Sebahat Tuncel: Barış bizim en temel sorumluluğumuz

09:03

JINHA

İSTANBUL - Ortadoğu'da yaşanan savaşta binlerce kişinin yaşamını yitirmesi ve son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetinin Suriye'yi işgal etme politikalarına ilişkin birçok sivil toplum örgütü, siyasi parti ve milletvekillerinin imzacısı olduğu Barış Blok'unu değerlendiren HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, "Hem Ortadoğu'da hem Türkiye'de hem de Kürdistan'da barışın olması bizim en temel sorumluluğumuzdur" dedi.

Türkiye'nin Rojava sınırına askeri yığınak yapması ve Suriye'ye dönük savaş söylemlerine karşı birçok siyasi parti, kurum, kuruluş ve meslek örgütleri tarafından oluşturulan Barış Bloku'na ilişkin HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel değerlendirmelerde bulundu. Sebahat, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik söylemlerinin ve sınıra yakın yerlere askeri yığınak yapılmasının Rojava devrimine yönelik bir hareket olduğunu belirterek, "Bu Rojava'da ki halkın kazanımlarına yönelik saldırı girişimidir. Türkiye'de çok geniş kesimlerin bu konuda rahatsızlık duyduğunu ve özellikle IŞİD çetelerinin sadece Rojava'da, Suriye'de değil, bütün Ortadoğu halkları için büyük bir tehdit oluşturduğunu, buna karşı da çok geniş kesim tarafından rahatsızlık duyulduğunu biliyoruz" dedi.

'Halklara barışı armağan etmek temel görevimiz'

Sebahat derin bir savaş ve çatışma ortamının olduğunu belirterek, "Bu ülkede halkların kendi dilini, kültürünü kullanabilmesi ve 'ben varım' diyebilmesi için ne büyük bedeller ödediğini herkes çok iyi biliyor. Hele ki Kürtler bunu çok daha derinden yaşıyor. Oysa ki hem Ortadoğu'da hem Türkiye'de hem de Kürdistan'da barışın olması bizim en temel sorumluluğumuzdur. Kürt Özgürlük Hareketi içerisinde ve Kürt Kadın Hareketi içerisinde çalışan bizlere bu konuda daha büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Halklarımıza barışı armağan etmek bizim temel görev ve sorumluluğumuzdur" diye kaydetti.

Türkiye'de ki sivil toplum örgütlerinden, sendikalardan, siyasi partilerden herkesin bir şekilde Suriye'deki savaşa karşı bir şeyler yapmak istediğini dile getiren Sebahat, "Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesi ve Cerablus'a girme adı altında yaptığı tartışmalardan çok rahatsızdık. Suriye'de ki savaşın son bulması, Rojava'daki kazanımların kalıcı hale dönüşmesi için tüm kesimlerin bu konu etrafında buluşarak Barış Bloku'nu oluşturması çok önemli bir noktada yer alıyor. Barış Bloku'nu uzun soluklu bir iş olarak düşünmek gerekir" diye konuştu.

'Kadınların bedeni savaş alanı olarak değerlendiriliyor'

Sebahat, savaşın çok yönü olduğuna dikkat çekerek, "Ortadoğu halklarının savaş nedeniyle yaşadıkları, özellikle Ezidi ve Arap kadınların yaşadıkları sorunlar var. Kadınların bedeni savaş alanı olarak değerlendiriliyor. Yine coğrafyamızın tahrip olması ve bütün bunları düşündüğümüzde barış için herkesin bulunduğu yerden bir şekilde bir şey yapması gerekiyor. Barış Bloku'na katılan herkesin bir nedeni var. Kimisi Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesini istemiyor, kimisi Rojava devriminin kalıcı hale gelmesini istiyor. Emperyalist müdahaleleri istemedikleri için Barış Blok'una katılanlar da var. Netice itibariyle herkesin barış içinde bir araya gelmesi için çok nedeni var" şeklinde konuştu.

'Türkiye halkları barış istiyor'

Sebahat, savaş planlarının diğer boyutunun ise Türkiye'nin yıllardır çözemediği Kürt sorununda yeniden çatışma zeminine götürmek olduğunu belirterek şunları söyledi: "2013 yılında Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın Amed Newroz'unda ki deklarasyonu ile birlikte Türkiye'de bir çatışmasızlık ortamı doğdu. O günden bu güne Türkiye halkları, Türkiye'deki Kürt sorunu çözümünde bir beklentiye girdi ve her geçen gün bu beklenti artıyor. Yani Türkiye halkları barış istiyor. Ama Türkiye'nin Suriye'ye ya da Rojava'ya olası bir müdahalesi, Türkiye'deki barış sürecinin de heba olmasına neden olacak, yaşanan bu 2 yıllık sürecin tamamen ortadan kalkıp Türkiye'de halklar arası bir çatışmaya da zemin sunacak" diye belirtti.

(dk-sö/gc/fk)