PORTRELER Yazdır Kaydet

Fedai ruhun tanrıçalaştığı beden: Zilan

Portreler
Haziran 28 / 2016


 

 
Şehriban Aslan/JINHA
 
MELETÎ - 30 Haziran 1996 yılında Dersim'de fedai eylem gerçekleştirerek yaptığı eylemle dünya kadınlarına ün salan Zeynep Kınacı (Zilan), Kürt kadınının direniş sembolü haline geldi. 
 
Dersim'de 30 Haziran 1996 tarihinde, sömürgeciliğe karşı fedai eylem gerçekleştiren Zeynep Kınacı (Zilan) bugün tüm kadınların dilinde direnişin ezgisi olarak mırıldanılır. Zilan, 10 Ağustos 1971 yılında Malatya merkeze bağlı Elmalı köyünde doğar. Zilan'ın siyasete ilgisi üniversite yıllarında gelişir. 1994 yılında Adana'da 1 yıl boyunca cephe faaliyetlerinde bulunan Zilan, bu süreye ilişkin şu değerlendirmeyi yapar: "Ciddi bir eğitim sürecinden geçmedim. Ardından yönetim düzeyinde yakalanmaların olmasından dolayı yeterli bir desteğin sağlanmaması, bireyi sivilleştiren, etkisiz hale getiren gibi nedenler, yine kişilik dönüşümü yapamama gibi nedenlerle aslında çok istekli olmama rağmen fazla bir gelişme ve başarının sahibi olamadım" diyor.
 
1995 yılında Dersim'de gerillaya katılır. Katılmasında neden olan en önemli etken ise, 1993 yılında Batman Sason'da korucular tarafından öldürülen bir yakının cenazesini alamamaları olur. Zilan'ın bundan dolayı oturup ağladığını ve bu olaydan sonra katılım yapma kararı aldığı söyleniyor. Zilan, 30 Haziran 1996 yılında Dersim şehir merkezinde bayrak töreni yapan askerlere yönelik intihar eylemini gerçekleştirdi. Zilan gerçekleştirdiği eylemde, "Kürt kadınının direniş sembolü olmak istiyorum" der. Yaptığı eylemin ardından dünyaya ün salan Zilan, Kürt kadının direniş sembolü haline gelir. Rojava'da gerçekleştirilen devrime öncülük eden kadınlar Zilan'ı kendisine örnek alarak direnişini büyütmeye devam ediyor.  
 
Zilan ilk, ortaokul ve liseyi Malatya'da okur, üniversite eğitimini de aynı kentte tamamlar. Malatya İnönü Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü'nden mezun olan Zilan, Kürt Özgürlük Mücadelesine katılmadan önce Malatya Devlet Hastanesi'nde röntgen teknisyeni olarak çalışır. Aile yapısı orta halli ve Kemalist özelliklerin yansıdığı bir yapıya sahiptir. Zilan 7 kardeşten en küçüğü ve evde okuyan tek kız çocuğudur. Ağabeyi "Zilan nasıl biriydi?" sorusuna "Çok zekiydi. Hiçbir egosu yoktu. Çevresinde olup biten her şeye duyarlıydı. Ailenin en küçüğü olmasına rağmen en büyüğü gibi davranırdı" diye cevap veriyor. Hala bile ablasına Zilan denildiğinde ablasının gözyaşlarını tutamayarak çocukluğundan başlayıp gittiği güne kadar beraber yaşadığı anılarını anlatmaya başladığı söyleniyor. Ailede ki herkes aradan geçen onca yıla rağmen Zilan'ı hiçbir zaman dilinden düşürmeyerek sürekli anıyor.
 
'Zilan küçüktü ama sorumluluk sahibiydi'
 
Zilan'ı anlatan ağabeyi Hasan, "Zilan çocukluğundan itibaren mükemmel bir kişiliğe sahipti. Çevresine ve çevresinde gelişen olaylara çok duyarlı ve çok merhametliydi. Ailenin en küçük çocuğuydu fakat bir o kadar da zeki ve büyük gibi hareket ediyordu. Temizliği de çok seviyordu. Ben öğretmen olduktan sonra Sivas'a tahinim çıktı. Yanıma kardeşimi ve Zilan'ı aldım Zilan orada 3'üncü sınıfa başladı. Bir gün sınıfa girdim Zilan çocuklardan ayrı en arka sırada oturmuş. Sordum neden arkada oturduğunu ses etmedi. Bu böyle birkaç gün devam etti. Sürekli soruyorum fakat sesini etmiyor. Bende kendi kendime, 'Zilan sınıf arkadaşlarını küçümseyen biri değil, onları sever neden böyle yapıyor' diye. Eve gidip ablasına, 'yanımda ki arkadaşlarımda bit var bana gelmesin diye ayrı ve arka sırada oturuyorum. Biliyorum yaptığım iyi bir şey değil ama korkuyorum bana bit bulaşmasını istemiyorum' demiş. Bende bunu duyunca gülmeye başladım" dedi.
 
'Ailenin yükünü paylaşmak istiyorum'
 
Zilan'ın çok zeki biri olduğunu ve sağlık meslek lisesi kazandığını kaydeden Hasan, "Sağlık meslek lisesi okumasına rağmen psikoloji (PDR) bölümünü kazandı. Sağlık meslek lisesi okuyan bir öğrencinin o dönem PDR kazanması çok zordu. Fakat Zilan kazandı. İstanbul'da sağlık meslek lisesini kazanınca ben gitmesini istemiyordum. Bunu ona dile getirince bana, 'ben artık bir an önce okuyup meslek sahibi olmak istiyorum. Ailenin yükünü az da olsa paylaşmak istiyorum' dedi. Bunu deyince çok duygulandım çünkü o zamanlar daha 13 yaşlarındaydı ve bu bilince sahipti. Öyle deyince bende ses etmedim ona engel olmadım" sözlerini kullandı. Zilan'ın eyleminin ardından yurt dışında yaşayan ablasının Zilan'ın fotoğraflarını istediğini dile getiren Hasan, "Fotoğrafları gönderdik fakat polisler yolda bekleterek tüm fotoğraflara el koydu" dedi.
 
'Üniversitede siyasi bilinci gelişti'
 
Zilan'ın siyasi bilincinin üniversitede geliştiğini belirten Hasan, özellikle duyduğu bir şahadetten dolayı çok etkilendiğini söyledi. Hasan, "1993 yılında kayınım şehit düştü. Kayınım Batman Sason'da korucular tarafından şehit edildi. Cenazeyi almak için ne kadar çaba harcadıysak da alamadık.  Cenazeyi alamamamız Zilan'ı çok etkilemişti. İlk defa oturup ağladığını gördüm. Bu olaydan sonra Zilan gitmeye karar verdi" ifadelerine yer verdi.
 
'Aileye çok fazla baskı uygulandı'
 
Zilan'ın doğduğu Elmalı köyüne gittiğimizde ve o dönemde köyde yaşayan tanıklarla konuştuğumuzda, Zilan'ın eyleminin ardından köye devlet tarafından büyük baskı uygulandığı vurgusu yapıldı. Özellikle aile üzerinde büyük baskı ve işkencenin olduğuna dikkat çeken tanıklar, "Ablasını günlerce gözaltında tuttular. Ablasının eşini de ayrıca gözaltında alınıp günlerce işkence yapıldı. Devlet o kadar baskı yaptı ki köyde artık kimse korkudan selam vermeyecek dereceye geldi. Aile çok büyük baskılara ve işkencelere maruz kaldı" dedi.
 
(dk)