PORTRELER Yazdır Kaydet

Sistematik erkek şiddetine başkaldıran Nurella

Portreler
Temmuz 08 / 2016


 

 
 
JINHA
 
İZMİR – Alsancak’ta çiçekli şapkası, beline kadar örülü saçlarıyla rengarenk adımlar atan Nurella, yıllardır caddede tarot falı bakıyor. Nurella’nın asıl hayat hikayesi ise, zorla evlendirildiği erkekten gördüğü sistematik şiddetine başkaldırarak, kendi hayatını kurmasıyla başlıyor. 
 
İzmir Alsancak'a bir kere dahi gelmiş olanlar çiçekli şapkası, beline kadar örülü saçlarıyla rengarenk duran bu kadını mutlaka görmüştür. Adına Nurella diyor. Nurella yıllardır Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde insanların derdini dinlemek ya da  tarot falı bakmak için bekler. Nurella’yla kısa bir sohbet gerçekleştirildiğinde ise kendisinin erkek şiddetine direnen bir kadın olduğu ortaya çıkıyor. 
 
Nurella, İzmir’e geliş hikayesini şöyle anlatmaya başlıyor: "Dünyayı dolaştım İzmir'e aşık oldum kalakaldım. 40 sene olacak nerdeyse. 1976'da geldim. Burada tarot bakıyorum. Gelen gidenle dertleşiyoruz. Gidene güle güle, gelene hoş geldin demek lazım, genel de terk ettiklerini ya da terk edildiklerini bana soruyorlar. Buraya Ankara'dan geldim, eşimden ayrıldım. Bir tane oğlum vardı, rahmetli oldu. Daha önce takı tasarım el işleri ve örgü işleri yapıyordum. Kendi kendime el becerisiyle yapıyordum, bir yere bağlı değildim. Örgü ve kumaş üzerine dikiş üzerine yapıyordum. Kız sanat Ankara mezunuyum. Şu an 18 yaşında gibiyim. Buradaki hayatım güzel geçiyor. 20 seneden fazladır ben buradayım, bu caddede.”
 
Zorla evlendirilme, sistematik şiddet ve işkence
 
Nurella, zorla evlendirilmiş ve erkek şiddetine dayanamayarak İzmir’e gelmiş. Yıllarca gördüğü sistematik erkek şiddetini ve kaçış hikayesini şöyle anlatıyor Nurella: "Eşimden dayak, işkence ve şiddet yaşadım. Koca çok kötü. Biraz da izimi kaybettirmek için kaçtım. O da öldü zaten, artık bulmaz beni. Görücü üslüyle evlenmiştik. Dayılarım, amcalarım aracı olmuştu. Aslında ben başkasını seviyordum. Bağırta bağırta evlendirdiler beni."
 
'Hep dayak mı yiyeceğim, biraz da ben döveyim'
 
Fal bakmadan önce kendi el emeği ile yaptığı takıları satarak hayatını kazandığını belirten Nurella, burada da cinsel saldırıya uğradığını anlatıyor. Öz savunmasını yanındaki sopayla sağladığını söyleyen Nurella, "Önceden takı, çanta, şapka yapıp satıyordum. Şimdi onlara yasak koydular, sattırmıyorlar. Devletimiz yasak koydu. Hep ‘o kadın o kadın’ diye örnek aldılar. O kadın kadar başlarına taş düşsün. Sarhoşlar bazen geliyor taciz ediyor. Sopalarım var dövüyorum. Sopam var, bir kere sırtında kırdım sopayı. Hep dayak mı yiyeceğim, biraz da ben döveyim. Dayak yiye yiye dayak atmayı öğrendim. Bu saatten sonra da dayak mı yiyelim" diye anlatıyor.
 
'Bırakacaksın sarhoşu yıkıldığı yere kadar'
 
Nurella, son olarak kadınlara güçlü olmaları gerektiğini söyleyerek, şu çağrıda bulunuyor: "Kadınlar bence hiç altta kalmasınlar. Elleri var ayakları var işlerine güçlerine baksınlar. Koca kadar taş düşsün. Koca nedir? Hayatını çalıyor. Zorla olmuyor.”
 
(mb-öö/sy)