan hatır istedim, vedalaştım, onun başı dikti, halkı için dik bir duruşu vardı. Yaşamını yitirmeden 20 gün önce beni aramıştı, bizleri tek tek sordu ve bana 'Biz burada toprağımız, vatanımız, dilimiz ve halkımız için mücadele ediyoruz. Ölürsem kanım toprağım üzerine dökülsün, onurlu bir ölüm olsun' dedi. Daha sonra babasıyla konuşunca 'Biz kendimizi savunuyoruz, kendini savunmayan sizsiniz, size benimle gelin demiştim, gelmediniz, kendimizi de sizi de kurtaracağız' ifadelerinde bulundu."
 
'Devletin zulmüne boğun eğmeden gitti'
 
Sêvê'nin özgürlüğe inan bir kadın olduğunu dile getiren Saliha, "İhanetin gözü kör olsun. Sêvê çalışan bir kadındı, elinde top ve silah yoktu halkının yanındaydı. Sêvê ve 3 arkadaşı Silopi'de ilk yaralandığı zaman yurttaşlar ambulans istemiş. Daha sonra devlet ambulans göndermeyerek katliamlarına devam etmiş. Sêvêmi infaz ettiler ben Sêvê'nin arkasından ağlamadım çünkü Sêvê onurlu bir şekilde devletin zulmüne boğun eğmeden gitti. 'Devlet nerede, hukuk nerde?' diye sormayacağım çünkü biz artık Türk devletini tamamen yok sayıyoruz. Topraklarımız için her zaman savaşacağız. Sêvê'nin mücadelesini devam ettireceğiz. Sêvê'nin isteği tek şey barıştı, barış için mücadele ediyordu. Bende Sêvê gibi umutluyum ve inanıyorum Kürdistan halkı özgür olacak" diye konuştu.
 
(mg)