PORTRELER Yazdır Kaydet

Viyan 'Bedel verilmeden özgürlük olmaz' demişti

Portreler
Şubat 02 / 2016


 

 
Engar Biradost/JINHA
 
SILEMANÎ - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve uluslararası komploya karşı 10 yıl önce bedenini ateşe veren "Bedel verilmeden özgürlük olmaz" diyen Viyan Soran'ı annesi Gelawêj anlattı. 
 
"Her 15 Şubat gecesinde, Mazlum Dağan, Zekiye Alkan, Berivan, Ronahi, Rehşan, Sema, Fikri Baygeldi, Serdar Arı ve binlerce şehit yoldaşımın kalbi, kalbimle atıyor. Onların 'Biji Serok Apo' sloganı, her zaman kalbimde atıyor" sözlerini arkasında bırakan Leyla Weli Hüseyin (Viyan Soran) 1 Şubat 2006'da bedini ateşe veren sonsuzluk kervanındaki kadınların arasına katıldı. YJA Star'lı Viyan Soran, , eyleminin ardından PKK Lideri Abdullah Öcalan'a bir mektup bırakmış ve bu cümleleri o mektubunda yazmıştı. "Bedel verilmeden özgürlük olmaz" diyen Viyan, 1981 yılında Süleymaniye kentinde dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu Süleymaniye de okuyan Viyan Soran arkadaşları arasında çalışkanlığı ile tanınıyordu. Genelin içinde de çokça sevilen bir karaktere sahipti. Arayışları güçlüydü. Bu arayışlarına cevap arıyordu, bu süreçte PKK'yi tanıdı. 1997 yılında arayışları belirginleşince okulu bırakıp PKK'ye katıldı. Özgürlük mücadelesinde toplum gerçekliği, kadın, tarihi konularında derinleşir. Mücadele içinde morali ve bilinçli duruşuyla tanınan Viyan Soran YJA-Star komutanlığı yaptığı Haftanin alanında 2006 yılının 2 Şubatında Abdullah Öcalan'a uygulanan komplo ve tecrit karşısında bedenini ateşe verdi. 
 
'Çocukluğundaki gibi direngendi' 
 
Viyan Soran'ı annesi Gelawêj Soran anlattı. Onun her zaman güler yüzlü olduğunu vurgulayan annesi, çocukluğunda da her zaman başarılı olduğunu, okulu hep birincilikle bitirdiğini söyledi. Viyan'ın çocukların arasında her zaman farklı başarılara sahip olduğunu ifade eden Gelawêj, "Bütün arkadaşları arasında çalışkanlığıyla öndeydi. Çocukluğundaki alçak gönüllüğü ve mütevazılığı dağdaki yaşamına da yansıyordu. Orada da en önde ve çocukluğundaki gibi direngendi" dedi. 
 
Viyan'ın başarısının hayat boyu devam ettiğini ifade eden Gelawêj kızını şu sözlerle anlatıyor: 
 
"Leyla çocukluğunda da tavır sahibiydi. Her şeyi olduğu gibi kabul etmiyordu. Sürekli bir arayış içerisindeydi. Tavırlı ve ilkeli duruşundan kaynaklı bazen öğretmenleri de ona karşı tavır alıp onu sınava katmıyorlardı. Çünkü o sorgulayan bir düşünce yapısına sahipti. Daha 15 yaşındayken sorgulamaları onun PKK saflarına katılmasına neden oldu. Gerilla saflarına katılmak üzere evden çıktığı an dönüp bana şöyle dedi.  'Anne eğer ben yaşamımı yitirirsem benim hakkımda iyi düşün ve benim için ağlama' demişti. Ama ben o zaman ne demek istediğini tam anlamamıştım. Sonra zaten Viyan yönünü dağlara verdi ve dağlara çıktı. 
 
'O dağlarda da başarılıydı'
 
O dağlarda da sürekli olarak başarısını devam ettirdi. Ben 8 yıl sonra onu görmeye gittiğimde ona onsuz yapamadığımı ve zorlandığımı dönmesini söyledim. O ise bana şunları söyledi. 'Sen benim dağlardaki mücadelemle gurur duyacaksın. Ben ideolojik ve askeri bir mücadele yürütüyorum, yürüdüğüm yolda ise asla arkadaşlarımı yarı yolda bırakmam.' Hem mücadelesine hem de arkadaşlarına olan bağlılığını da bana anlattı. Birlikte kaldığımız zamanlarda bana hep mücadelesini ve arkadaşlığını, arkadaşlarını anlattı durdu. Bana dağları, önderliği ve arkadaşlarını anlatırken de sürekli güler yüzlü bir şekilde anlatıyordu. Aynen çocukluğundaki ki gibi hala güleç bir yüzle anlatıyordu yaşadıklarını. Ben onun yanına gitmiştim ama o sürekli önderliğin çizgisini ve arkadaşlarını anlatıyordu.
 
'Yaşamının her anında başarılıydı'
 
O daha evdeyken de mücadele ve arayış sahibiydi. Açık kişilikleri severdi kendisi çok açık yürekliydi. Ben ve benim gibi zorlu yaşam koşullarında yaşayan kadınları görünce daha çok büyüyordu arayışları. Bizim gibi olmak istemiyordu. Kendisi için değil, ülkesi ve halkı için yaşamak istiyordu. O arayışları büyüyerek büyük bir gerilla eylemine dönüştü. Onun şahadeti ne kadar yüreğimi yakmış olsa da eylemiyle gurur duyuyorum. Diyorum ki artık ben tüm Kürdistan şehitlerinin annesiyim. Dört parçadaki özgürlük mücadelesini de selamlıyorum."
 
(gc)