PORTRELER Yazdır Kaydet

Fatma Ateş'in kızı Beritan: Annem benim Kürdistan'ımdı

Portreler
Şubat 27 / 2016


 

 
Nurcan Yalçın / JINHA
 
AMED - Sur'da "direnişin annesi" olarak tanınan ve 80 günlük direnişe adını yazdıran Fatma Ateş'i küçük kızı Beritan anlatıyor: "Annem sadece benim annem değildi, Sur'da direnen, zulme karşı savaşan herkesin anasıydı. Hiçbir zaman boyun eğmedi düşmana karşı. Annem gitti ancak annemin savaşçıları çok, çocukları çok. Ben de üç gündür onun beyaz tülbendini başımdan çıkarmıyorum ve Fatma bitmedi, ben oldum Fatma diyorum."
 
Sur'da 80 gün boyunca "Yanımdakiler çıkmadan ben de çıkmam" diyen ve son nefesine kadar direnerek Sur tarihine 'Direnişin anası' olarak adını yazdıran 55 yaşındaki Fatma Ateş'in hayatı hep mücadele ederek geçti. Kocaköy ilçesine bağlı Tepecik köyünde doğup büyüyen Fatma'nın köyü, 1992 yılında devlet tarafından yıkılınca yoğun baskılar sonucunda Diyarbakır'ın Sur ilçesinin Hasırlı mahallesine göç ediyor. O tarihten bu yana Sur'da yaşadıklarını ve Fatma'nın hayatını anlatan 6 çocuğundan 19 yaşındaki Beritan Ateş, "Annem sadece 80 gün direnmedi hayatında, hayatı boyunca hep direndi. Her yerde en ön saflardaydı. Annem, Sur'da direnenlerin hem halasıydı, hem teyzesiydi ve hem anasıydı. Annem hiçbir zaman boyun eğmedi düşmana karşı" diyor.
 
'Benim yol arkadaşım Beritan'ım'
 
Kendisinin de 9 gün Sur'da kaldığını söylüyor Beritan. 25 yıldır aynı mahalledeki hayatlarının bir günde nasıl değiştiğini anlatıyor: "İlk yasak başladığında 9'uncu gününde bir günlük yasak kaldırılmıştı. Benim okulum vardı diye annem beni zorla çıkardı. 'Sen çık, senin okulun var kızım" diyerek çantamı hazırladı. Ben çıkmadan o tandıra ekmek pişirmeye gitti. Çıkarken onu görmedim. Biz 25 yıldır Sur'da aynı mahallede kalıyorduk. Annem nerede bir direniş olursa oradaydı. Ben bazen ona diyordum, 'Anne sen hiç evinde oturamaz mısın?' diye. Bana 'Kızım nasıl oturayım evde, yüreği yanan oturamaz zaten. Bizim yüreğimiz yanıyor diye uzak duramıyoruz' diyordu. Nereye giderse ben de onunla gidiyordum. Hep, 'Benim yol arkadaşım Beritan'ım' diyordu bana." 
 
'Benim burada çok çocuklarım var'
 
"Annem sadece benim annem değildi. Annam komşuların anasıydı, arkadaşlarımızın anasıydı" diyor Beritan. Son konuşmalarında yanlarına gitmek istediğini söylediğini, Fatma'nın ise, "Az kaldı çıkacağız buradan" dediğini ve "Benim burada çok çocuklarım var" diye cevap verdiğini anlatıyor.
 
'Balıkçılar Başında annemin çıkmasını bekledim'
 
Annesinin yaralandığı haberini kimsenin ona söylemediğini belirten Beritan, o anı şöyle anlatıyor: "Dayım beni aradı, 'Sur Belediyesi'ne gel, bir saat sonra annenler çıkacak' dedi. Ben de çok mutlu oldum. Arkadaşlarımla vedalaşıp çıktım hemen. Yolda bir arkadaşım beni gördü, annemin yaralandığını söyledi ancak inanmadım. Telefonum çaldı, Sur'da annemle beraber olan Sinem ablam arıyordu. Ablama annemin yaralandığı haberi doğru mu, diye sorduğumda ağladı ve annemin öldüğünü söyledi. Belediyeye gittim, tüm ailem orada bekliyordu. Ben ağladım annemin öldüğünü söyledim, ama yaralı çok ağır değil dediler. Doktor, annemin geldiğinde yaralı olduğunu ancak aşırı kan kaybından kaybettiklerini söyledi. Annemi götürüp doğduğu ve büyüdüğü köyde defnettik."
 
'Annem gitti, ama annemin çocukları çok'
 
"Annem başta Sur halkının, daha sonra ailenin ve tüm Kürdistan'ın şehididir" diyor Beritan: "Annem gitti ancak annemin savaşçıları çok, çocukları çok. Biz şimdiye kadar şehitlerimizin yolundaydık bundan sonra ben annemin yolunda olacağım." 
Sur'un aylardır direnmesinde annesinin çok büyük emeği olduğunu söyleyen Beritan, annem eline silah almadan inancı ve dualarıyla Sur'a destek verdiğini belirtiyor: "Annem bana sürekli 'Kürdistan'a mın' diyordu. Benim 'Kürdistan'ım sensin' diyordu. Ben de ona 'Kürdistan'a min' diyordum." 
 
Annesinin beyaz tülbendini çıkarmıyor
 
Beritan'ın başında olan beyaz tülbendi neden taktığını sorduğumuzda, "Bu annemin tülbendi. Annem en çok beyaz tülbendi seviyordu. Ben de üç gündür bunu başıma taktım ve üç gündür Fatma bitmedi, ben oldum Fatma diyorum. Düşmanın içine dert olmuştu annem. Annem için 'Teröristleri besleyen Fatma Ana' diye fotoğraflarını gösteriyorlardı. Annemin cenazesinden bile çok korkuyorlardı. İki gün boyunca annemin cenazesini yalnız bırakmadılar" diyor.
 
(mm/sy)