Şeker hastalığında erken tanı çok önemli
09:12
JINHA
HABER MERKEZİ - Dr. Aybige Pilancı, şekerin sinsi bir hastalık olduğunu söyleyerek, "Bu hastalık herhangi bir belirti göstermeden yıllarca sessiz kalabilir. Önlem alınmazsa yüksek kolesterol, damar tıkanıklığı, kol ve bacakta kangren, körlük ve böbrek hastalıklarına sebebiyet verir" dedi.
Diyabetin belirtileri arasında çok su içmek, çok acıkmak, sık idrara çıkmak kan şekerindeki dengesizlik yer alırken, ayrıca iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, kaşıntı, inatçı enfeksiyonlar ve başka birçok bulgu da şeker hastalığının belirtisi olabilir. Konuyla ilgili bilgi veren Özel Mersin Sistem Cerrahi Tıp Merkezi Dahiliye Uzmanı Dr. Aybige Pilancı, diyabet hastalarının, yiyeceklerini diyetisyenin önerdiği miktarlara uygun olarak, ölçerek ve öğünlere sadık kalarak yemesi gerektiğini dile getirdi.
'Şeker, belirti göstermeden yıllarca sessiz kalabilir'
Şekerin sinsi bir hastalık olduğunu söyleyen Dr. Aybige, "Bu hastalık herhangi bir belirti göstermeden yıllarca sessiz kalabilir. Önlem alınmazsa yüksek kolesterol, damar tıkanıklığı, kol ve bacakta kangren, körlük ve böbrek hastalıklarına sebebiyet verir. Bu durumda hastalarımız; doktorlarının önerdiği ilaç, insülin tedavisi ve diyete aynen uymalıdır. İlaçlarını doktoruna sormadan değiştirmemeli ve kesmemelidir. Şeker düşmeleri oluyorsa doz ayarlaması için hemen doktorlarına başvurmalıdır. Yılda bir defa göz muayenesi olmalılardır ve göz doktoruna şeker hastası olduğunu söylemeyi unutmamalıdır. Ayak parmak aralarına krem sürmemeli, yazın mutlaka çorap giymeli ve çıplak ayakla dolaşmamalıdırlar" dedi.
'Stres, üzüntü, sıkıntının kan şekerini yükseltir'
Stres, üzüntü, sıkıntının kan şekerini yükselttiğine dikkat çeken Aybige, "Vücudumuz tehlikeyi hissettiğinde 'savaş' moduna geçer ve enerjiyi arttırmak için şekeri yükseltir ve stres hormonu salgılar. Bu kimyasal tepkimelerin olması için tehlikenin gerçek olması gerekmez çünkü vücudumuz bunları hayali tehlikeler, duygusal tehlikeler ve diğer durumlarda da gerçekleştirir. Stres hormonunun salgılanması ve buna bağlı olarak kan şekerinin yükselmesi için kişinin kendini tehlikede hissetmesi ya da gergin olması yeterlidir" ifadelerinde bulundu.
'Sıvı alımını artırın, öğün atlamayın'
Aybige, hava sıcaklığının artması ve aktivite artışı nedeniyle vücudun sıvı kaybı kış aylarına göre hemen hemen iki kat arttığından bahsederek, "Bu, gerek terleme, gerekse buharlaşma yolu ile olur ve sıvı kaybı ile birlikte vücudun tuz dengesinde de bozulmalar görülebilir. Bu bozukluklar; halsizlik, fenalık hissi, kas ağrıları, kramplar hatta kalpte ritim bozukluklarına dahi neden olabilir. Bunun için diyabet hastalarının sıvı alımlarını mümkün olduğunca arttırmaları ve beslenmelerine çok dikkat etmeleri, uzun süre aç kalmamaları, bir öğünde çok fazla yemek yememeleri gerekmektedir. Gerek insülin, gerekse oral olarak şeker düşürücü ilaç kullanan hastaların, ara öğünlerini atlamamaları çok önemlidir" şeklinde konuştu.
'Düzenli kontrol şart'
Şeker hastalarının düzenli göz kontrollerini yaptırmalarının önemine değinen Aybige, "Hastaların tedavi yapabilecek donanıma sahip merkezlerde takibe alınmaları ve bunları yaptırırken de mutlaka kan şekerlerini ve bunun yanı sıra eşlik eden hipertansiyon, hiperlipidemi (kanda oluşan yağ miktarı artışı) gibi diğer hastalıklarını da kontrol altında tutmaları gerekmektedir. Kan şekeri düzensiz giden hastalarda tedaviye rağmen tahribatın ilerleme göstereceği ve yapılan tüm tedavi zahmetlerinin boşa gideceği unutulmamalıdır" diye kaydetti.
(sg/dk)