PORTRELER Yazdır Kaydet

'Devlet Fatma'nın gülümsemesinden korktu ve onu katletti'

Portreler
Şubat 20 / 2016


 
 
 
JINHA
 
ŞIRNEX - Silopi'de infaz edilen 3 Kürt kadın siyasetçiden Fatma ve Sêvê'yi öncesinden tanıyan ve onları son yolculuklarına uğurlamak için cansız bedenlerini yıkayan Fahrecan Güngen, "Çocukluk arkadaşım Fatma'nın yüzüne baktım yine gülümsüyordu. O zaman anladım ki ölüme de gülerek gitmişti. Fatma hayata karşı hep güldü, devlet onun gülüşünden korktu ve onu şehit etti. Fatma'nın hayata her durumda gülen gözleriydi onları korkutan. Sêvê'yi de annemle birlikte yıkadık ve güzelliğini sonsuzluğa uğurladık" dedi. 
 
Şırnak'ın Silopi ilçesinde sıkıyönetim uygulamalarında 4 Ocak günü infaz edilen 3 Kürt kadın siyasetçinin ardından Botanlı kadınlar, her alanda her yerde onlardan ve mücadelelerinden bahsetmeye devam ediyor. Fatma Uyar, Sêvê Demir ve Pakize Nayır'ın cansız bedenlerini getirildikleri Şırnak Devlet Hastanesi'nde yıkayan ve son yolculuklarına hazırlayan Fahrecan Güngen, Fatma'nın çocukluk arkadaşı, Sêvê'yi ise yıllardır tanıyor. Fahrecan çocukluk arkadaşı Fatma'yı anlatarak, "Fatma'yı çocukluğundan beri tanırdım. Tüm çocukluk anılarımız birlikte geçti. Onu tek kelime ile anlatacak olsam gülen yüzüdür derim. Hayatta tüm zorluklara karşı gülümsemesini eksik etmezdi. Çocukken de öyleydi, sonra cezaevine girdi çıktı 5 yıl sonra geldiğinde yine gülümsemesi ile karşıladı" diye konuştu. 
 
'Sêvê'den çok şey öğrendim'
 
Fatma'nın her zaman güler yüzlü bir kadın olduğunu söyleyen Fahrecan, "Her zaman gülerdi çocukluktan gelme bir şey sürekli birbirimize espriler yapardık. Son gördüğümde sarı bir kefiyesi vardı. Bizim burada bir Batu aşireti var onlar sürekli sarı kefiye takar bende Fatma'ya 'sen Batu olmuşsun bu sarı kefiye ile' dedim" şeklinde konuştu. Sêvê ile bir kaç yıl önce tanıştıklarını ifade eden Fahrecan, "Onu Fatma kadar iyi tanımasam da, onunda en temel özelliği gülen yüzüydü. Çok değerli bir insandı adeta evimizin kızı olmuştu. Ondan çok şey öğrendim" dedi. 
 
Fahrecan: Fatma gülümsemeyi ölürken de bırakmamışsın
 
"Şimdi her an Fatma çıkıp gelecekmiş hiç gitmemiş gibi geliyor" diyen Fahrecan, "Tesadüf demeyeceğim ama ikisinin de cenazesini annem yıkadı ve bende ona yardım ettim. Çok zor bir duygu… Çocukluk arkadaşım Fatma'nın yüzüne baktım yine gülümsüyordu. O zaman anladım ki ölüme de gülerek gitmişti. Yüzündeki o güzel gülümsemesini alamamışlardı. Bize gülümsüyordu. Eğildim ve ona 'Fatma gülümsemeyi ölürken de bırakmamışsın' dedim. Sonra çevremdekilerde aynısını söyledim" şeklinde konuşarak yaşadığı durumu anlattı.
 
'Onlar yaşamayı en çok hak edenlerdi'
 
Sêvê'yi de annesiyle birlikte yıkadığını ve güzelliğini sonsuzluğa uğurladığını söyleyen Fahrecan, "Çok değişik bir duygu ne söyleyebilirim ki? Tanıdığın sevdiğin varlığı ile mutlu olduğun çocukluğunun birlikte geçtiği dostlarını uğurluyorsun. Onlar en çok yaşamayı hak edenlerdi oysa. Kaldı ki sadece bende değil Fatma ve Sêvê'nin Şırnak'ın her mahallesinde kadınlara emeği geçmiştir. Çok çalışkanlardı. Sêvê iki sene önce cezaevinden çıktığında ilk Şırnak'a gelmişti. Uzun süre burada kaldı ve çok çalıştı, kadınları bir araya getirdi onlara bir şeyler öğretti. Sêvê kadınlara dışarı çıkmakta utanmamaları gerektiğini bir araya gelmemiz gerektiğini anlattı sürekli. Onlar bizim sesimizdi" diye kaydetti.
 
'Fatma balkonda beni bekliyormuş gibi geliyor'
 
"Onların hala yanımda olduğunu hissediyorum hiç gitmediler benden. Her an Fatma gülen yüzü ile çıkacak sanki karşıma bazen evden uzaklaşıp geri döndüğümde Fatma balkonda beni bekliyormuş gibi geliyor. Onu karşımda bulacakmış gibi hissediyorum. Yine sofra kurduğumda sanki Seve kapıdan gelecek diye bekliyorum... Geçen gün küçük oğlum Argeş, 'Anne eve teyzeler geldi deyince bir an onların şehit olduğunu unuttum ve koşa koşa geldim Fatma gelmiştir' diye" diyen Fahrecan, Sêvê'nin, Fatma'nın ve Pakize'nin ölmeyi hak etmediklerini yineledi. 
 
'Fatma'nın her durumda gülen gözleriydi onları korkutan'
 
Fahrecan, Fatma'nın insanların mutlu olması için mücadele ettiğini belirterek, "Fatma hayata karşı hep güldü, devlet onun gülüşünden korktu ve onu şehit etti. Fatma'nın hayata her durumda gülen gözleriydi onları korkutan. Genç yaşına çok güzel şeyler sığdırdı ve katledilirken bile yüzünden o gülümsemesini eksik etmedi" diye ifade etti. 
 
(dk-fk/mg)