Gecenin evinden yangın çıkartan Yasemin...
Portreler
Öykü Dilara Keskin/ JINHA
ANKARA - "Erken öleceğiz biz" şarkısını severdi, Yasemin'in hayatı da hep dinlediği o şarkı gibi oldu. Yasemin Çiftçi, 9 Şubat 2012 yılında eylem hazırlığındayken bombanın erken patlaması sonucunda yaşamını yitirdi. "Sınırsız, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya kurmak amacıyla yola çıkmış bir komünist kadın olarak ‘gecenin evinde yangın çıkarmaya’ doğru hızlı adımlar atıyorum” diyordu Yasemin ve bir yangınla gitti.
Kadınların tarihi, mücadeleler ve özgürlük arayışlarıyla dolu. Katliam ve baskılarla dolu Türkiye tarihinde bu nedenle en büyük direnişi de onlar üstleniyordu. Kürdistan'daki kadınlar, ilan edilen özyönetim direnişlerini sahiplenerek mücadeleyi ön saflarda büyütürken, Batı'daki kadınlar ise baskılara karşı özgürlüğe yüzlerini dönüyordu. Tarih 9 Şubat 2012'yi gösterdiğinde MLKP militanı Yasemin Çiftçi, eylem hazırlığındayken taşıdığı bombanın erken patlaması sonucunda yaşamını yitirdi.
Kararlı duruşu ve gülüşüyle hafızalara kazındı
Yasemin Çiftçi, 1989 yılında Adana'da dünyaya geldi. Anafartalar Lisesi’ndeyken devrim mücadelesiyle tanışarak örgütlendi. Liseden mezun olmasının ardından Hatay'da bulunan Mustafa Kemal Üniversite'sini kazandı. Bir süre üniversitede faaliyet yürüttükten sonra Türkiye'nin farklı illerinde mücadelesini devam ettirdi. Sonunda İstanbul'a giden Yasemin, eylemlerin ön safında yerini alıyordu. İstanbul'un emekçi mahallerinde faaliyet yürüttü. Mücadeleyi büyütmek istiyordu ve büyük bir eylem yapmaya karar vermişti. Hedef karakoldu ancak eylem hazırlığındayken bomba erkenden patladı. Yasemin'den geriye, herkesin aklında kararlı duruşu ve güler yüzü kaldı.
'Yasemin Zilanlaştı'
1 Mayıs Mahallesi'nde kime sorsanız Yasemin'i tanıyor. Devrimci kişiliği ve kadın bakış açısıyla kadınlarla yoldaşlık ilişkisini kurarken, onları da kadın özgürlük mücadelesini büyütmeye çağırdığı söyleniyor. Yasemin'i arkadaşlarından dinlemeyi istediğinizde hepsi ilk olarak susuyor. Sonra gözleri ışıldayarak anlatmaya başlıyor: "Yasemin herkesin yoldaşıydı. Kimse ölüm haberinin doğru olduğuna inanamadı." Yasemin'in ardından binlerce Yasemin'in doğduğunu söylüyorlar. En etkilendikleri durumlardan birinin ise kalp rahatsızlığı olmasına rağmen asla mücadeleden geri durmaması. Partisinin Zilan'ı olarak anılıyor, yoldaşların dediği gibi: "Yasemin Zilanlaştı."
Yasemin savaşçı komünist bir kadın olarak yola çıktı
Yasemin eylemini gerçekleştirmeden önce arkadaşlarına "Yeni bir başlangıç yaptım" isimli mektup bırakmış. Mektubuna şöyle başlıyor: "Geleneksel kadınlığa ve küçük burjuva alışkanlıklarına savaş açarak savaşçı özgür bir komünist kadın olma iddiasıyla yola çıkan birisi olarak yazıyorum bu yazıyı. Tam da çelişkilerimi en derinden hissettiğim, geleneksel kadınlık duvarına ve küçük burjuva zaaflarıma çarptığım ve geriye düşüp sarsıldığım bir zaman diliminden, bir alt üst oluşa adım attım."
Yüzü koyun buz üstünde yatılır mı kalk Yasemin!
Yasemin, mektubunu şu sözleriyle sürdürüyor: "Hedefim, profesyonel bir devrimci olmak olduğu için de ailemi, okulumu ve buna benzer bir çok şeyi arkamda bırakıp yola koyuldum. Hayatın her anını mücadele içinde örgütlemek gerekiyor. Ölüm duygusu hayatımda yer etmeye başladı. Ama korktuğum için değil, tam tersi yaşamı daha fazla sevmeye başladığım için, ölüm duygusu bana daha fazla kolay gelmeye başladı. Mücadele büyüttükçe daha güçleniyoruz. Devrimin ışığı bizleri ‘mutluluğu fethetmek için gecenin evinde yangın çıkarmaya’ çağırıyor. Sınırsız, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya kurmak amacıyla yola çıkmış bir komünist kadın olarak ‘gecenin evinde yangın çıkarmaya’ doğru hızlı adımlar atıyorum.”
Yasemin ardından arkadaşlarının yazdığı bir kısmı şöyle: "Yüzü koyun buz üstünde yatılır mı kalk Yasemin! Yüreğimde sen Yasemin..."
(sy/mg)