Çocukluğundan, gençliğinden, anneliğinden alıkonulan bir kadın
Portreler
Piroz Zırığ/ JINHA
DİLOK – Çocuk yaşta evlendirilen 75 yaşındaki Fatma Polat’a, evlendirildiği erkek ve ailesi yıllarca sistematik şiddet uyguladı. Çocukları için gurbete çalışmaya giden Fatma, Kürtçe konuştuğu için psikolojik şiddet ve ayrımcılığa maruz bırakıldı.
Çocuk yaşta evlendirilme, şiddete uğrama… Kadınların yaşam mücadelesi hayatın her alanında devam ediyor. Zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren 75 yaşındaki Fatma Polat da, 13 yaşında bir çocukken iki eşli bir erkek ile evlendirildi. Çocuk yaşta evlendirildiği erkekten şiddet gördüğünü söyleyen Fatma, “13 yaşında evlendirildim. Benden yaşça büyüktü hala kaç yaşında olduğunu bilmiyorum. Askerlik 4 sene yapıldığında o da askerliği 4 sene yaptı. Benden önce iki evlilik yapmıştı. Çocuğu olmuyordu diye benimle evlendi. Evlendikten sonra aile öldü” diye anlatıyor.
Evlendirildiği erkekten ve ailesinden sistematik şiddet gördü
Ailesinin ölümüyle hayatının zorlaştığını söyleyen Fatma, “Bütün ailem ölünce benim için işkence dönemi başlamıştı. Evin işlerini yapıyordum, tarlaya gidiyordum yine beğenmiyordu. Beni döverdi, evden çıkartırdı. Gidecek yerim yoktu. Dışarıda sinirinin geçmesini beklerdim, siniri geçince gelirdim eve. O eşimin dövdüğü yetmezmiş gibi bir de onun kardeşleri beni döverdi. Çocuklarıma en büyük kumam bakardı, onun hiç çocuğu olmamıştı. Ben hep tarlaya giderdim, o çocuklarıma bakardı. Ben çocuklarımı kucağıma alamadım, doya doya öpemedim. 3 erkek çocuğum, 2 de kızım oldu” diye aktarıyor.
‘Çareyi gurbete gitmekte buldum’
Evlendirildiği kişi öldükten sonra yaşam mücadelesi daha da zorlaşan Fatma, her türlü işle uğraştığını belirterek, “Çareyi gurbete gitmekte buldum. Ordu’ya gittim 7 sene, 7 sene Samsun’a gittim, 7 sene İzmir’e gittim, Yozgat’a gittim, Harran’a gittim. Fındık, şeker, pamuk, çapa, sera fasulye, soğan, patates, domates, pırasa…her türlü işte çalıştım çocuklarıma baktım. Kimseye elimi uzatmadım, yardım dilenmedim” diyor.
‘Satır ve küreklerle bize saldırdılar’
Gittikleri yerlerde zaman zaman saldırılara uğradıklarını söyleyen Fatma, “Ordu’da asker, polis ölünce bize saldırırlardı. Bir kere bir asker öldü bize saldırdılar. Sopalarla satır küreklerle bizi öldüreceklerdi, zor kaçtık” diyor.
‘Kürtçe konuşmak yasak’
Türkçe bilmediğini, ancak Ordu’da zorla Türkçe konuşturulduğunu söyleyen Fatma, Kürtçe konuşmaya korktuklarını söyleyerek, “Senelerce konuşmamıza izin vermediler. ‘Türkçe bilmeyen konuşamaz’ diyorlardı. Ben ve bir kadın Türkçe bilmiyorduk. Birbirimize seslendiğimizde ben ‘Hezime gel, gel’ diyordum, o da ‘Fatma gel, gel’ diyordu. Bir yıldan fazla konuşmamıza izin vermediler. Bir şey olduğunda evin içinde sessizce, bazen de kimse sesimizi duymasın diye kulakta kulağa söylerdik. Ben Hezime’nin kulağına, o benim kulağıma… Yıllarca böyle devam etti” diye anlatıyor.
Çektiklerine rağmen zorlu yaşam mücadelesinden vazgeçmeyen Fatma, şimdi 3 ayda bir aldığı emekli maaşı ile tek başına bir odada yaşam mücadelesi veriyor.
(pz/sy)